Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ankara'daki YÖK operasyonu tamamlandı. Aylardır süren gerginlik, Çankaya'nın zaferiyle (!) sonuçlandı. Cumhurbaşkanı Sezer, kazanan taraf olurken, ne oturduğu makamla, ne de kişiliğiyle hiç bağdaşmayacak bir tavır sergiledi...
Dayatmacılık konusunda elindeki kozları Çankaya'ya kaptıran YÖK de, son operasyonda ağır yara alan taraf oldu. YÖK, Sadece Çankaya ve Başbakanlık nezdindeki etkisini değil, üniversiteler üzerindeki yaptırım gücünü de kaybetmeye başladı.
YÖK Başkanı'nın güdümündeki Rektör Komitesi de, bir kez daha önemli olanın üniversiteler değil, koltuk olduğunu gösterdi. Rektörler, sıkı sıkıya yapıştıkları koltuklarının tehlikeye girmemesi için ne şiş yansın, ne de kebap misyonunu yüklendiler.
Üniversitelerin gerçek temsilcisi olduğunu iddia eden Üniversitelerarası Kurul ise kendisine bağlanan son umut kırıntılarını da yok etti. Kendilerinden istendiği yönde el kaldırıp, indirmenin ötesinde bir tavır sergileyemediler ve düne kadar YÖK'e devrettikleri seçme haklarını, bu kez de Çankaya'nın emrine sundular...
Türk yükseköğretiminin kaderi bu. Hep bir uçtan ötekine gitti. Yasalar da, kurullar da hep tepkiye dayalı oldu. Amaç üniversitenin sorunlarına çare üretmek, çağı yakalamak değil, karşı tarafın hegemonyasını kırıp, yeni bir hegemonya kurmak oldu...

Şimdi olan da farklı değil. Cumhurbaşkanı Sezer, Gürüz'ü en sert şekilde eleştirdiği noktada aynı tutumu kendisi izlemeye başladı. Üniversitelerarası Kurul'u YÖK'ün güdümünden kurtarıp kendi ayakları üzerinde durmaları yönünde cesaretlendireceğine ellerindeki seçme yetkisini kullanmayı tercih etti.
Amacı, YÖK'ü ve üniversiteleri yanlış mecradan kurtarıp, normale mi döndürmek yoksa kendi kontrolüne almak mı, pek anlaşılamadı...
YÖK'e üyelik için sadece YÖK karşı olmak yetmemeliydi. Dahası: Üniversitelerin, bilimin gerçek temsilcileri yine unutuldu. Anlaşılan o ki YÖK'te bundan sonra da sorunlara çözüm üretilmeyecek, havanda su dövülecek...
YÖK Başkanı Gürüz de artık hiç ağlayıp, sızlamasın. Sadece kendisini değil, üniversiteleri de saygınlık erozyonunu uğrattı. Bugün gelinen noktadan sonraki gelişmelerden de hep kendisi sorumlu. Son iki yıldır gerginlik yaratmanın, milyonlarca öğrenciyi ve veliyi küstürmenin ötesinde ne yaptı?..
Rektörlere gelince; üniversitelerinde aslan kesilip, Ankara'ya gidince kuzu oluyorlar. Ne olur artık oturdukları koltukların hakkını versinler...
Özetin özeti: Cumhurbaşkanı Sezer, hep yetkilerinin fazlalığından şikayetçiydi. Oysa şimdi başkalarının yetkilerini de kullanıyor. Eminim doğru olanı yapmaya çalışıyor. Ama bu haliyle diğerlerine benziyor...
Yeni üyeleri canı gönülden tebrik ediyoruz. Umarız Yürütme Kurulu'na da girer aktif görev alırlar. Yeniden yapılanan YÖK, inşallah çoğu zaman pek çok konuda olduğu gibi eleştirmekten artık bıktığımız eski YÖK'ü aratmaz bizlere!..