YÖK de tıpkı TBMM gibi tek kutuplu hale geldi. Yönetim ne istiyorsa o oluyor. Alınan kararlardan bir bölümünün hukuka aykırı olduğunu bizzat YÖK üyelerinin kendileri iddia ediyor.
İsterseniz önce, dün, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yükseköğretim Kurumlarında Yabancı Dil Öğretimi ve Yabancı Dille Öğretim Yönetmeliği’nde nelerin değiştiğine bir göz atalım, sonra da yapılan itirazlara.
Yeni yönetmelikle gelen en önemli değişiklik, lisans veya lisansüstü programların yanı sıra bazı ön lisans programlarında da dersler, senato kararı ve Yükseköğretim Genel Kurulu’nun onayı alınarak, sadece belirli bir yabancı dille veya Türkçe ve belirli bir yabancı dille karma olarak
verilebilecek. Sınıflar 25 kişiyle sınırlı olacak.
Hukuka aykırı
YÖK genel Kurulu’nda alınan bu kararın hukuka aykırı olduğunu iddia eden YÖK üyesi Bülent Serim’in görüşü ise şöyle:
“Yükseköğretim Kurumları Yabancı Dil Öğretimi ve Yabancı Dille Öğretim Yapılmasında Uyulacak Esaslara İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik dünkü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik, toplantı yetersayısı olmadan alındığı için ‘yokluk’la maluldür. Şöyle ki;
Yükseköğretim Genel Kurulu’nun 11 Haziran 2009 günlü toplantısı 18 üyenin katılımıyla başlamıştır. YÖK üyeleri prof. Dr. Tunçalp Özgen ve Naci Ağbal toplantıya katılmamışlardır.
YÖK üyesi M. Emin Kuz, toplantının öğleden sonraki bölümüne katılmamıştır. Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu ise öğleden sonra konular görüşülürken ayrılmıştır.
Gündemdeki, ‘Yükseköğretim Kurumları Arasında Önlisans ve Lisans Düzeyinde Yatay Geçiş Esaslarına İlişkin Yönetmelik’ değişikliğinin sonuçlanmasından sonra, Prof. Dr. Engin Ataç, Prof. Dr. Mustafa İlhan, Prof. Dr. Fikret Şenses ve Bülent Serim, görülen gerek üzerine toplantıyı terk etmişlerdir. Böylece, toplantıda 12 üye kalmıştır.
2547 sayılı Yükseköğretim Yasası’nın 6. maddesinin (c) fıkrasının son bendine göre, Yükseköğretim Genel Kurulu’nun toplantı yetersayısı (nisabı) 14’tür. Yukarıda adları yazılı üyelerin de toplantıdan ayrılmalarından sonra, toplantı yetersayısının kalmamasına ve bu durumda bir karar alınmasına yasal olanak bulunmamasına karşın gündem maddelerinin görüşülmesi sürdürülmüş ve ‘Yükseköğretim Kurumlarında Yabancı Dil Öğretimi ve Yabancı Dille Öğretim Yapılmasında Uyulacak Esaslara İlişkin Yönetmelik’ değişikliği kabul edilmiştir.
Değişiklikten önce, ortaöğretimini ‘İngilizce, Fransızca ve Almanca’ dilinin anadil olarak konuşulduğu ülkelerde yapanlar yabancı dil seviye tespit sınavından muaf tutulmuşken, yapılan değişiklikle, muafiyetin tüm dilleri kapsamasına olanak sağlanmıştır.
Bu değişiklik, yetersayı olmadan alınan kararla yapıldığı için yok hükmündedir. Toplantının açılışında yetersayı olması, her kararda bu sayının esas alınmasını geçerli kılmaz. Hukuka uygun olan, her karar alınırken, toplantı yetersayısının göz önünde bulundurulmasıdır. Nitekim, Anayasa Mahkemesi’nin ‘367 kararı’ da bu görüşü desteklemektedir.”
Alınan kararın getirisi götürüsü farklı şekillerde yorumlanabilir. Ama yasalara ve yönetmeliklere uygunluğu da çok önemli. Yarın kalkar birisi bu yönetmelik hakkında iptal davası açarsa ne olacak? Yapılan tüm uygulamalar geçersiz sayılırsa, sorumlusu kim olacak?
Özetin özeti: Farklı düşünenlerin sesini kısmak ya da duymazdan gelmek kimseye bir şey kazandırmaz. Hukuka aykırı davranmak da. Ama nedense YÖK’te dünden bugüne değişen bir şey yok. Oysa tek sesli YÖK’ten en fazla şikâyetçi olan AKP’ydi...