Hafta sonu Kıbrıs’taydım. Üç gün kaldığım adadan müziğe doyup döndüm. Soner Olgun’u Letafet’in açılışında, Funda Arar’ı ise Merit Park’ta dinledim. Arar, sahneye çıktığında saat 23.30’du. Konserinin açılışını ‘Gamsız’la yapan şarkıcı, ‘Haberin Var mı?’ ve ‘Benim İçin Üzülme’yi okuduktan sonra potpori yaptı. Arar, ‘Alagül’, ‘Unutur mu Bir Kadın’ ile ‘İşte Bizim Hikayemiz’in ardından şu parçaları söyledi:
‘Odalarda Işıksızım’, ‘Senden Öğrendim’, ‘Onursuz Olmasın Aşk’, ‘Islak Islak’ ve ‘Kum Gibi’...
Arar, Sezen Aksu klasikleri ‘Ne Kavgam Bitti’, ‘Sarışınım’, ‘Beni Al Onu Alma’, ‘Rakkas’ ve ‘Sallasana Mendili’den sonra müzik türünü değiştirip, arabesk ve türkülere başladı. Albümlerinde yer verdiği eserlerin yanı sıra popüler parçalarla dinleyicileri coşturan şarkıcıya, salondakilerin koro halinde eşlik ettiği eserler şunlardı:
‘Bir Teselli Ver’, ‘Ben de Özledim’, ‘Duyanlara Duymayanlara’, ‘Sevda Yanığı’, ‘Mutlu Ol Yeter’, ‘Hangimiz Sevmedik’, ‘Kaç Kadeh Kırıldı’ ve ‘Ah Yalan Dünya’.
Giydiği kırmızı kıyafeti değiştirmeden iki saat aralıksız konser veren Arar, Anadolu rock müziğinin efsane şarkıları ‘Esterabim’, ‘Arapsaçı’ndan sonra ‘Fesuphanallah’la final yaptı.
Söylediği
BKM’nin vizyondaki 15’inci gününde “Organize İşler: Sazan Sarmalı”nı Netflix’te yayınlatmasından sonra sinema salonu işletmecilerinden karşı hamle gecikmedi.
Cumartesi günü olağanüstü toplanan Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği (SİSAY) üyeleri, vizyondaki filmi Netflix’te yayınlatarak kendilerini zarara uğratan “Organize İşler: Sazan Sarmalı”nın yapımcısı BKM ve dağıtımcısı CJ Entertainment’a karşı hukuki süreç başlatma kararı aldı. Toplantı sonrası SİSAY’dan yapılan yazılı açıklamanın özeti şu:
“Ulusal basınımıza ‘Türk Sinemasında devrim’ başlığı ile yansıyan bu gelişme, Türk sineması için devrim değil bir darbedir.
Çıkan yasanın yaptırımlarının altı ay ertelenmiş olması nedeniyle bazı yapımcı şirketler, sezonun en yüksek gişe beklentili filmlerini belirsiz bir tarihe ertelemiş ve bu da sektörde büyük bir düşüş ve ekonomik krize neden olmuştur.
Sayın Cumhur-başkanımız ve Kültür ve Turizm Bakanımızın Türk Sinemasının gelişimi için bizzat tam destek verdiği bu dönemde yaşanan durum, sadece gişe kaybı değil ülke sinemasına vereceği hasar nedeni ile milli menfaatlerimiz açısından bir yapımcının kar-zarar perspektifini çok aşan boyutta, büyük bir risktir.
Benzer bir travmanın tekrar
Yerli film yapım-cılarıyla başta CGV Mars Entertainment olmak üzere sinema işletmecileri arasındaki sorun, ‘Sinema Kanunu’yla çözüldü derken, bu kez BKM’nin yaptığı hamle, sinemacıları şoke etti. Sinema işletmelerine karşı protestonun liderlerinden Yılmaz Erdoğan ve Necati Akpınar, Türkiye’de bir ilke imza attı. İkili, yapımcısı oldukları ‘Organize İşler: Sazan Sarmalı’ filmini, vizyonunun üçüncü haftasında Netflix’te yayınlattı. Bu radikal kararı, “İyi oldu. Bilete vereceğim parayla Netflix’in bir aylık aboneliğini kurtarmış oldum” diye sevinçle karşılayanların yanında, “Asıl sazan sarmalı bize atıldı. Dün sinemada izlediğimiz film, bugün Netflix’te. Ayıptır” diye tepki gösteren izleyiciler de oldu.
