Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Demokrasilerde muhalefet, özellikle ana muhalefet iktidarın alternatifidir. Kendini, ilkelerini, topluma sunar ve vatandaşı, seçmenleri ikna etmeye çalışır. İktidar olmak isteyen bir siyasi parti ya da partiler öncelikle bir hedef koymak ve bunu çok net bir şekilde halka anlatmak zorunda. İç ve dış meselelerde neyi nasıl yapacağı konusunda farkını fark ettirmek, toplumun güvenini kazanmak durumunda. Peki ülkede uzunca bir süredir “ana muhalefet” denilince görüntü ne? CHP kurumsal olarak tam anlamıyla teyakkuzda ama bu ülke değil, kendi iç meselelerinden kaynaklı daha çok...Her kafadan bir ses çıkıyor. Hemde öyle böyle değil, taraflar arası frensiz, ağır hakaretlere varan acımasız salvolarla...Gerçi CHP’liler buna parti içi demokrasinin gereği çok seslilik diyorlar ama bunun onu çok aşan bir durum olduğu da ortada...Cepheler arası bir “sinsi savaş” var sanki...CHP hep kişiler ve onlara bağlı hesaplar üzerine konuşmaktan, iç çekişmelerden, ana muhalefet partisi olarak tek ses halinde ülke sorunlarına, sokağın, vatandaşın sıkıntılarına çözüm üretmek ya da umut olmak noktasına gelemiyor bir türlü. Parti içinde tartışmaya, kavgaya neden olan her iddia ve bunlara dönük olası tezler sadece ayrı güç dinamiklerinden gelmiyor, onların yakın çevrelerinden kaynaklı sızdırmalar var birde...Herkes çıkarına göre bilinçli ya da kasıtlı algı operasyonları peşinde bir başka deyişle...Niyesi de belli. Her siyasi aktör gibi çevresindekiler de kendi siyasi ikballeri veya “kendi koltukları” hesabındalar...

Haberin Devamı

  ★★★

CHP’de adı geçen başat aktörlerin yanı sıra onlarda o kadar istekli ve hırslılar ki; partiyi öncelemek, CHP’nin gelenekleri falan ikinci planda kalıyor. Amigoluk, biat kültürü öne çıkıyor. Kim kimle beraber, neyin peşinde her şey karma karışık. Görünen saflarda son derece oynak ve güven verici değil. Herkes önümüzdeki seçimlere giden yolda kendine uygun kilometre taşlarını döşemek, siyaseten nemalanmakla meşgul...Her gün farklı, mesajlar veriliyor bir kaos, karmaşa ya da mağduriyet algısı yaratma hesabıyla..Genel başkanın değiştiği 2023 kurultayına “şaibe karıştığı” iddiasıyla karar aşmasına gelen dava ve olasılıklar üzerinden süren tartışmalara bakıldığında da ana muhalefet partisi CHP’nin Türk siyaset tarihinde alışık olmadığımız, bilmediğimiz bir örnek daha ortaya koyacağı belli. Hatta şimdiden koydu bile..Bir yanda CHP’nin son olağanüstü kurultayda tekrar seçilmiş Genel Başkanı Özgür Özel, diğer yanda koltuğa oturma olasılığı tartışılan önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu;  İkisi de ‘partime kötülük yapmam’ diyor ama alenen birbirlerine hasım pozisyonundalar… Çıkacak yargı kararına dönük tahminler, yapılan açıklamalar, konuşulan olası siyasi hamleler de hep CHP’nin fay hatlarını tetikleyecek nitelikte..Her ne kadar dışa dönük verilen mesajlarda olan bitenlerin CHP’nin iktidar yürüyüşünü engellemek, partideki birlik beraberlik havasını bozmaya dönük siyasi manevralar olduğu algısı yaratılmak istense de...Siyasette böyle durumlar elbette vardır, olabilir ancak o zaman da içerde tek ses olmak, sağlam durmak gerekir...

Haberin Devamı

  ★★★

Haberin Devamı

Oysa CHP odaklı konuşulan, tartışılan ne varsa da doğrudan parti içi menşeli gelişmeler, senaryolar hep...Bazı CHP’lilerin iddia ettiği gibi partiyi karıştırmaya yönelik dış güç müdahalesi ya da kasıtlı kaos algısı yaratma durumu değil yani..Dolayısıyla CHP odaklı konuşma, tartışmalardan yakınan, tepki verenlerin aynaya bakmalarında yarar var...Kendi aralarındaki çekişmeleri, kavgaları resetlemeleri ve yeniden başlatmaları şart...Öncelikle de karşılıklı ateşkes kararı alıp aralarındaki “sinsi savaşa” son vermeleri gerekir. Yoksa gelişmeler bağlamında, CHP’den kopma, yeni bir siyasi yapılanma, doğma olasılığından dahi söz ediliyor malum...