Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

"Yasak Elma" setinde çalışan bir kostüm asistanı, dizinin başrol oyuncusu Talat Bulut tarafından taciz edildiğini söyleyerek şikayetçi oldu. Peki biz bu olaydan ne öğrendik? Öncelikle Hollywood’daki ‘me too’ hareketine kadar daha kırk fırın ekmek yememiz gerektiğini. Sonra da bu uğurda aşmamız gereken ilk engelin öncelikle kadınların kendileri olduğunu.

Öyle “Başına geldiyse çık anlat” demekle olmuyor. Anlatınca neler olduğunu izliyoruz hep beraber. Sen 19 yaşında adı sanı bilinmeyen bir kostüm asistanı, karşındaki de bütün Türkiye’nin tanıdığı bir başrol oyuncusu olunca en önce o ‘şöhret’ ve ‘itibar’ duvarına tosluyorsun. “Talat Bulut yıllardır beğenerek izlediğimiz, bir ‘duruşu’ olan bir oyuncu, ‘beyefendi’ bir kişilik, üstelik kız babası, ne ihtiyacı var kostümcüyü taciz etmeye?” Ana fikir aşağı yukarı bu. Sanki bu bir duruş ve ihtiyaç meselesiymiş gibi.

Haberin Devamı

Kendisi de zaten meseleyi ‘şakalaşma’ çerçevesinde tanımlama gayretinde. “Daha önce de sarıldım öptüm, tepki vermedi” diyor mesela. Ya da “Kızlar kıyafet getirirler, güzel bir şey yaptıklarında aferin deyip yanaklarından öpüyorum” diyor. Şikayetçi olan kişinin nişanlısına yönelik olarak “Önce tacizin ne olduğunu öğreneceksin” diyor.

Bence de tekrar tekrar tanımlamamız gerekiyor tacizin ne olduğunu. Mesela ‘şakalaşma’, eşit arkadaşlar arasında olabilen bir şey. O ‘aferin’ dediğiniz kızlar da sizin yanağınızdan makas alıp “Sana da aferin, çok iyi oynadın” diyen arkadaşlarınız değilse o yaşadığınız şey şakalaşma olmaz. Zaten iş hayatında aynı ortamı paylaştığınız bir insanı, sizden onca yaş genç bir kadını sarılıp öpmezsiniz. Dediğiniz gibi “Samimiyetiniz yanlış anlaşılıyorsa o onların problemi” değildir. Samimiyetin kuralları tek taraflı belirlenemez çünkü. Aynı sette çalışan bir oyuncuyla bir kostüm asistanının paylaşım alanlarının sınırları bellidir. Onun ötesine geçen davranışlar karşıdakinin sorunu değil yapan kişinin sorumluluğudur. Özellikle genç yaşlarda çok kadın maruz kalmıştır bu tür itiraz edemediği ‘şakalara’. Yapmanız beklenen, bu şakalaşmaya layık görüldüğünüz için gururunuz ve edebinizle susmanızdır. Erkek dünyasının yazılı olmayan kurallarından. Bazen de işte örnekte görüldüğü gibi biri çıkıp rahatsızlığını dile getirerek oyunun kuralını bozar ve en çok da hemcinslerinin ikna etmekte zorlanır nedense.

Haberin Devamı

“Yalan söylüyordur, Talat asla yapmaz” diyen, bir de onların zamanında hiç böyle şeyler olmadığını iddia eden Fatma Girik gibi mesela. Ya da bu şikayeti ünlü olma merakına bağlamaya çalışan pek çok başka kadın gibi. Kim ne fayda görmüş taciz edildiğini açıklayarak elde ettiği şöhretten, belli değil.

Aslında durumu en iyi Talat Bulut’un Star’da Duymayan Kalmasın programında söylediği o vahim cümle özetliyor: “10 yıl sonra Google’a girdiğinde onun da adı çıkacak. Kim evlenir artık bu kızla?”

Kırk tane afili cümle kursak, taciz edilen insanların neden utanmasının ve susmasının beklendiğini bu kadar özlü açıklayamazdık. Ve belki bir kadını ‘aferin’ deyip öpmek taciz sayılmayabilir ama bu cümle açıkça taciz. Kesin bilgi.