Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye 60'lı, 70'li yıllarda sonu hüsranla biten özel üniversiteler serüveni yaşadı. Denize nazır diploma hazır diyen yükseköğretim kurumlarının sayısı o kadar çok arttı ki, sonunda hepsi kapatılmak zorunda kaldı.
YÖK kurulduktan sonra uzunca bir süre Bilkent dışında hiçbir vakıf üniversitesine izin verilmedi. Sonra arkadan Koç, Sabancı, Yeditepe, Başkent ve diğerleri geldi. Şu anda sayıları 20'yi buldu. İçlerinde çok iyi olanlar da var. Vasatın altında olanlar da...
Yıllarca bu konuda direnen YÖK, şimdi bu üniversitelerin pıtırak gibi çoğalmasına neden izin veriyor? O ayrı bir konu. Ama asıl önemli olan kalite konusunda neden bir yaptırım getirmediği. Öyle üniversiteler var ki, parayı bastıranı alıyor.
Bir yanda 190, 200 puanlı öğrenciler tıbba, mühendisliğe, işletmeye, hukuka giremezken, parayı bastıranlar özel üniversitelerin en iddialı bölümlerine girebiliyorlar...
Sosyal adaletsizlik aranıyorsa bundan daha büyüğü olamaz. Anayasa'nın en önemli maddelerinden birinde, herhangi bir kişiye ya da zümreye eğitimde öncelik tanınamaz deniliyor. Oysa vakıf üniversiteleri, parası olanlara açıktan açığa öncelik tanıyor...
Parası olanlar sadece bu konuda mı ayrıcalıklı diyenleriniz çıkabilir. Ama eğitim farklı. Kamusal bir işlevi var. Bu okullarda yetişen doktorlar, mühendisler, hukukçular eğer iyi seçilip, iyi yetiştirilmezlerse bunun faturası çok ağır olabilir...
Elbette bu durum sadece vakıf üniversiteleri için geçerli değil. Devlet üniversiteleri içinde de vakıflardan çok daha vahim durumda olanlar var. Özeller için söz konusu olan kalite arayışı onlar için de vazgeçilmez bir öncelik haline getirilmelidir...

Tercilerin yapıldığı şu günlerde kafaları karıştırmak hiç doğru değil. Bunu biliyorum. Ama kulağımıza gelen bilgiler konusunda da sizleri uyarmak zorunda olduğumu hissediyorum.
Vakıf üniversitelerine burslu girmeyi düşünen öğrencilerin özellikle barınma ve yemek konusunu ayrıntılı bir şekilde görüşmelerinde yarar var. Hatta yazılı bir belge almaları ileride başlarını ağrımaktan kurtarır. En iyisi mi büyük küçük, güvenilir demeden her birini tek tek araştırmanız. Göreceksiniz sizi şaşırtan çok enteresan durumlarla karşılaşacaksınız...

Bazı vakıf üniversiteleri gibi devlet üniversiteleri içinde de diplomanın ötesinde öğrenciye fazla bir şey kazandırmayan öğretim kurumlarının sayısı bir hayli fazla. Bu yüzden Batılı ülkelerde olduğu gibi özellikle kamusal meslekleri yapacaklardan kesinlikle yeterliliklerini kanıtlamaları istenmelidir. Yeterlilik sınavı hem üniversitelere kalite getirecek, hem de hizmet sektörünün özlenen seviyeye gelmesine olanak sağlayacaktır.
Özetin özeti: Vakıf üniversitesi mantığı doğru bir karar. Ama birkaç kurucu dışında vakfa para akıtan yok. Aksine çoğu devlettin ve öğrencilerin sağladığı kaynakların rantını yiyen vakıf ağalarının elinde. YÖK kendi derdine düştüğünden ipin ucunu kaçırdı. Daha üzücü sonuçlar yaşanmadan, olayın enine boyuna masaya yatırılması gerekiyor.