Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan’a önceki gün iki fahri doktora birden verildi. Üniversitelerdeki değişimi ortaya koyacak daha çarpıcı bir örnek olamazdı.
Hak etmedi mi? O ayrı bir tartışma konusu. Çok daha fazlasına da layık olabilir. Hiçbirine de. Onu zaman gösterecek.
İstanbul Üniversitesi, Türkiye’nin en eski üniversitesi. Kimilerine göre tarihi Bizans’a kadar uzanıyor. Ortada hiçbir üniversite yokken onlar vardı. 1933 Üniversite Reformu da yine onlar için yapıldı. Atatürk’ün, başkentte yeni üniversite temelleri atarken özellikle vurguladığı şu sözler çok önemli:

Dünden bugüne İÜ

Ankara’nın ruhuna göre gençler yetiştirin!..
Ankara ruhu ile İstanbul ruhu arasındaki farklılığı anlamak için o dönemde yabancı uzmanların hazırladığı üniversite raporlarına göz atmak yeterli...
İstanbul Üniversitesi gerçekten garip bir üniversite. Fazla uzağa gitmeden, bu üniversiteyle ilgili birkaç anekdotu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Rektörleri Alemdaroğlu iken neredeyse Yunanistan’a savaş açacaktı. Bir gecede işlerini bitiririz yönünde laflar edildi. Sonra aradan birkaç yıl geçti, aynı üniversite bu kez Yunanistan Dışişleri Bakanı’na fahri doktora verdi.
Yine üç beş yıl önce, Erdoğan ile Genç Bakış yapacak üniversite ararken ilk reddedenlerin başında İstanbul Üniversitesi vardı. Ve aynı üniversite şimdi kendisine fahri doktora verdi.
Bir üniversitenin duruşu olur. Bir uçtan öteki uca giderken düşünür. Bir karar alırken ya da söylemde bulunurken yarını da göz önünde bulundurur.
Bu ülkede, başbakan gelirken karşılamayan rektörler de oldu. Rektörleri ve üniversiteleri en ağır sözlerle aşağılayan başbakanlar da.
Ne o doğruydu. Ne de bu.
Başbakan Erdoğan’ın üniversitelerle, hocalarla ve performanslarıyla ilgili bin tane lafı var. Fahri doktora kararı alan senato, eminiz bütün bunları da göz önünde bulundurmuştur. Ya da Başbakan Erdoğan cübbesini giyerken, umarız dün söylediği o sözler için yüreği cız etmiştir.
Artık her şey geride kalmalı. Diğerleri bir yana İstanbul Üniversitesi’nin verdiği fahri doktora üniversite ile iktidar arasındaki soğukluğun sona erdiğinin bir göstergesi olmalı.
Her iki kurum da, ülkenin olmazsa olmazları. Biri üniversite, diğeri iktidar. Başındakiler gelir, gider ama o kurumlar hep kalacaktır. Bu yüzden kişisel ve duygusal kararlar yerine aklın hâkim olması gerekir. Üniversiteden beklenen budur.
Yoksa ihale kapmak isteyen kasaba müteahhitleri gibi iktidarlara şirin gözükmek için atılan adımlar üniversitelere hiç yakışmaz. Tıpkı dün halkın seçtiği iktidarı yok saydıkları gibi.
YÖK ve üniversitelerdeki 180 derecelik bu değişimi teslimiyet olarak yorumlayanların sayısı haddinden fazla. Kaybedilen kalelerden biri olarak üniversitelerin üzerine çizik çekenlere şunu sormak gerekir:
Peki ama dün neredeydiniz?..
İktidar, YÖK ve üniversiteler arasındaki bu karşılıklı sempati yarışına elbette diyecek sözümüz yok. Allah muhabbetlerini daha da artırsın. Çünkü iktidarın desteğe, üniversitelerin de kaynağa ihtiyacı var. Aykırı uçlarda da olsalar bu diyalog hiç kesilmemeliydi.
Ama şimdi aslolan, aradaki bu muhabbetten çok üniversitelerin geldiği ya da geleceği nokta.
Başbakan, düne kadar Gürüz’lü, Teziç’li YÖK yönetimini ve rektörleri tembellikle suçluyor ve üniversitelerimizi dünyanın sayılı üniversiteleri arasında sokamadıkları için veryansın ediyordu.
Hodri meydan, YÖK , TÜBİTAK ve üniversiteler, şimdi tepeden tırnağa kendi kontrollerinde. Artık ne Çankaya’da Sezer ne YÖK’te Teziç ne de üniversitelerde kendisine fahri doktorayı bile çok gören rektörler var.
Üniversitelerimizi, dünyanın en iyi 250 üniversitesi arasına soksunlar, ilk alkışlayan biz olalım. Ve bir fahri doktora daha verilmesi için bir öneride de biz bulunalım. Yoksa daha önce söylediği o sözlerin hepsi havada kalır. Aldığı fahri doktoralar da gün gelir sorgulanmaya başlanır...
Özetin özeti: Bir ülkenin ve üniversitelerinin başbakanlarıyla gurur duymasından daha önemli ne olabilir ki. Ancak önemli olan kalıcılık, dik duruş ve karşılıklı saygıdır. Belki bazı kurumlar esen rüzgâra göre hareket edebilir ama üniversiteler asla!..