Bu mektupta Bülent Buda’ya

17 Haziran 2009

Göztepe Başkanı Sayın İnan Altınbaş’a iki mektup kaleme alıp,  gördüğüm hataları bu köşeden yazmıştım. Okumamış olup merak edenler,  internet sayfamızdan bakabilir. Mektuplarıma eleştiri geldi.  Uzaktan değil tam bu köşeden,  yıllardır birlikte olmaktan ve yazılarını okumaktan keyif aldığım ağabeyim Bülent Buda’dan.  Ben ihtiyar derim Bülent Ağabeyime ancak aldanmayın, çok delikanlıya taş çıkarır. Tükenmez kalemdir.  Azıcık, tartışalım, işi biraz derinleştirelim istemiş.  Öte yandan eski futbolcudur, uzun topu atayım Barış’a, koşsun demekle kalmamış bana mektup yok mu? diyerek kıskanmış sanırım.
Bu mektupta sana Bülent Ağabeyciğim.
Sevgili ağabeyim Bülent Buda sözlerine ‘Göztepe dışındakiler bu zor koşullarda inim inim inleyip boğuşurken, Barış Yengiloğlu da spor müdürü geçiniyor, tutmuş, Sayın İnan Altınbaş’a köşesinden mektuplar gönderiyor.’   Diyerek başlamışsın. 
Öncelikle sen beni iyi tanırsın, ben aldığım maaş dışında bir şeyle geçinmem. Sanattan da anlarsın,

Yazının Devamı

Parola şampiyonluk!

10 Haziran 2009

Transfer sezonu geldi. Kulüplerimiz, teknik adamların ve oyuncuların peşine düştü bile. Bütçelerine göre en uygun olanlarını alacaklar. Sonra  şampiyonluk parolasıyla yeni sezona girecekler. Her gruptan sezon sonunda yalnız bir şampiyon çıksa da...
Bugüne kadar, “Şampiyon olmayacağım” diyenine (Süper Lig hariç) rastlayan beri gelsin. “Sen ne diyorsun? İddiasız olmak bu işin doğasına aykırı. Hem bir üst grupta gelirler de artıyor” diyenleri duyar gibiyim. Hele, “Bize yakışmaz” diye haykıranlar, kulak zarımı patlatacak şimdi! Hiç heyecanlanmayın...
Bu konuyu açmakta kararlıyım. Önce Denizlispor ve Manisaspor... Onlar şampiyonluk peşinde olamayanlar. Turkcel Süper Lig’i, düşmeden, en iyi basamakta bitirebilmek tek hedefleri... 
Karşıyaka ve Altay, kongrelerini yaptı. Karşıyaka’da Onursal Başkan Selçuk Yaşar’dan 5 milyon TL alındı. Eskimeyen başkan Akif Ersezgin ve yeni yöneticiler, üstünü tamamlayacak. Ceplerinden, geri almaksızın ne kadar verecekler merak ediyorum?
Hesabıma göre, şampiyonluk

Yazının Devamı

İnan Altınbaş’a mektup (2)

3 Haziran 2009

Göztepe Spor Kulübü Başkanı Sayın İnan Altınbaş... İlk mektubumda şampiyonluk gününde ve bir gün öncesinde yapılan hataları yazmıştım. Mektubumun sonunda; “Bitmedi, devam edecek. İkincisini de dikkatle okumanızı öneriyorum”, demiştim. İlk mektubumun ardından telefonlarım hiç susmadı. Göztepeliler, “Hislerimize, düşüncelerimize tercüman oldun” diyerek başladılar, “İkinci mektubu da merak ediyoruz” diyerek bitirdiler. Aslında, mektuplar iki kişi arasında ve özeldir. Ancak bu iki mektupta yazdıklarım yalnız sizinle benim aramda kalacak kadar özel şeyler değil. Özel olanlar da var elbet, onları saklıyorum...
Şirketi devraldığınız günden bugüne iyi niyetle mücadele ettiğinizi hepimiz görüyor ve takdir ediyoruz. Bence hatalarınız, kulüpçülüğün farklı bir mecra olmasından ve sizin iyi bilmemenizden kaynaklanıyor. Görülüyor ki yardım aldığınız profesyonel yöneticileriniz de size yardımcı olamıyor. Deyim yerindeyse ‘Fransız’ olduğunuz Göztepe’de enterasan işler yapıyorsunuz.