Sinemaseverlerin tepkisi kadar, sinema işletmecilerinin nasıl yanıt vereceği de önemli.
SİSAY: Hançerlendik
Erdoğan ve Akpınar’ın, “Mağrurlanmayın sinema işletmeleri ve CGV Mars, sizden büyük Netflix var” dercesine vizyondaki filmi Netflix’te yayınlatması karşısında, sinema işletmecileri ne yapacak?
Bu saatten sonra vizyonda tutsa da kaç kişi gider sinemada bilet alıp, filmi izler? Yapımcıların, “Filmlerimizi kampanya ve promosyonlarınızın parçası yapmayın” diyerek protesto
ATV’de salı akşamı 124’üncü bölümü yayınlanan ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ dizisinin, yapım şirketi değişti.
Oktay Kaynarca, Ozan Akbaba, Yunus Emre Yıldırımer, Sabina Toziya ve Yalçın Hafızoğlu’nun hayat verdiği Çakırbeyli Ailesi’nin etrafında gelişen olayları ekrana taşıyan projenin düne kadar yapımcısı Raci Şaşmaz’dı. Şaşmaz, aynı zamanda Fikirtepe’de kentsel dönüşüm işine giren Pana Yapım’ın da sahibiydi. Fikirtepe’deki kentsel dönüşüm projesinde yaşanan ihtilaflar yüzünden Şaşmaz ekonomik darboğaza girince ve bu durum ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın prodüksiyonunu da etkiler hale gelince, ATV devreye girdi.
Bir süredir dizi oyuncularının parasını yapım şirketi değil, ATV ödüyordu. Salı akşamları kanala iyi reyting ve reklam getiren dizinin selameti için sonunda taraflar masaya oturdu. ATV, şirketin diziden kaynaklanan borçlarıyla birlikte tüm haklarını Şaşmaz’dan devraldı.
8 Eylül 2015 tarihinden bu yana yayınlanan ve izlediğim tek dizi olan ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ı şimdiye kadar Şaşmaz’la Bahadır Özdener yazıyordu. Dizinin haklarının Turkuaz Medya’ya geçmesiyle birlikte, Şaşmaz’ın ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’la alakası kalmadı. Bundan böyle dizinin
Melda Davran’ın Mona’dan çıkan ‘Kız Gücü Hikayeleri’ni bir solukta okudum. Çünkü kitap, en sevdiğim tür olan biyografi… Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze yaptıklarıyla topluma ışık tutan 40 kadının verdikleri savaşı nasıl kazandıklarının özeti var. Kimler mi Türkiye’den ışık tutan 40 kadın?
Afife Jale, Aslı Erdoğan, Aysel Gürel, Ayşe Kulin, Azra Erhat, Bahriye Üçok, Betül Mardin, Bilge Olgaç, Denizkızı Eftalya, Duygu Asena, Fatma Aliye, Füraye Koral, Güher-Süher Pekinel, Gülriz Sururi, Halet Çambel, Halide Edip Adıvar, Leyla Gencer, Maryam Şahinyan, Melek Kobra, Meral Okay, Mina Urgan, Muazzez İlmiye Çığ, Müzeyyen Senar, Nene Hatun, Nermin Abadan Unat, Nezihe Muhiddin, Nihal Yeniobalı, Piyale Madra, Sabiha Gökçen, Safiye Ayla, Safiye Erol, Semiha Berksoy, Suat Derviş, Şafak Pavey, Tezer Ünlü, Thilda Kemal, Türkan Saylan, Ümmiye Koçak ve Yıldız Kenter.
Ertuğrul Özkök, eser için “40 kadın arasında Ayşe Arman da olmalıydı” diye yazdığına göre demek ki, herkesin “Topluma ışık tutan kadınlar” listesi farklı. Olabilir. Keşke liste daha da uzun olsaydı. Keşke Türkiye’ye ışık tutan kadınların sayısı onlarla değil, binlerle ifade edilse. Yeni kuşaklar, onların başarı öykülerini
81 vali arasından sadece biri sosyal medyadan arkadaşım. İstanbul Sinema ve Sanat Derneği’nin toplantısı için Afyon’a giderken, oradan Uşak’a geçip, Vali Funda Kocabıyık’la şahsen tanışıp, sohbet edip, izlenimlerimi yazmak istedim.
