YÖK'te iki kurul var. Biri genel, diğeri yürütme. Genel Kurul ayda bir kez toplanıyor. Yürütme Kurulu ise tam gün çalışıyor.
YÖK'te asıl yetki 9 kişilik Yürütme Kurulu'nda. Ama üç üyelik aylardır boş. Çünkü talip olanı yok. Cumhurbaşkanı Sezer'in atadığı adaylar bile dışarıdan gazel okumayı tercih ettikleri için gidip YÖK'te tam gün çalışmıyor.
Önümüzdeki günlerde olası adaylıklar söz konusu. Çankaya kontenjanından seçilen üyelerden en az ikisi YÖK Yürütme Kurulu için aday olacak. Boş olan YÖK başkan vekilliklerinden birini isteyecek...
Başkan Gürüz güdümündeki YÖK Genel Kurulu, Çankaya'dan yönlendirilen böyle bir talebe sıcak bakar mı? Evet demek zor. Ama bir taktik savaşının yaşanacağı kesin. Anlayacağınız YÖK ve Çankaya, üniversitelerin, öğretim üyelerinin, öğrencilerin sorunlarıyla ilgileneceğine hala güç gösterisi peşinde...
YÖK'ün Fatih Üniversitesi'yle ilgili kararına Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi. YÖK de bir üst mahkemeye itiraz etti. Bakalım ne olacak?..
Bu arada, YÖK'le Çankaya arasında krize neden olan Dicle Üniversitesi konusunda da ilginç gelişmeler yaşanıyor. YÖK rektörle ilgili elimde belge var diyor, Çankaya yok diyor. Devletin en üst iki makamından biri için önemli olan diğeri için önemsiz. Ya da biri için önemsiz olanı, bir diğeri çok fazla önemsiyor.
Ankara'yı anlamak gerçekten çok zor. Ağzı açılan şeffaflıktan, hukuktan, demokrasiden, ulusal değerlerden yana ama her şey fulu...
Başbakan Ecevit'in hocalara verdiği zam sözünü yerine getirebilmesi için iki ay süre kaldı. Hatırlanacağı gibi Ecevit bu amaçla düzenlenen ilk kararname sürecinde sözünü yerine getirememiş ve çıkartılan ikinci kararname ile ikinci üç aylık dönem başlamıştı.
Ecevit ve ortakları, hocaların maaşını yükselteceğine, üniversitelerdeki araştırma fonlarını kaldırmanın hazırlığı içindeler. Maaşlar artmaz ve fonlarda da kaldırılırsa Ecevit ve ortaklarını tarih affetmeyecektir!..
Meslek lisesi mezunlarının üniversiteye sınavsız geçişi yıllardır dillerde, günlerdir de Meclis'te. Ama hala ne getireceği meçhul. Bu yıl için uygulanması söz konusu değil. Gelecek yıllarda dikey geçişin nasıl gerçekleşeceği konusunda ise somut bir yöntem yok. Görünen o ki dağ fare doğuracak.
YÖK ve TBMM, meslek liseliler için eğer bir iyilik yapmak istiyorsa, kendi alanlarıyla ilgili fakültelere girişteki engelleri kaldırsın. İletişim mezunları iletişim fakültelerine, elektrik mezunları elektrik mühendisliğine girebilsin. Gerisi hikaye...
Yüz binlerce fen edebiyat fakültesi öğrencisi ve mezunu öğretmenlik haklarının elinden alınması nedeniyle fazlasıyla tedirgin. Ama Milli Eğitim Bakanı hala kulağının üzerine yatmaya devam ediyor. Bir an önce en az 5 yıllık öğretmen alım politikasını açıklamalı ki, gençler geleceklerine yön verebilsinler.