ARKADAN vurmak bugüne kadar hiç yüceltilmemişti bizim kültürümüzde.
Mertlik, cesaret, doğruluk gibi değerlerin tam aksiydi arkadan vurmak.
İlk kez Hrant Dink hepimizin gözleri önünde öldürüldüğünde arkadan vurmanın, böyle pervasızca can almanın, kahramanlık olarak nitelendiğini duydum ben.
Internette haberlere yapılan okur yorumlarında, forumlarda çok sayıda insan, özellikle gençler, “Vatansever bir genç” dedi Ogün Samast için.
Cezaevinde onunla evlenmek isteyen genç kızlar mı ararsınız, birlikte fotoğraf çektirmek isteyen polisler mi?
İsmail Türüt aşka gelip bir kahramanlık şarkısı bile yaptı, biliyorsunuz...
Ahmet Türk’e Samsun’da bir gencin yaptığı yumruklu saldırıya ilişkin haberleri internette okurken, yine okuyucu yorumlarına takıldım.
Genel olarak basının, siyasilerin gösterdiği sağduyulu üslûptan eser yoktu bu yorumlarda.
Aksine yorumlardaki, bu eylemi onaylayan, tehditkâr, kindar ifadeler, karşılıklı cepheleşme hali dehşete düşürdü beni.
68 yaşında yaşlı bir adama, oğlu yaşında ızbandut gibi bir gencin yumruk atmasını, hiç de azımsanmayacak kadar çok sayıda insan destekliyordu.
Hatta “Vatansever bir gencin doğal tepkisi” diye yüceltiyordu.
Benim bildiğim bu coğrafyada “Büyüğe el kalkmaz”dı.
Diyelim ki kalktı, marifetmiş gibi alkışlanmazdı.
Tüm değerlerimiz pahasına böyle eylemleri alkışlayabiliyorsak, düşünün nasıl kutuplaşmışız. Ne kadar çok öfke biriktirmişiz birbirimize?
Bu öfke ve kutuplaşma ne kadar bizi kendimize, değerlerimize yabancılaştırmış.
Sanırım her şeyden önce bu tepkileri, bu dönüşümü anlamaya ihtiyacımız var.
Hem Samsun’dakini, hem Hakkâri’dekini, hem İzmir’dekini, hem de Denizli’dekini...
Umarım metanetle, daha fazla vakit yitirmeden yaralarımızı iyi etmeyi başarırız.
Umarım hâlâ dümen, öfkenin, şiddetin değil, yapıcılığın, barışın dilini konuşan sağduyulu insanların elindedir ve hep öyle kalır.
Değişen İzmir’i anlamak
İzmir TÜYAP Kitap Fuarı tüm renkliliği, heyecanıyla geldi çattı.
Başlar başlamaz tatlı bir telaş ve yoğunluk getirdi İzmirli okuyucuların hayatına.
Kolay mı?
Kitaplar en sevilen yazarlara imzalatılacak.
Yeni neler çıkmış, standlar gezilip canlı canlı taranacak.
İşten arta kalan zamanlarda merakınıza göre bir dolu panel, söyleşi izlenecek...
Hafta sonu, edebiyatın, basının renkli simalarının katılımıyla tam gaz başladı etkinlikler.
Geçen haftaki yazıda, sizlere anlata anlata bitiremediğim İzmir’in Türkiye Görme Engelliler Kitaplığı’nın da bir standı olacak fuarda. Gidin kendi gözlerinizle başardıkları işlere şahit olun bence.
Bugün ise saat 14.00 -17.00 arasında kitap fuarında, kendisine “İzmirliyim” diyen herkesi cezbedecek bir panel var.
“Değişen İzmir’i Anlamak” adlı taptaze, dopdolu bir kitabın makale yazarları ve editörleri, bu panelde İzmir’e dair derlediklerini sizlerle paylaşacaklar.
İzmir’in tarihsel dönüşümü, ekonomik yapısı, sosyal, kültürel dinamikleri, gündelik hayatı, komşu kıyısı Yunanistan’la ya da AKP hükümetiyle ilişkileri, Cumhuriyet Mitinglerini...
Anlayacağınız yaşadığınız şehrin dinamiklerini, bu şehrin yıllar içindeki dönüşümünü size anlatacak her ne varsa bu panelde tartışılacak.
Bu panel, hepsi işinin ehli sosyal bilimciler, araştırmacılar tarafından hazırlanmış, çok boyutlu bir İzmir analizi vaat ediyor.
Kaçırmayın derim...