Instagram profilinde kendini “Eş, anne, demokrat, gelenekçi” olarak tanımlayan Kocabıyık’a, mesaj atıp, randevu istedim ve aldım.
Kocabıyık’ın verdiği randevu saatinde Uşak Valiliğindeydim. Kocabıyık, sıcak karşılamanın ardından ne içmek istediğimi sorunca yüzde 80’i demli bir çay söyledim.
Masasının üstündeki düğmeye basan Vali, “Trabzon işi, demli bir çay” dedi. Çayı getirenin lise çağında bir kız olması dikkatimi çekince Kocabıyık, “Turizm Meslek Lisesi var bizde. Mesleklerini öğrenmeleri için üç öğrenciyi staja başlattım valilikte” dedi.
‘Önceliğim iş oldu’
Tecrübeli ve başarılı
Asuman Dabak, toplantılarına davet edene kadar İstanbul Sinema ve Sanat Derneği’nin (İSSD) varlığından haberdar değildim. Afyonkarahisar’daki toplantılarında İSSD Başkanı Asuman Dabak’a merak ettiklerimi sordum, o da yanıtladı.
- İstanbul Sinema ve Sanat Derneği’ni kimler, niye kurdu?
Oyunculuğun her alanını kapsadığı, kamera arkası ve önünü de içinde barındırdığından dolayı sinema adını öne aldık. Sinema dışında kalan diğer sanatçıları da aynı çatı altına almak istedik. Sonra zanaatkârlarımızın da en az sanatçılarımız kadar üretken ve emekçi olduğunu gördük. Onları da çatımız altına aldık. Amacımız, öncelikle sanatın tüm dallarını, geleneksel el sanatlarını yurt içinde ve yurt dışında tanıtmak. Festivaller düzenlemek, organizasyonlar yapmak, Türkiye’nin kültürüne ve turizmine katkı sağlamak.
İSSD’de kimler var?
- El sanatlarının hangi alanlarından zanaatkârlar var dernekte?
Kaligrafi, minyatür, keçe, sedefkar, baston, ebru, cam üfleme, deri işleme, telkâri, taş oyma, bakır dövme, bakır işleme, yemeni, ipek dokuma, el dokuma, cam boncuk, lüle taşı, çömlekçilik, ahşap oyuncak, bendir boyama, kemik şekillendirme ve süsleme. Üyelerimizin hepsi Kültür Bakanlığı sertifikalı sanatçı.
-
Hiçbiri ressam değil... Hepsi hayatlarında ilk kez, açık artırmayla satılacak bir resim yapmak için tuvalin karşısına geçti. Siyaset, spor, sanat, iş dünyası ve cemiyet hayatından ünlülerin yaptıkları resimleri görmek ve sosyal sorumluluk projesi hakkında bilgi almak için ressam Tülin Kanun’un Bostancı’daki atölyesine gittim. 26 Şubat’ta tüm geliri Türk Epilepsi ile Savaş Derneği’ne kalacak Çırağan Sarayı’ndaki gecede, hangi ünlülerin yaptığı resim, kaça satılır, bilemem. Ancak hayatlarında ilk kez tuvale yağlı boya resim yapan ünlülerin tablolarından üçünü çok başarılı bulduğumu belirtmeliyim. Sanatın önemine ve sanatçı farkındalığına dikkat çekmek için ‘Bir Resim Yap’ projesini başlatan Tülin Kanun’a, dört yılda geldiği noktayı sordum, şunları söyledi: “Sanatın gücüyle ihmal edilen bazı konularda farkındalık yaratmak için yola çıktım. İlk yıl, 45 yaş grubundan çocuklara 1.5 ay resim eğitimi verdim. Çocukların yaptıkları resimleri Beylerbeyi Sarayı’nda sergileyip, Koruncuk Vakfı’na gelir temin etmek için sattık. İkinci yıl alzheimer, üçüncü yıl, kelebek hastalığına dikkat çekmek için eline hiç fırça almamış insanlara resimler yaptırdık.
Bu sene, ablası ve oğlu bu sorunu yaşayan