Aslı Perker

Aslı Perker

asli.perker@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Evlilik ne menem bir şeydir. Kadın erkek ilişkisi ne içinden çıkılmaz bir iştir. Adeta bir girdap, bugüne kadar içinde kaybolmayıp dibe çekilmeyen yoktur.
Günlerdir her yerde herkes Mandela’dan bahsediyor. Facebook’ta hiçbir hassasiyete yüz vermemiş, ne bileyim mesela mühim toplumsal olaylarda ağzını bıçaklar açmamış olanlar bile ruhuna Fatiha okuyup, hakkında güzel sözler söylüyor. Başkalarının idealistlerini sevmek daha kolay olsa gerek.
Tabii, teoride Mandela’nın kelamlarından etkilenmemek mümkün değil. Buyurun, misal ben de şunu çok seviyor ve doğruluğuna inanmak istiyorum: “Hiç kimse bir başkasının derisinin renginden, dininden ya da geçmişinden nefret ederek doğmaz. İnsanlar nefret etmeyi öğrenir ve eğer nefret etmeyi öğrenebilirlerse bu demektir ki sevmeyi de öğrenebilirler, zira sevgi insan kalbine nefretten daha yakındır.” Ancak iş pratiğe gelince nedense profilinde kendi resmi yerine Mandela’nın fotoğrafını koyan insanoğlu yolda kalıyor. Demek ki onun gösterdiği yolu takip etmek beğenmek kadar kolay değil.
27 yıllık hapsin sonunda
Ama benim asıl demek istediğim şu: Mandela, 27 yıl hapis yatıyor. Dile kolay. Bunun ilk yıllarında 2.5 metreye 2 metrelik bir hücrede, yere serili hasır bir yolluğun üzerinde uyuyor. Gündüzleri taş kırıyor, geceleri hapishanedeki beyaz suçlular tarafından rahatsız ediliyor. Taş kırarken güneş gözlüğü takması yasak olduğu için bir müddet sonra kirecin parlaklığından gözleri bozuluyor. En adi suçlu sayıldığından sadece altı ayda bir, bir kez ziyaret edilmesine, bir tane de mektup almasına müsaade ediliyor. Kızlarını ilk kez on bir yıl aradan sonra görebiliyor.
1982’de koşulları daha iyi bir hapishaneye gönderiliyor ve bu sefer yılda tam 52 mektup almasına izin veriliyor. Ancak imkanlar ne kadar iyi olursa olsun tüberküloza yakalanmasına mani olmuyor. İyileşiyor, vesaire derken 27 yıl üzerine hapisten çıkıyor. İlk olarak ne yapıyor? Büyük bir aşkla evlendiği ve bu yıllar içerisinde de büyük bir aşkla bağlı olduğu karısından altı ay sonra ayrılıyor.
Politik olaylar hikâye
Mandela. Bütün bir insanlığa ilham kaynağı olmuş bir adam. Anti ırkçılığın belki de ilk akla gelen sembolü, gerçek bir filantropist (insansever), gerçek bir devrimci. Nobel Barış Ödülü sahibi ve uluslararası krizleri yatıştırmada rol almış bir barış yanlısı. Ve iki evliliği de boşanmayla bitiyor.
Şaka bir yana, çok uzun yıllar süren ikinci evliliğinin bitmesinin sebebi aslında karısının o hapisteyken yaptığı söylenen pek çok uygunsuz davranış ve kendisini aldatması. Ama ben gene de takılmadan edemiyorum; milyonları, en inatçı ülke liderlerini ikna etmiş, ülkesinde ırk ayrımını sona erdirmiş bir adam iş kadın erkek ilişkisine geldi mi tutulup kalıyor, öyle mi? İşkencelere maruz kalmış ama gık dememiş bu adam bir tek karısından ayrıldıktan sonra okuduğu basın açıklamasında “Bayanlar baylar lütfen bunun benim için ne kadar acı verici olduğunu anlamaya çalışın” diyerek ilk kez derdinden dem vuruyor. Haaa, tamam o zaman. Demek esas mesele aşk, başka her şey ardından geliyor.