Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ankara’dan çok ciddi sinyaller geliyor. YÖK’ün, tarihinde hiç görülmedik şekilde, siyasi baskı altında olduğu iddia ediliyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın da bu durumdan rahatsızlık duyduğu özellikle belirtiliyor.
Peki, Ankara’yı böylesine geren konu ne? Kapatma davası mı, komutanların ataması mı yoksa Ergenekon davası mı?
Hiçbiri değil. Dışarıdan bakıldığında belki diğer konular kadar önemli değil. Ama uzun vadede en az onlar kadar önemli hatta daha önemli. Çünkü üniversitelerin genetiğinin bozulması söz konusu. Bir bozuldu mu da tekrar bugünkü konumuna gelmeleri çok ama çok uzun süre alabilir.
İktidarın, üniversiteleri “arka bahçe” yapma niyetinde olduğu uzun süredir dile getiriliyordu. Hatta YÖK’teki yeni yapılanmanın buna göre dizayn edildiği özellikle söyleniyordu. Ama kapatma davasının karar aşamasında olduğu şu günlerde, böylesi bir oldubittiye cesaret edilemeyeceği de özellikle vurgulanıyordu. Ama ne olduysa olmuş. Rektör olacakların isimleri YÖK’e tek tek dayatılmış.
YÖK, böylesi bir duruma hiç düşmemişti. Eminim, kendileri de bu durumu içlerine sindiremiyordur. Ama maalesef gelinen nokta bu.
Geçenlerde bir gazete başlığı aynen şöyleydi: “MEB ÖSS’nin değişmesi için YÖK’e talimat verdi”
Bugüne kadar böyle bir “talimat” dönemi hiç yaşanmadı. YÖK Başkanı’nın anayasal konumu öylesine güçlü ki, bırakın bakanları, başbakan ve cumhurbaşkanından bile talimat almadılar.
Ama şu anda, sanki önüne gelenin talimat verdiği bir noktadalar.
Üst düzey bir YÖK yetkilisi, “Son bir ayda, YÖK Başkanı’nı kimler ziyaret etti? Bu açıklansın, her şey çok net görülür” diyor. Gerçekten merak ettim. Bakalım ziyaretçiler ve onların dayattıkları liste ile atanacak rektörler ne kadar örtüşecek?
Ortalıkta dolaşan iddialar, ne kadar ciddi ya da ne kadar gayri ciddi, atamalar gerçekleştiğinde hep birlikte göreceğiz...

45 rektör atanacak

23’ü ilanla, 22’si de seçimle olmak üzere 45 üniversiteye yeni rektör atanacak. Bu arada, 10 kadar vakıf üniversitesine de yeni rektörler geliyor. Yani YÖK’ten sonra Üniversitelerarası Kurul’da da çoğunluk açık ara iktidar lehine değişecek. Peki iktidar, üniversiteleri neden ille de ele geçirmek istiyor? Başbakan Erdoğan’ın sık sık eleştirdiği tabloyu tersine çevirmek için mi? Yani Dünyanın En İyi 500 Üniversitesi arasına daha çok Türk üniversitesi sokmak için mi? Evet demek o kadar zor ki! Şu ana kadarki göstergeler, tek amacın kadrolaşma olduğu yönünde. Hatta bu yüzden zamanı gelen dekan ve akademik personel atamaları bile uzun süredir yapılmıyor.
Çizilen kara tablo, yazdıklarımın çok ötesinde. Ama ben o kadar karamsar değilim. Eğer üniversitede akıl ve sağduyu, gözü kara bir kadrolaşmayı yenemeyecekse, nerede yenecek? İşte bu yüzden, YÖK’ün yanlışı Çankaya’dan döner beklentisi içerisindeyim. En azından Çankaya tarafsızlığını yitirmemelidir. Yoksa tuz da kokar!.. 

ÖSS değişikliği

Şu günlerde dikkatle izlenmesi gereken internet sitelerinden biri de YÖK’ünkü. Her zaman enteresan bir şeyler bulmak mümkün. 11 Temmuz’da siteye konulan duyuruya göre, ÖSS’ye yönelik değişiklik arayışlarının devam ettiği belirtilerek şu ifadelere yer veriliyor:
“Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi’nde gördüğünüz sorunlara dair görüşlerinizi ve bu sorunların çözümü için varsa somut önerilerinizi en geç 11.08.2008 tarihine kadar e-posta adresine gönderiniz.”
20 günlük bir süreniz var. Düşünün taşının, YÖK’e bildirin. Belli ki hâlâ YÖK’ün kafasında bir şey yok. Ya da kılıfına uydurmak için sizi, bizi bahane ediyorlar. Şu değişiklikleri yapıyoruz, çünkü halk böyle istedi diyecekler.
Özetin özeti: Kritik bir süreçten geçiyoruz. Doğrular, yanlışlar birbirine karıştı. Aynı düşünceyi paylaştığımız konularda bile bir anda zıt noktalara gelebiliyoruz. Örneğin YÖK gibi.