YÖK / Çankaya kavgasında son raund

Üniversitelerarası Kurul bir ay içerisinde üçüncü kez toplanıyor. Yarın Ankara'da gerçekleşecek toplantıda Cumhurbaşkanı tarafından veto edilen üyelerin yerine seçim yapılacak. Daha doğrusu yapılmayacak. Çok büyük bir ihtimalle veto edilen adaylar, hiç değişiklik yapılmadan bir kez daha aynen Çankaya gönderilecek...
Cumhurbaşkanı'nın vetosunu hiçe sayıp, aynı listeyi göndermek açıktan açığa bir meydan okuma. Üniversitelerarası Kurul böyle bir riski alır mı? Normal koşullarda almaz. Ama hala YÖK'ün güdümünde. YÖK de, aradaki gerginlik azalsın değil, tırmanabildiğince tırmansın istiyor. Kime ne yararı dokunacaksa...
Veto edilen isimlerin yeniden Çankaya'ya gönderilmesi, atama yetkisini otomatikman Cumhurbaşkanı'na veriyor. Yasaya göre, Üniversitelerarası Kurul kontenjanından boşalan bu iki üyeliğe önümüzdeki bir hafta içinde Cumhurbaşkanı'nın atama yapması gerekiyor...
Cumhurbaşkanı Sezer, iddia edildiği gibi Üniversitelerarası Kurul toplanmadan, veto ettiği adayların yerine atama yapmış olsaydı, kamuoyu önünde zor duruma düşerdi. Yarın yapılacak toplantıyı beklemekle gerginlikten yana olmadığını gösterdi. Şimdi sıra Üniversitelerarası Kurul'da...
Çankaya cephesinde aklı selim galip gelirken YÖK güdümündeki Üniversitelerarası Kurul'da tam anlamıyla bir kargaşa hakim. Rektörlerin önemli bir bölümü toplantıya katılmama kararı aldı. Her ne kadar ciddi gerekçeleri var gibi gözüküyorsa da, asıl neden Gürüz'ün yanlışına ortak olmamak...
Önümüzdeki son 24 saatte dengeler değişir ve Üniversitelerarası Kurul yeni aday bildirme yoluna gider mi? Bu konuda çaba gösteren rektör sayısı bir hayli fazla. Ama şu ana kadar Gürüz'ün inadını kırabilmiş değiller. Gürüz ve arkadaşları, önerdiğimiz adayların arkasındayız diyerek geri adım atmak istemiyor. Peki Cumhurbaşkanı Sezer veto ettiği adayları, hiç göreve getirir mi? Bunu hiç düşünmüyorlar...
Dahası; Gürüz'ün inadıyla hareket eden rektörler, yarın Gürüz o koltuktan giderse Çankaya ile ilişkilerini nasıl düzeltecekler?..
Özetin özeti: Çankaya / YÖK / Ünivesite üçgeninde her şey karma karışık. Gerginlik azalacağına, giderek artıyor ve bunun hiç kimseye bir yararı yok...
Hükümetin böyle bir dönemde YÖK Yasası'nı değiştirmesi de hem çok zor, hem de çok tehlikeli olur. Ama maaş düzenlemesi için çıkartılan kanun gücünde kararname ile yeni bir düzenlemeye giderek Üniversitelerarası Kurul'u YÖK'ün güdümünden çıkarıp yetkilerini artırılabilir. Böylece YÖK, yasaların belirttiği gibi koordinasyon kurulu haline gelir, üniversiteler de kendi seçtikleri temsilcileri aracılığı ile hiç kimsenin güdümünde olmadan istedikleri gibi hareket edebilirler...
Gürüz, yarın bir değişiklik yapıp sabahki Rektörler Komitesi ve öğlenden sonraki Üniversitelerarası Kurul toplantısına katılmasa ne iyi olur? Belki taşlar kendiliğinden yerli yerine oturur...