Beyhan Budak

Beyhan Budak

beyhanbudak@gmail.com

Tüm Yazıları

İnsanın bugüne kadar dünya üzerinde varlığını sürdürmesini sağlayan özelliklerinden biri kaygıdır. Kaygı, gelecekte bizi bekleyen şeyler konusunda tetikte olmamızı ve önlemler almamızı sağlar. Hayat kurtaran bu özelliğimiz aynı zamanda modern insanın en büyük ruhsal sorunlarından birini oluşturur, aşırı kaygı ya da kaygı bozukluğu.

Böyle bir problem yaşıyorsan, aslında endişelenmene gerek olan durumlar olmamasına rağmen tedirgin hissedersin, anın tadını çıkaramazsın, her an kötü bir şey olacakmış ve işler hep kötüye gidecekmiş hissiyatı tepende kara bulutlar olarak peşini bırakmaz. İşte böyle zamanlarda yaşadığın kaygıyı azaltmana yardım edecek ve bakış açını genişletecek bazı sorular sormak istiyorum sana.
İlk sorum şu: Şu an seni kaygılandıran durumun bir benzerini daha önce de yaşadın mı? Daha önce yaşadığın zaman nasıl tepki verdin ve bu durum nasıl sonuçlandı? Çoğu insan aslında birbirine benzer problemler yaşar. Ancak kaygı artıp duygusal yönümüz kontrolü ele geçirince, her sorunu ilk defa yaşıyormuş gibi hissederiz. Kaygılı hissettiğinde bu soruları sorarak, önceki deneyimlerinden yararlanabilir, daha önce de kaygılandığını ama buna hiç gerek olmadığını hatırlatabilirsin kendine.

Haberin Devamı

Bir yıl sonra bu konu hakkında ne düşünüyor olacaksın ve ne kadar umursayacaksın? İnsanlar bir konuda kaygılanmaya başladığı zaman, zamansallık algısını yitirirler ve içinde bulundukları durumun hep süreceği, her zaman bu kadar önemli olacağı yanılgısına düşerler. Bu soruyu desteklemek için geçmişte çok umursadığın bir konuda şu an nasıl hissettiğini kontrol edebilirsin. Çoğu şeyi hatırladığın zaman, buna mı dertlenmişim diyeceksin. Aynı şey şu anda yaşadığın şey için de ileride geçerli olacak.

En kötü ne olabilir? İnsanlar kendilerini kaygılandıran konular söz konusu olunca, genelde senaryoyu gerçekçi bir şekilde sonuna kadar götürmezler. Bir konuda işlerin sarpa saracağını düşünürler ve sonrasında mahvolacağım, her şey bitecek gibi gerçekçi olmayan yerlere bağlarlar. Ama ben danışanlarımla çalışırken, bir kaygı durumunu incelediğimiz zaman özellikle senaryoyu en kötü ihtimaline kadar devam ettirmelerini öneririm. Başarısız olursan, sevdiğinden ayrılırsan, işten kovulursan en kötü ne olur? Bu soruyu sorduğum zaman, insanlar daha gerçekçi düşünmeye başlarlar ve en kötü senaryoda bile işlerin o kadar da kötü olmayacağını fark ederler.

Haberin Devamı

Ve son olarak, seni kaygılandıran durumu yaşayan bir arkadaşın senden öneri isteseydi, ona ne önerirdin? Genelde kendi yaşadığımız durumlarda açık görüşlülüğümüzü kaybederiz. Ancak kendi yaşadığımız duygusal zamanlarda bile başka birine öneri veriyormuş gibi düşündüğümüzde, mantık tekrar iş başı yapar ve daha açık bir şekilde yaşadığımız soruna bakmamız mümkün olur.

Daha sakin ve huzurlu günler dilerim. Kendine iyi davran, görüşmek üzere.