Profesör Hurşit Güneş’e takıldım geçen gün. Haydi bugün de rahmetli babası Turan Güneş Hoca’dan söz edelim.
Nükteleri dilden dile dolaşan, pırıl pırıl zekâsıyla göz kamaştıran bir aydındı rahmetli. Hukuk hocasıydı aslında Turan Bey. 1954’te siyasete girdi. DP, Hür. P, CHP... Derken 1974’te Ecevit’in Dışişleri Bakanı oldu (Kıbrıs harekâtı); 1977’de de Başbakan Yardımcısı... Yani CHP’nin ileri gelenlerinden biri. Evren’in devlet başkanlığı döneminde (1981/82 yılları) Turan Güneş Avrupa Birliği (o zaman Ortak Pazar’dı galiba) ile Türkiye ilişkisini sağlamaya çalışıyordu.
İşte o günlerde, yakından tanıdığı bir siyasetçimizi şöyle tarif ettiği söylenirdi:
– O, evine adam almış, basılınca yetişin tecavüze uğradım diyen kadınlara benzer...
– Kimi kastetmiş mi, dediniz. Aa, siz de çok oluyorsunuz bazen!
İçimden gelmedi, ama güldüm. Doğulu iki milletvekili, Picasso kaçakçılığıyla suçlanan Van Milletvekili Mustafa Bayram’dan bahsediyorlar.
– Bizim Mustafa yöresine töresine çok bağlı adamdır...
– Essah da, nereden aklına geldi?
– Duydum ki, alıp sattığı kaçak tabloların içinde hemşerisi olan bir ressamın da çalıntı eserleri varmış. Ama bizimki "Yok, hemşerimin çalınmış tablosunu alıp satmak bana yakışmaz" demiş, kabul etmemiş.
– Yapma yahu, erkek adammış. Kimmiş hemşerisi ünlü ressam peki?
– Ben tanımıyorum, ama adı Van Gogh’-muş, öyle diyorlar!
Aysu Baceoğlu adlı manken kızımız televizyon dizilerine tenezzül etmez olmuş. Günde iki üç rol teklifi (!) aldığını, ama artık "zoru başarmak istediğini" söylüyor. "Öpüşmem, yatağa girmem, sevişmem... Ben artık zor rollerde oynamak istiyorum. Mesela, Fatma Girik’in oynadığı bir Kurbağalar filmi vardı. İşte ben o tip roller istiyorum..."
Şerif Gören’in filmi, ama orda oynayan Hülya Koçyiğit’ti diye hatırlıyorum.
– Önemli değil mi? Doğrudur. Sen bildiğin gibi devam et!..
Türkiye burası, adamı mahcup ederler! ("Tükürdüğünü yalatırlar" diyeceğim, ama vaktiyle devletleştirmek hata mıydı, şimdi özelleştirilmesi doğru mu, bilemiyorum.)
Daha önce de bor madenleriyle ilgili yazdım. Bir zamanlar "Türkiye’nin gelecekteki petrolü" denilen bor. Türkiye dünya bor üretiminin % 68’ini karşılıyor; rezervimiz 1,6 milyar ton...
Ama işletemiyoruz ve özelleştirmeye hazırlanıyoruz.
Ankara bor madenlerini yabancılara satmaya hazırlanıyor. (Özelleştirmecilerin ilacı Mümtaz Soysal Hoca’yı aşabilirlerse tabii!)
Başbakan, önüne geldiğinde, özelleştirme kararının altına imzayı basacak.
Eskiden bu madenler özel sektöre aitti. 1978 yılında devletleşti. Kim devletleştirdi? Bilmem, demeyin bana, nasıl unutursunuz.
Zamanın solcu başbakanı Bülent Ecevit değil miydi?
Cuma günü, Fikret Bila’nın, "Hükümet, lüks mallardaki KDV oranını artırmaya hazırlanıyor" diyen haberini okudum. Lüks sayıldığı için en yüksek oranda vergi alınan mallar listesi dikkatimi çekti (örnek olarak veriyorum):
– Havyar
– Elmas
– Kürk
– Yat
– Bilardo malzemeleri ve...
– Deodoran
Lüks sayıldığı için yüksek vergi alınan, vergi oranı daha da artırılacak olan deodoran.
Listeyi hazırlayanların ter kokusunu buradan duyar gibiyim! (Kimdi o, ter kokuyorlar dedi diye hakkında dava açılan?)
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025