Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu bile İzmir EXPO 2015 yarışını kaybettiğinde, “Sizinle çalışmak büyük bir keyifti” demişti.
Paris’te BIE delegeleri önünde sunumunu yapan Milano Belediye Başkanı Letizia Moratti etkileyici konuşmasına başlamadan önce, sanki İzmir’in önünde 1-0 öndeydi. Yabancı basın, Moratti’nin yürüttüğü kampanyayı daha çok ön plana çıkarıyordu.
EXPO 2015’i Milano kazandığında, bu kentin “Demir Lady”si olarak tanınan aynı zamanda başarılı iş kadını Belediye Başkanı Letizia Moratti’nin yürüttüğü kampanyanın etkili olduğu söylendi.
İzmir’in EXPO 2015 kampanyasını yürüten “Erkekler ordusu”na karşı Moratti, Milano’nun adaylığını destek amacıyla çok sayıda ülkeyi ziyaret ederken, İtalya’nın tüm siyasi partileriyle iş dünyasını bir araya getiren “Büyük bir koalisyon” oluşturdu. Financial Times Gazetesi o dönemki yayınlarında, Moratti’nin yarattığı bu büyük koalisyonu Almanya Başbakanı Angela Merkel’in koalisyonuna benzetti.
Dün, Birleşmiş Milletler’in 2006’dan bu yana Türkiye’de yürüttüğü “Yerel Siyaset ve Karar Almaya Kadının Katılımının Artırılması Projesi”nin Yerel Medya Atölye Çalışması’nda rakamlar arasında gidip gelirken gözümün önüne işte az önce anlattığım kadın geldi.
Moratti, sanki tüm bu rakamların özeti gibiydi. Peki Letizia Moratti tek başarılı kadın siyasetçi miydi? Elbette, hayır. Ancak az sayıda kadın siyasetçiden biriydi. Çünkü dünyada da kadının siyasetteki yeri, ülkemizden çok çok farklı değil.
İşte biz de, İzmirli birkaç gazeteci bu sayının artırılması, katılımın fazlalaşması ile ilgili kafa yoran Birleşmiş Milletler Projesi’nin bir parçasına bu amaçla dahil olduk dün.
Bundan sonraki atölye çalışmaları Trabzon, Eskişehir, Adana ve Urfa’da gerçekleştirilecek. Projenin tüm basamakları tamamlandığında ortaya çıkacak sonuçlarını ben de merak ediyorum. Ancak Türkiye şimdiden 2015 genel seçimlerine yüzde 17 yani 94 kadın taahhüt etmiş. Proje kapsamındaki kamuoyu araştırmaları sonuçlarına göre ortaya çıkan istatistikler oldukça dikkat çekici... Buna göre:“Türkiye’de siyasi karar alma mekanizmalarında yerel yönetimlerde ve TBMM’de daha çok kadın görmek istiyorum” diyenlerin oranı yüzde 82.
Bu soruyu cevaplayanlar; “Çünkü bu sorunların hızlı çözülmesinin yolu kadın siyasetçiden geçiyor” düşüncesinde.
Yaklaşık her 5 seçmenden 1’i destekledikleri partinin kadın politikalarından memnun değil. Soruyu cevaplayanlar da, kadınların siyasette olmama nedenini “şans verilmiyor” diye açıklıyor.
Bir de kadın ve siyasetle ilgili dikkat çekici rakamlar var.
2007 Genel Seçimleri’ne göre 550 milletvekilinden 50’si kadın, yani yüzde 9.1.
2009 Yerel Seçimleri’ne göre ise belediye başkanlarının yüzde 0.9’u kadın, yani 2.948’de 27. İl genel meclisi üyelerinin yüzde 3.2’si kadın, yani 3.379’da 110. Belediye meclis üyelerinin ise yüzde 4.2’si kadın, yani 31.790’da 1.340.
Dünya’da da durum farklı değil. Kadın parlamenter ortalaması yüzde 16.
Bu istatistikler kadar, atölye çalışmasında katılımcıların yaptığı sunum da oldukça ilginçti.
Gruplara ayrılıp masanın üzerindeki yerel gazetelerden kestiğimiz tüm kadın haberlerinden büyük bir sayfa hazırladık. Çıkan sonuç mu? Faciaydı diyebilirim. Kadın ya ölürse haber, ya hırsızlık yaparsa, ya sergi açarsa, ya da soyunursa... Ya da ancak kırk yılda bir ağzıyla kuş tutarsa. Siz de bir gözünüzün önüne getirin.
Kadın ne kadar çok siyasette ve iş dünyasında olursa o kadar çok bu haberlerden sıyrılacak diye düşünüyorum ben. Ya siz?