Günümüzde sıradan bir insanın 24 saatinin birkaç saati sosyal medyada geçiyor. Twitter’da gündemi takip edip, Tiktok’ta eğlenceli videolar izlerken, kim ne yapmış diye Instagram’ı kontrol ederken bir de bakıyorsun saatler geçiyor. Gençlerin ve yaşlıların harcadığı saatler birbirine yakın, sadece zaman geçirdikleri sosyal medya mecraları farklılaşıyor. Bir yandan sosyal medya uygulamalarında saatler geçirirken, dizi film platformlarında arka arkaya diziler filmler izliyorsun. Hepsi çok keyifli ve zamanın nasıl geçtiğini bile anlamamanı sağlıyor.
Aslında bu durum tesadüfi değil. Tüm sosyal medya sitelerinin, video, dizi ve film uygulamalarının, insan davranışını en ince ayrıntısına kadar araştıran psikologları ve bu araştırmaların sonuçlarını programlarına uygulayan yazılım mühendisleri var. Tek bir amaç var, senin o uygulamalarda daha fazla vakit geçirmeni sağlamak. İşte burada beynin ödül hormonlarından biri olan dopamin devreye giriyor.
Dopamin beynimizin salgıladığı hormonlardan biridir; birçok işlevi vardır. Bunlardan biri de ödül ve motivasyonla ilgilidir. Yaptığımız her davranışın bize verdiği az ya da çok haz hissiyatı vardır. Özellikle bağımlılık yapmaya yatkın alışkanlıklar beynimizde daha fazla dopamin salgılanmasına sebep olur. Yani kişi sigara ya da alkol kullanınca geçici bir süreyle çok keyifli hisseder çünkü o an için daha fazla dopamin salgılar. Bu sistemi daha iyi anlatmak için yapılmış bir deneyden bahsetmek istiyorum.
Bilim insanları bir farenin beyninde dopamin salgılayan bölgeyi uyaran bir fizyolojik düzenek kurup düzeneği tetiklemek için farenin olduğu kafese bir buton yerleştirmişler. Butona bastığında dopamin salınımının etkisiyle zevk duyan fare butona daha çok basmaya motive olarak yemeden, içmeden, diğer aktivitelere ilgi duymadan bitkin düşüp uyuyakalana dek butona basmayı sürdürmüş. Bir diğer çalışmada ise farelerin dopamin salınımını bloklayacak bir işlem yapılmış. Bu işlem sonucunda fareler su içmek için bile yerlerinden kalkmamaya, yemek yemek, durdukları yerden hareket etmek gibi şeyler için efor harcamamaya başlamışlar. Bir nevi yaşam arzularını yitirmişler. Oysa yemek ağızlarına verildiğinde istekli bir şekilde yiyorken kalkıp almaya arzu duymuyorlarmış.
İşte aynen bu fare örneğinde olduğu gibi, sosyal medyada bolca zaman geçirirken, bu sitelerin ve uygulamaların algoritmaları beynimizin daha fazla dopamin salgılatmasına sebep olurken, sanal bir haz döngüsü oluşturuyor. Örnek vermek gerekirse, sosyal medyada herhangi bir mobilya sayfasına baktığında hemen yazılım sana o konuda daha fazla ilgi çekici şeyler göstermeye başlıyor. Daha ilginci, daha popüleri derken, beynin her zaman en dikkat çekici olanına maruz kalıyor. Ama bu gerçek değil. Aslında gerçek hayatın keyifli bir etkinliği olmayan sosyal medyada, aynen bir deney faresi gibi saatler geçirirken, sana fayda getirecek, seni geliştirecek doğal etkinliklerden çok sıkılmaya başlıyorsun. Kitap okumak, gerçek insanlarla sohbet etmek, yürüyüş yapmak, düşüncelere dalmak çok sıkıcı gelmeye başlıyor çünkü sosyal medya çok hızlı bir şekilde senin beynini uyarıyor ve haz veriyor.
Uzun süre bu döngüye maruz kalan insanlar daha huzursuz, mutsuz ve her neye sahip olursa olsun, tatminsiz hale geliyor. İçlerinde bir yerde her zaman daha iyisi mümkün inancıyla, bir çember içinde koşturup duran farelere dönüşüyoruz hepimiz. Sadece mutluluk konusu değil, odaklanma konusu da ciddi bir sorun haline gelmiş durumda. Birkaç sayfa kitap okumak, karşımızdaki insanla sohbet ederken dikkatimizi ona vermek bile ciddi çaba isteyen işlere dönüştü. Çünkü çok çabuk sıkılıyoruz. Elimiz hemen telefona gidiyor.
İşte burada dopamin detoksu dediğimiz şey devreye giriyor. Bu kadar teknolojinin ve sosyal medyanın içine gömülmüşken kendimizi bunun dışına çıkarabileceğimiz ve gerçek hayatın tadını çıkartıp daha fazla odaklanmamızı sağlayacak bir yöntem, bir oruç gibi düşünebilirsin dopamin detoksunu. Haftanın belli bir günü ya da saatini tamamen sana anlık keyif verecek sosyal medya uygulamalarından, dizi film sitelerinden ve hatta aşırı keyif veren hazır yiyecek ve içeceklerden, sigara ve alkolden uzak durarak geçirmen gerekiyor. Bu her hafta bir gün de olabilir, haftanın her günü belirli saatler ya da bir hafta tamamen de olabilir. Telefonunda uygulamaları siliyorsun, televizyondan uzak duruyorsun.
Bu esnada işlerini hallederken, yürüyüş yapabilirsin, sohbet edebilirsin, fiziksel egzersiz yapabilirsin, bir şeyler yazıp okuyabilirsin. Aslında çok basit gibi görünen bu yöntemin ne kadar işe yaradığını fark edince şaşıracaksın.
Kendine iyi davran, görüşmek üzere...