Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Aman ne güzel gidiyor havalar, öyle değil mi? Güneş tepede içimizi ısıtmakta, kasım ayı bitiyor, biz gömlekle sokaktayız. “Mevsim normallerinin üzerinde” diye bir cümle duyuyoruz arada hava durumu bültenlerinde ama o da güzel geliyor kulağa. Sanki “fevkaladenin fevkinde” deniyormuş gibi.

Küresel ısınma? Kuraklık? Gözümüzle görmeden inanmayız... Hani şu çıkartmalara yazıp duvarımıza yapıştırdığımız ama asla okumadığımız ‘Kızılderili atasözündeki’ gibi “Son ırmak kuruduğunda” ancak. Ona da çok kalmadığı anlaşılıyor. Bu meselenin Türkiye’deki yılmaz savunucusu Ömer Madra “35 yılımız kaldı” deyip duruyor da duyan kim?

Haberin Devamı

Dünya Meteoroloji Örgütü Genel Müdürü Michel Jarraud çok korkutucu açıklamalar yaptı dün. 2015’in en sıcak yıl olarak kayda geçeceğini, 2016’nın daha da beter olmasının beklendiğini söyledi, özetle. El Nino ve insan kaynaklı küresel ısınmanın olumsuz sonuçlarının önlenemez bir şekilde artarak devam ettiğini... Atmosferde sera etkisine neden olan gazların en yoğun seviyeye ulaştığını, bu yüzden küresel iklim konusunda tarihinin en kötü düzeyinde bulunduğumuzu...

Aslında ‘önlenemez’ burada şu ana kadar ‘önlenmek istenmemiş’ anlamına gelmekte; ‘insan kaynaklı’ tanımından anlaşılacağı üzere...

Şimdi gözler Paris’teki İklim Zirvesi’nde. 30 Kasım’da başlayacak zirvede yapılacak görüşmeler, alınacak kararlar bir çözüm umudu olabilir. Ve bu hepimizin, büyün dünyanın meselesi.

Görülmesi gereken, “Benden sonra tufan” bile diyemeyecek bir durumda olduğumuz... Çocuklarımıza, torunlarımıza, tanımadığımız ‘gelecek nesillere’ nasıl bir dünya bırakacağımız değil artık mesele. Bizzat kendi yaşam dilimimiz içerisinde görme ihtimalimizin yüksek olduğu bir felaket kapıda. Hatta evin içinde. Onu kapı dışarı etmek ise hâlâ elimizde...

Hepimizin şakasını yapacağı bir şey değil!
Müjde Uzman, Ceyhun Yılmaz’ın kendisine canlı yayında yaptığı ‘şaka’ya tazminat davasıyla karşılık vermiş. Hani Mesut Yar ile Burada Laf Çok programında Müjde Uzman’a sorulan “Asıl mesleğiniz nedir?” sorusuna Mehmet Turgut’un kulağına eğilip cevap vermiş ya ‘o.puluk’ diye... Ama mikrofon yüzünden duyulmuş bu ‘sevimli’ espri...
Bence dilediği özür daha fena... “Meslek gruplarını sayarken şaka yaptım Mehmet’i güldürmek için” diyor, “Söylediğim kötü söz için özür dilerim. Hepimizin şakasını yapabileceğimiz şey ama yayında olmamalıydı.”
Bir ‘komedyen’in o.puluğun komik bir meslek grubu olduğunu düşünmesine mi üzülmeli, Mehmet Turgut’un buna güleceğine inanmasına mı? Ben mesela Mehmet Turgut’un yerinde olsam tazminat davası açmayı düşünebilirim, zekâma hakaret etti diye. Yayında olmamalıymış... Hayır efendim, hiçbir yerde olmamalıydı. Sizler bu zihniyeti değiştirmeli, hiç komik olmayan cinsiyetçi ‘şaka’larınızı evde tek başınızayken bile aklınıza getirmemeliydiniz...
#budaşiddet
Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü’ydü dün. Uluslararası cinsiyetçilik karşıtı eylem ağı olan macholand.org’un Türkiye platformu erktolia.org ‘budaşiddet’ başlıklı bir hashtag açtı Twitter’da, kadınların şiddetten sayılmayan şiddet hareketlerini paylaştığı...
kadincinayetleri.org’un verilerine göre beş yılda 1134 kadının katledildiği bir ülkede lafı olmaz ama birkaçını sıralamak istedim...
“Karı gibi konuşma”, “Karı gibi gülme”, “Karı gibi sızlanma”, “Karı gibi giyinme” #budaşiddet
Daha çok tık alacağım diye sürekli kadın görselleri kullanmak #budasiddet
Trafikte kadın olduğumu fark ettiğinde korna çalıp sıkıştırıyorsun #budaşiddet
Toplu taşıma araçlarında 150 derece açılan bacaklar #budaşiddet
(Gündem dahilinde) Hâlâ Rus kadın şakası(!) yapmak. #budaşiddet