07.11.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:
Şahin Alpay
ABD 'de geçen salı günü Temsilciler Meclisi'ndeki 435 sandalyenin tamamının ve Senato'ndaki 100 sandalyeden 34'ünün, 17 eyalette valilerin yenilenmesi için yapılan seçimlerde, Başkan Bill Clinton 'un Demokrat Partisi hiç beklenmedik bir başarı kazandı. Cumhuriyetçi Parti 'nin, Monica Lewinsky skanladı sayesinde, Kongre 'deki payını önemli ölçüde arttırma hesabı tutmadı. Demokratlar, Temsilciler Meclisi'ndeki sandalye sayısını 211'den 216'ya çıkardıkları gibi, Senato'da 45 sandalyeyi korudular ve 2 yeni valilik kazandılar. Bu sonuçlar, zaten uzak bir olasılık olan Başkan Clinton'ın Monica yüzünden görevden azledilmesi ihtimalini tamamen ortadan kaldırıyor. Çünkü azil kararı Senato'da üçte iki çoğunlukla alınabilen bir karar. Bu durumda Temsilciler Meclisi'nin Monica hikayesini Clinton'a bir "kınama" ile kapatacağı da belli oldu.
Analizler seçimin, Clinton'ın seçim öncesinde yaptığı çağrıya uygun olarak, "Başkan Clinton hakkında bir referandum" şekline dönüşmediğine işaret etmekte. Yoklamalara göre, 10 seçmenden 6'sı oy verirken Monica meselesini hiç dikkate almadı; 2'si Clinton'ı desteklemek için Demokratlara, geri kalan 2'si de Clinton'a tepki olarak Cumhuriyetçilere oy verdiğini söylüyordu.
Seçimlerin gerçek galibi, kuşku yok ki, Başkan'ın eşi Hillary Clinton. Bayan Clinton seçim kampanyası sırasında eyaletten eyalete koştu; radyo ve televizyonlar için yüzden fazla siyasi reklam bandı doldurdu. Dört yıl önceki ara seçim kampanyası sırasında Demokrat Parti adayları, Hillary'nin ortalıkta görünmemesi için adeta yalvarıyorlardı. Bu seçimde ise, Demokrat adaylar kampanyalarına katılması için ona adeta yalvardılar. Hillary'nin sağladığı destekle New York'taki senato seçiminde Alfonse D'Amato 'yu devirmeyi başaran Charles Schumer, Hillary'e hayranlığını "O yanınızdayken, içiniz titriyor" sözleriyle ifade ediyordu...
Aradan geçen dört yıl içinde Hillary Clinton'ın Demokrat Parti'nin sırtına bir yük olmaktan, partinin yıldızı haline dönüşmesi nasıl açıklanabilir? Yorumculara göre bunun, tabii başta gelen, nedeni Monica Lewinsky meselesi. Seçime yakın günlerde yapılan anketlere göre Amerikalıların yüzde 72'si Hillary'nin bu meselede gösterdiği cesarete hayran olduklarını söylüyordu; Hillary'nin popülaritesi Bill'den 7 puan yukarıdaydı. Anlaşılan 1998'de "ihanete uğramış eş" rolü Hillary'e, 1994'deki sağlık reformu için çaba harcayan politik aktivist rolünden çok daha yaramıştı.
ABD'nin Demokrat eğilimli ünlü araştırma kuruluşu Brookings Institution 'ın analistlerinden Stephen Hess 'e göre, bu seçimlerde ortalıkta görünmeyen eşinin yerini dolduran Hillary, "Herşeye rağmen kocasının yanında duran kadın tavrı" ile yıldızlaştı. Daha ilginci, "sadık eş" olarak Hillary'nin sosyal sorunlarla ilgili görüşleri daha çok dinlenir oldu.
ABD'deki Kongre ara seçimleri ile ilgili yorumları okuyunca, geçenlerde bir İsveçli diplomat dostumun söylediklerini hatırladım. Onun edindiği izlenime göre, Hillary Clinton 'ın Bill Clinton 'a yıllardır katlanmasının, her şart altında onun arkasında durmasının ardındaki gerçek, Hillary'nin ABD'nin ilk kadın başkanı olma tasarı ve ihtirası... Belki 2000 seçimlerinde olmaz, ama 2004'te niye olmasın? Hillary, henüz sadece 51 yaşında.
Eğer İsveçli dostumun teorisi gerçekleşir, Hillary Rodnam Clinton bir gün ABD Başkanı seçilmeyi başarırsa, Amerikan demokrasisinin büyük bir ayıbı, bugüne kadar bir kadın başkan çıkaramamış olma ayıbı sona erer. Peki, Amerikan demokrasisinin öteki büyük ayıbına ne demeli? Son seçimlerde katılma oranı sadece yüzde 37 olmuş! Yani, herhangi bir demokraside görülen en düşük katılma oranlarından biri. Bunu Amerikan demokrasisinin "sıhhat işareti" olarak yorumlamak herhalde zor olmalı.
Yazara E-Posta: salpay@superonline.com