Ayşe Gökçe Susam

Ayşe Gökçe Susam

milliyetege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YENİ yılın, hem de 2010; film ismi gibi afili bir yılın ilk iş günü.
1 Ocak itibariyle, geride bırakılmak istenenlerin tümü, yeni yıla havale edildi.
Artık o geride bırakılmak istenenleri doldurun bir torbaya. İçine koyun ne koymak isterseniz.
Mutsuzluklar, kırgınlıklar, başarısızlıklar, ekonomik krizler, geçim sıkıntıları, borçlar, ev sahibinin ya da dilerseniz patronun meymenetsiz yüzü...
Bir türlü ne olup bittiğini anlayamadığınız, anlasanız da müdahale edemediğiniz, huzur vermeyen politik gerilimler...
Artık ne geçiyorsa gönlünüzden...
Hepsini atın torbaya.
Yılbaşı gecesinin hemen ardından, listelerden kontrol edilen piyango biletleri...
Amorti bile çıkmasa da, yeni yıla dair umutlardan, beklentilerden pek bir şey eksilmedi.
Yeni yılın hikmeti, sanırım burada gizli.

Soluklanıp, yeniden başlamak...
Haklısınız; diğer tüm özel günler gibi, yılbaşına yüklenen umutların, coşkunun çoğu boşunadır.
Evet, ertesi gün yine aynı eve, yine aynı “ben”e, aynı Türkiye’ye, hatta aynı dünyaya uyanır insan.
Ve genelde, eski yılın torbasına atıp unutmak istediklerinin hepsini, yeniden kapısının önünde yığılı bulur.
İnsanlar bu gerçeği bal gibi bilseler de, yüzyıllar boyunca, farklı farklı kültürlerde yeni yıl, doğum günü, kandil geceleri gibi pek çok özel günü, “yeni bir başlangıç” olarak kutlamışlar.
Günahlardan arındıkları, biraz daha olgunlaştıkları bir dönemi geride bıraktıkları böyle dönemeçlere inanmak istemişler.
Hayat mücadelesinde soluklanıp, umutlanıp daha iyi bir başlangıç yapmak için, bu özel günlere ihtiyaç duymuşlardır belki de.
Yeni yılı, her şeye rağmen özel kılan da, bu olsa gerek.
Eee, az şey mi yeni bir başlangıç için umut vermek?

Efendimiz acemilik
Turgut Uyar, der ki;
“Bir taş alacaksınız, yontmaya başlayacaksınız.
Şekillenmeye yüz tutmuşken atacaksınız elinizden.
Bir başka taş, bir başka daha.
Sonunda bir yığın yarım yamalak biçimler bırakacaksınız.
Belki başkaları sever tamamlar.
Ama her taşa sarılırken gücünüz, aşkınız, korkunuz, yenidir, tazedir.
Başaramamak endişenizin zevkiyle çalışacaksınız.”
Yeni başlangıçların şevkiyle hayata daha sıkı sarıldığınız, acemiliğin özenini, telaşını, coşkusunu ise hiç kaybetmediğiniz, gerçekten “yepyeni”, gönlünüzce bir yıl olması dileğiyle...
İyi yıllar...