Yazının Devamı

İnan Altınbaş’a mektup (1)

27 Mayıs 2009

Göztepe Spor Kulübü Başkanı İnan Altınbaş başta olmak üzere şampiyonlukta emeği geçen herkese, bu mutluluğu bizlere yaşattıkları için teşekkür ederim. Sayın başkan bugüne kadar tebrik ve takdir edilecek işlere imza attı. Her şeyden önemlisi değerli zamanını, sevgisini, ekmeğini paylaştı Göztepelilerle.
Ancak sayın başkan, kulüp yöneticiliğinde yapılmaması gereken (racona uymayan), Göztepe’de kabul görmeyecek işlere de imza atıyorsunuz. Tebrik ederim! İyi niyetinizden şüphem yok. Hata (düzeltilebilir kusur) yapıyor ya da hatalara sevk ediliyorsunuz. Siz bilmeseniz de raconu, Çevrenizde fır fır dönen akıl hocalarınız mutlaka bilmeli. Bilmek zorundalar.
Bu hatalar neler mi? Buyrun birlikte bakalım...
Şampiyonluk gecesinden bir gün önce yapılan balo çok güzel başladı. Camianın tamamı değil ama epey bir kalabalık teşrif etti. Gelenler içinde birçok değerli insanın yanı sıra gelemeyen çok değerli Göztepeliler de vardı. Kutlamaların ortasında, tam da orta yere, çerçevelenmiş, takım oyuncularının imzaladığı Göztepe

Yazının Devamı

Aynı aracın içindeyiz...

20 Mayıs 2009

35 Altay 35, ardından 35 Karşıyaka 35 plakalı araçlar Ankara Beykent Asaş Mevkii çıkmazında kaza (!) yaptı. Kazadan İzmirliler ağır yaralı olarak kurtuldu. Araçlar servise çekildi, toparlanmaları zor görünüyor. Kaza (!) ise geliyorum cinsindendi. Ağır yaralı kurtulanların birkaçının sıcağı sıcağına yaptıkları açıklamalara bir bakalım:
Melih Tandoğan (Altay Başkanı): İzmir’in Süper Lig’de neden temsilcisi olmadığını sorgulayanlar, iş destek vermeye gelince ortalıkta görünmüyor. Çözüm ortada. İzmir’in büyük sanayi ve ticari kuruluşlarının bize destek vermeleri şart.
Tayfun Yelkenbiçer (KSK 2. Başkanı): Koskoca haziranı kaynak bekleyerek geçirdik. Daha sonra gelenle borçları kapatıp, akılcı transferler yaptık. İlk yarıyı mükemmel bitirdik, ama devre arasında takviye yapamayınca okyanusları geçip derede boğulmuş olduk. İzmir önümüzdeki yıl gereken desteği verirse, hüsran biter.
Aziz Kocaoğlu (Büyükşehir Belediye Başkanı): Bu sonuçlar elbette hepimizi üzdü. Camiada herkes maddi ya da

Yazının Devamı

İsyanla geliyor...

