Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Diyalog Katsayı deyip geçmeyin, en az türban kadar önemli. Çünkü öğrencilerin tümünü ilgilendiriyor. Alınacak kararlar, tıpkı türbanda olduğu gibi Türkiye'yi hop oturtup hop kaldırabilir. Dahası, son kararı yine mahkemeler vermek zorunda kalabilir.ÖSS ve katsayılar, acele getirilmeyecek kadar stratejik bir konu. Oldubittiye getirilerek alınacak bir karar, milyonlarca genci küstürmenin ötesinde, tüm ortaöğretim sistemini ve üniversitelerdeki eğitimi altüst etme noktasına getirebilir. İşte bu yüzden, enine boyuna tartışılması gerekir.Doğru olan, alternatif sistemleri yeterince tartışıldıktan sonra, en uygun olanı seçip uygulamaya gelecek yıldan itibaren başlanması. Onun dışındaki bir çözüm, çözümsüzlüğü de beraberinde getirir.ÖSYM, sınav konusunda, dünyaca ünlü bir kuruluşumuz. Pek çok ülkeye danışmanlık veriyor. Ama nedense, yeni YÖK yönetimi kendilerini yeterince ciddiye almıyor. Önceki güne kadar kendilerinden ne görüş aldılar ne de katsayıları tümüyle kaldırırsak neyle karşılaşırız diye sordular...Katsayılar kesinlikle yeniden gözden geçirilmelidir. Mevcut durum büyük haksızlıklara neden oluyor ve mutlaka değiştirilmelidir. Bu konuda yüzlerce yazı yazdım.Ama oldubittiye de şiddetle karşı çıkıyorum. Çünkü yeni mağduriyetleri ve yasal sorunları da beraberine getirecek. Bu da gençlerin zaten karışık olan kafalarını daha da karıştırmanın ötesinde bir işe yaramayacak... YÖK Genel Kurulu, önceki günkü toplantısında, katsayılara yönelik karar veremedi. Bu yüzden bir hafta içerisinde ikinci kez toplanacak. Oysa daha önce ayda bir bile zor toplanıyordu. YÖK'teki yeni yapılanmanın gizli mimarı olarak İçişleri Bakanı Beşir Atalay gösteriliyor. Kırıkkale Üniversitesi Rektörü iken görevden alınan Atalay, şimdi YÖK'ü dışarıdan yönlendiren isim olarak telaffuz ediliyor ki bu da hiç yabancı olmadığımız bir konu.YÖK de, üniversiteler de bugüne kadar hep bir uçtan ötekine gitti. Başkanlar ve rektörler değiştikçe, YÖK'ün de, üniversitelerin de havası tümüyle değişti.Örneğin Doğramacı gidip Sağlam geldiğinde, üstelik kendisini Doğramacı önermişken, kapıları kapattığı ilk isim o oldu. Sağlam'dan sonra aynı koltuğa oturan Gürüz'ün ilk işi de Sağlam'ın izlerini silmek oldu. Çünkü, Sağlam dönemindeki ÜAK, Gürüz'ü YÖK üyeliğine bile aday göstermedi. Teziç geldiğinde de, Gürüz ile selamı sabahı kesmesi uzun sürmedi. Ona yakın kim varsa bir bir yakın çevresinden uzaklaştırdı. Şimdi aynı süreci Özcan döneminde yaşıyoruz. O da yakın çevresinde kim var, kim yok hepsini değiştiriyor. İlk giden de ODTÜ'deyken kendisine profesörlük onayı vermeyen Başkan Yardımcısı Aybar Ertepınar olmuştu. Dün de diğer başkan Vekili İsa Eşme gitti.YÖK'teki üye ağırlığı artık tümüyle AKP'ye geçti. Ama ilginç olan içlerinden hiçbirinin dekanlık ya da rektörlük deneyiminin olmaması. Dolayısıyla hata yapma riskleri fazlasıyla var. Siyaset olsa geçer gidersiniz. Ama YÖK gibi bir kurumda hata yapmak, hem büyük yasal sorumlulukları beraberinde getirir hem de içinden çıkılamaz sorunlar yaratır. Çankaya, üye atarken keşke biraz da tecrübeye önem verebilseydi.YÖK Başkan Yardımcılığı'na, çiceği burnunda YÖK üyesi, Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı Doç. Dr. Ömer Demir'in getirildiği söyleniyor. Doç. Demir, enteresan bir isim. Atalay'ın rektörlüğü zamanında İdari Bilimler'de dekan yardımcısıydı. O gidince ortada kaldı. Süresi geldiği halde, kadro verilmediği için profesör olamadı. Kimi siyaseten, kimi de bilimsel yeterliliğinin bulunmamasından diyor. AKP iktidara gelince TÜİK Başkanı oldu. Şimdi ise YÖK'te üniversitelerin sicil amiri. Nereden nereye!..Bakalım daha neler göreceğiz?..Özetin özeti: YÖK'teki gelgitler yüzünden üniversitelerin başı döndü... aguclu@milliyet.com.tr YÖK'te yeni yapılanma