Ayşe Gökçe Susam

Ayşe Gökçe Susam

milliyetege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SADECE bu ifade bile durumun yanlışlığını gözler önüne sermeye yetmiyor mu?
Öğretmen işte, adı üstünde işi belli gücü belli.
Öğretmenin işsizi mi olurmuş?
Hem de daha birkaç ay önce Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı resmi rakamlarla 134 bin öğretmen açığının olduğu bir ülkede...
Ama Türkiye’de, Bakan Nimet Çubukçu’nun ağzından çıkan resmi rakamlara göre tam 320 bin “işsiz öğretmen” var.
Üzerine basa basa “resmi rakamlarla” diyorum.
Çünkü resmi rakamlar bu kadarsa, gerçek rakamlar çok daha ürkütücüdür hep...
İşte Şafak Öğretmen, eğitim fakültesini bitirmiş, diplomasını aldıktan sonra defalarca KPSS’ye girmiş, ancak bir türlü ataması yapılmamış binlerce “işsiz öğretmen”den biri.
KPSS’ye 5. girişinin ardından ataması yine yapılmayınca, Şafak Öğretmen’in artık canına tak etmiş.
Kendisi bir yanda, dokuz senedir ataması yapılmayan sosyal bilgiler öğretmeni abisi diğer yanda...
O kadar iyi biliyor ki bu hikâyeyi...
İnternetten yaptığı bir duyuruyla ataması yapılmayan öğretmenleri, beraber mücadele etmeye çağırıyor.
Böylece işsiz öğretmenler sorununu gündemimize taşıyan Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu’nu (AYÖP) kuruyorlar hep birlikte.
“Öğretmenlik yapmadan gidersem şu dünyadan, gözüm açık gidecek!”
25 yaşında gencecik bir insanın ağzından çıkıyor bu sözler.
Nereye gidiyorsun Şafak Öğretmenim?...
KPSS’ye hazırlandığı stresli dönemlerde tetikleniyor hastalığı.
Kemik kanseri...
Ve artık vücudu, Türkiye’deki hiçbir tedaviye yanıt vermiyor.
Tek umudu, ABD’de bir kanser merkezinde tedaviye başlayabilmek.
Şafak Öğretmen’in mücadelesi yüreklere değdi.
Televizyonda, Beyaz Şov’a derdini anlatabildi.
Cumhurbaşkanı, Twitter’dan gönderdiği bir mesajla ABD’ye gönderilmesi için destek verdi. Ve sonunda gecikmeli de olsa ABD vizesi çıktı.
Artık hepimiz umutla iyi haberlerini bekliyoruz Şafak Öğretmen’in...

Şafak Öğretmen’in öğrettikleri
“Benim şansım biraz yaver gitti. Belki de çok uğraştım... Hastalığım kamuoyunda bir vicdan yarattı. Şimdi bana, ‘Gel derse gir, gel atamanı yapalım’ diyorlar. Evet, mesleğimi çok seviyorum ama benimle aynı durumda yüz binlerce insan var. Onların ataması yapılmayınca benim vicdanım rahat edecek mi?”
Hiç dersliğe girmemiş, tahtanın başına geçmemiş gencecik bir öğretmen, Şafak Öğretmen...
Mesleği öğretmek...
Dersliğe giremese de, tahta başına geçemese de henüz, hepimize çok şey öğretti.
Ve eminim daha çok şey var ondan öğrenilecek...
ABD’de onun hastalıkla mücadelesi sürerken, arkadaşları “işsiz öğretmenler”in mücadelesi için 15 Ağustos’ta Ankara’da Abdi İpekçi Parkı’nda olacaklar.
Daha fazla genç, hevesli, mesleğini seven öğretmen, işsiz, mutsuz, umutsuz öğretmenlere dönüşmesin diye...
Ucuza getirilmeye çalışılan, kötü bir eğitim sisteminde çocuklarımızın geleceğinden daha fazla çalınmasın diye...

Şafak Öğretmen’e not
Öğretmenim, sizinle birlikte mücadele eden arkadaşlarınızın size bir hediyesi var. Haberi verme onurunu bana verdiler.
Hem sizin hem de tüm işsiz bırakılan öğretmenlerin mücadelesini anlatan bir kitap hazırlıyorlar. Size adadıkları bu kitap, yakında kitap raflarında olacak. Acil şifalar, sevgiler...