Ahmet Talimciler

Ahmet Talimciler

egespor@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye’de, spor, hiçbir dönem, bir yaşama biçimi-kültürü olarak algılanmadı ve bu çerçevede ona, gerekli yatırımlar da yapılmadı. ‘Ata sporu’muz deyip yere-göğe sığdıramadığımız güreşte yaşanan başarısızlıklar, her geçen yıl artıyor. Madalya kazandığımız alanlarda dahi, her yılın bir önceki seneyi aratması bile, aslında tek başına pek çok şeyi anlatıyor. Sadece güreş mi?
Özal döneminde, Amerikan filmlerini aratmayacak bir operasyonla ülkemize getirilen Naim Süleymanoğlu ve onun elde ettiği başarılar sonrasında, halter alanındaki gelişmeleri nereye koyacağız? Son olimpiyat oyunlarında, 70 milyonluk ülkenin kazanamadığı madalyalar konusunda ne yorum yapacağız? Spor örgütlenmesinin başında bulunanlar, bizlere yaşattıkları için acaba neler diyecekler? Durumu nasıl kurtaracaklar? 70 milyonluk nüfusun yüzde birini bile bulmayan sporcu sayısı konusunda, acaba bize kim doğruları söyleyebilecek? Son 30 yılda uygulanan spor politikaları sonrasında, futbolu öne çıkaran zihniyet kalıpları, spora katılımı değil seyretmeyi teşvik etmek suretiyle, sağlıklı nesillerin yetişmesinin önüne çektikleri setlerin hesabını nasıl verecekler?

80 öncesinde böyle değildi

Başarıyı çalışarak-üreterek-gerekli koşulları hazırlayarak değil, taşıma olanaklarla elde etmeye çalışan ya da şansa bırakan bir anlayışın, spor kültürü üretememiş olması da aslında tesadüf değildir. Bu toplum, 80 öncesinde; emeği, emeğe saygı duymayı, çalışanı, çalışmayı, daha farklı bir açıdan değerlendiriyordu. Oysa bugün bu kavramların hiçbiri, özellikle yeni nesil için bir anlam ifade etmiyor. Toplumu, kısa yoldan köşe dönme zihniyeti sarmış, okumanın, çalışmanın, alın teri dökmenin anlamsız ve gereksiz olduğu düşüncesi yerleşmiştir. Bir takım mafyavari dizilerin ve oradaki silahlı-paralı-lüks arabalı-güzel kadınlarla birlikte olan karakterlerin, ne yazık ki gençlerin ‘rol modeli’ olması da bu zihniyetin sonuçlarındandır.

Bu nesil, bizlerin eseridir

Hiç şaşırmayalım ve kızmayalım... Yeni neslin bu noktaya gelmesi için elimizden geleni yaptık. Şimdi de ‘Bize neler oluyor’ diye hayıflanıyoruz.
Öğrenim çağındaki nüfusun dahi, Avrupa’nın pek çok ülkesinden fazla olduğu ülkemizde, sporu okullarda yaygınlaştıramadığımız sürece, spor kültürünü geliştiremeyiz, sporsever aynı zamanda ‘insan sever’ nesiller yetiştiremeyiz.
Yaşanan her olumsuzlukta da ‘Biz neden böyle olduk’ diyerek, kendimizi suçlamaya devam edeceğiz.
Önümüzdeki hafta çocuklarımızın / gençlerimizin spor yapma alışkanlıklarıyla okul-sınav sistemi arasındaki ilişki üzerinde durmaya ve bu durumun, spor kültürünün yaygınlaşmaması üzerindeki etkilerinden söz etmeye devam edeceğim.