Barış Yengiloğlu

Barış Yengiloğlu

egespor@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İzmir, haber yönüyle biz gazeteciler için adeta uçsuz, bucaksız bir derya... İnkar etmeyeyim, ben bu nimetten en fazla faydalananlardan biriyim. Haberlerden, yorumlayacağım o kadar çok malzeme çıkıyor ki, köşe yazmak, adımı bir yere yazmak kadar kolay oluyor. Bakalım bu haftaya neler olmuş...
Altay, Mersin’e mağlup oldu ve teknik direktör Fuat Yaman istifaya davet edildi. Altay, sıralamadaki yer itibariyle kötü durumda değil. Ancak taraftarlar, oyundan memnun değil. Şimdi tartışma, ‘Zaman lazım’ diyenlerle ile ‘Kan değişikliği şart’ diyenler arasında geçiyor. Türkiye’de futbolun literatürüne ve geleneklerine bakıldığında, iki söylem de aslında aynı kapıya çıkıyor. “Teknik direktöre yol göründü, vadesi konusunda uzlaşılamıyoruz...”
Başkan Niyazi Konuşmaz‘ın, “Hocamızın arkasındayız” açıklaması da ‘iki haftası kaldı’ demektir. Rahat olun, hocanın vadesi netleşti... Burada kim ne derse desin, belirleyici her zaman taraftar olmuştur. Eğer yönetim davetin karşısında durmaya çalışırsa, aynı davetiyenin kendilerine de ulaşacağını bilir... Sıra dışı olan gelişme ise Başkan Niyazi Konuşmaz’ın, “Taraftar içinde çakallar var” söylemi. Buradaki başkan mesajı, ‘elinizi çabuk tutun, ben de bıktım, gitmeye hazırım’ ya da ‘ben buradayım ve her dilden konuşurum...’ Bir yola girildi. Artık gelişmeler geleneklere uygun mu, yoksa aykırı mı olacak göreceğiz.
Gelelim Karşıyaka‘ya ve Reha Kapsal’a... İki takım ve iki teknik adam, kader birliği yapıyor farkında olmadan. Yukarıda yazdıklarım, Karşıyaka ve teknik direktörü Reha Kapsal için de aynen geçerli. Fark yöneticilerde... Geçen hafta sonu Gazintep BŞB’den alınan mağlubiyet, deplasmanda, yani uzak bölgede gerçekleşti. Yönetim, işi bu hafta sonu taraftardan gelecek SMS’e (kısa mesaja) bırakmadı. Kapsal’dan rapor istedi. Sağlık raporu değil, takımın gidişatı raporu. Yine geleneklere göre tercümesi şudur: Rehacım, kahve falına baktık, üç vadeye kadar sana ve bize, uzun ve dönüşü olmayan bir yol gözüküyor. Biz elimizi çabuk tutarsak seni gönderip, sonra duruma bakacağız, kusura bakma...
Kimin ya da kimlerin gideceği, kalacağı, gidecekse nasıl gideceği, kalacaksa nasıl kalacağı, beni, köşeme malzeme olacak kadar ilgilendiriyor. Tek gerçek var, iki takım da bugüne kadar gelecek için umut veren bir futbolu yeşil alana yansıtamadı. Lütfen sorumluların tamamı bunu eşit olarak paylaşsın. Başarıya olduğu gibi, başarısızlığa da ortak olma bilincine kavuşsunlar yeter.
NOT: İzmir’de gündem hızlı değiştiği için akılda tutmak adına her yazımın sonuna koyuyorum. Kusura bakılmasın. Mahmut Özgener ve Aziz Kocaoğlu statlarıyla Ahmet Priştina Spor Tesisleri’ni istiyorum...