Ayşe Gökçe Susam

Ayşe Gökçe Susam

milliyetege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İSRAİL’İN Mavi Marmara gemisine yaptığı kanlı müdahale, pek tabi ki Facebook sayfalarında da büyük bir hareketlilik yarattı.
Bu paylaşım ağı üzerinden herkes kendi siyasi duruşuna göre tavrını koydu, sözünü söyledi, etkinliğini örgütledi.
Pek de iyi oldu!
Nicedir üzerine ölü toprağı serpilmiş toplumsal hareketlere, siyasi tartışmalara bari internet aracılığıyla bir canlılık, bir motivasyon gelsin.
Ortalık azcık şenlensin!
Ama yine de bu son tartışmayla birlikte facebook’ta “Gündemdeki konulara tepkimi facebooktan koyayım kii bana madalya taksınlar” grubunun kurulmasını alkışlamadan duramayacağım.
Grup kuruluş amacını şöyle açıklıyor:
“Gündelik hayatında hiç yer etmemesine rağmen, interneti buldu mu 10 kaplan gücünde siyaset yapan kişilere sevgilerimizi iletmek amacıyla kurulmuştur..”
Bu tipleme size de bir yerden tanıdık gelmiyor mu?..

İnsaniyet namına faşizm
Facebook’ta bu olayı tartışan sayısız önemli grup ve sayfa var elbette.
Ama tartışmanın genel gidişatını kaygılı gözlerle izlerken, “İsrail Protestosu Adı Altında Antisemitist Propagandaya Hayır! ” grubunu görmek benim içime biraz olsun su serpti.
Gencecik bir dolu insan, Adolf Hitler’in “Önceleri Yahudilerin Bir Issız Adada Toplanmasını Düşünüyordum Ama Onları Tanıdıkça Her Birinin Görüldükleri Yerde Öldürülmeleri Gerektiğine Karar Verdim..!” gibi sözlerini sayfalarında paylaştılar.
Bu Hitler sempatisi azımsanmayacak kadar yaygınlaşınca, karşı tavır olarak farklı gruplar da kuruldu elbette.
Ekşi Sözlük’te “İnsaniyet adına Adolf Hitler’i haklı bulmak” başlıklı bir sayfa vardı örneğin.
Facebook sayfalarındaki resimler de hemen değişti.
Yakılan, üzerine çarpı vurulan İsrail bayrakları, dahası Hitler fotoğrafları birden popülerleşti.
İsrail’in yaptıklarına tepki göstermek isteyen bu gençler sayfalarına, Filistinlileri tecrit etmek için İsrail’in Batı Şeria’da inşa ettiği dev duvara İngiliz grafiti sanatçısı Banksy’nin çizdiği “Barış Desenleri”nden birini, örneğin duvarı elindeki balonlarla uçarak aşmaya çalışan kız çocuğu resmini koymayı tercih etmediler.
Belki pek çoğu “Barış Desenleri”nden habersizdi zaten. Ya da Filistin mücadelesinin sembolü olmuş sapanla taş atan çocuk resmini değil yine bir katliamın önderi olan Hitler’in resmini koymayı seçtiler.
Bu hiç de önemsiz bir tercih değil.
Çünkü bu tercih, Türkiye’de yeterince eleştirilmeyen, bu son olaylarda da sıkça kullanılan savaşçı, militarist, aşırı milliyetçi, Yahudi karşıtı bir dilin gençler üzerinde ne kadar etkili olduğunu çok net gösteriyor.
Karışık zihinler bir topluma yapılan zulme, sivillere askeri müdahaleye tepki göstereceğiz derken, başka bir topluma yapılmış soykırımı alkışlayıveriyor.
Bu dil, bu atmosfer yüzünden, artık kimse bu ülkede bir piskopos, bir rahip, bir ermeni öldürüldüğünde “Ama nasıl olur?” deyip, çok da şaşıramıyor.
Bu ülkenin çocukları yaralı, mahcup bir vicdanla çaresiz şoven söylemlere tutunmaya çalışıyor.