13 Mayıs 2009

Kısa zamanda, meşakkatli yoldan geçerek geldi. Geldi demek doğru değil, hedefleri hiç bitmeyen Göztepe için... “Küllerinden doğdu yavaş yavaş, geliyor” demek daha doğru. Çünkü yakın hedeflerinin yarı yoluna bile varmadılar daha.
1925’te isyanla kurulan, 84 yıldır süren, asla son bulmayacak bir isyan bu... Öylesine sıra dışı bir sevda ki, efsane takımıyla haklı gurur duyan. Taraftarının, en kötü günlerde bile durmadan büyüyen desteği, araştırmalara konu olur... Tanımlanamayan bir aşkın rengi... Tanımlamak da zordur aslında. Kimsenin tanımlamasına da izin vermez zaten. Kendi tanımlar, kendini.
Nasıl mı?
Örneğin...
“Biz hep varız. Çünkü biz; varlığıyla mutlu eden, heyecan veren, ses getiren, konuşturan, yazdıran, isyan edeniz. Çünkü biz; yokluğuyla bir şehri sessizliğe gömen, nerede acaba, ya gelirse diye korkutanlardanız” diyerek. Alayına isyan edenlerin, büyük tutkuyla renklerine gönül verenlerin kulübüyüz... Bu da marşımız...
İzmir’in sokaklarında, yürüyoruz

Yazının Devamı

Şampiyon...

6 Mayıs 2009

Siyah-beyaz formasıyla sahaya çıkan oyuncularından teknik heyetine, başkanı ve yönetim kurulundan taraftarına, masöründen malzemecisine, emeği geçen, ‘Manisasporluyum’ diyen herkese ithaf olunur...
Yeşil alanda öyle bir Manisaspor vardı ki bu sezon, K’sından, İ’sine, tam anlamıyla kaliteli... Kendine hayran bırakan Tarzan, “Genç takımız, ucuza kurulduk, kadromuz dar” edebiyatı yapan rakipleri kadar bütçeyle, 22 yaş ortalamasıyla ve onlar kadar oyuncu sayısıyla mücadele verdi.
Kalitesi; başarmayı kafasına koyan, çalışkan, özverili, saygı ve sevgiyle bir arada yaşamayı bilen insanlar topluluğu olmasından geliyordu. Bunları söylüyorum, çünkü geçen hafta, şampiyonluk posteri için ziyarete gittiğim Tarık Almış Tesisleri’nde hepsini bizzat gözleme şansım oldu.
Yerli, yabancı tüm oyuncuları, teknik direktör Levent Eriş tarafından özenle seçilmiş bir takım... Sadece takım değil, tesis çalışanları da özeldi. Gazeteci kuşkuculuğuyla içlerinde hiç çürük var mı diye

Yazının Devamı

Hoşgeldiniz...

29 Nisan 2009

Hoşgeldiniz; Turkcel Süper Lig’e çok da yakışacak, henüz şampiyonluğu matematiksel olarak netleşmese de gönüllerin takımı Manisaspor’umuz; Bank Asya 1.Lig’e 19 yıl sonra ‘Merhaba’ diyen Bucaspor’umuz; yokluğuyla şehrimizi sessizliğe gömen, yavaş yavaş büyük hedeflere yürüyen Göztepe’miz... Nerelerdeydiniz?
Ne çok özlemişiz sizlerle gelen şampiyonlukları yaşamayı...
Bizlere daha çok sevinçler yaşatacaksınız, adımız gibi eminiz... Her yeri hak ettiğiniz methiyelerle doldursak az gelir. Dağa, taşa yazsak, sokaklara çıkıp haykırsak adınızı, sırtımıza alsak sizleri, bize yaşattığınız bu gururun, mutluluğun karşılığını ödeyemeyiz...
Sizler arkanızdan gelenlere de örnek oluyorsunuz. Bu uzun yolda, her başarı gibi, kolay gelmedi şampiyonluklarınız. Ekonomik sıkıntılar sizleri de vurdu. Zaman geldi bunaldınız, evinize ekmek götüremediniz. Zaman geldi iyi oynadınız ama kaybettiniz.
Yağmurda, çamurda, kar altında, yakıcı güneşte ter döktünüz. Sizleri çok seven taraftarlarınıza layık olmak için var

Yazının Devamı