Beyhan Budak

Beyhan Budak

beyhanbudak@gmail.com

Tüm Yazıları

Melda eşini seven bir kadın, ama eşiyle sorunlar yaşadığı zaman bunları açıkça konuşmak yerine, tavır gösteriyor, imalı şeyler söylüyor ama asıl kendisini üzen konuya hiç değinmiyor. Eşinin kendisini anlamasını bekliyor, bu da karşı tarafta haksız yere suçlandığı hissiyatını ortaya çıkarıyor. Bu durum da en sonunda iki tarafın da belki şiddetle suçladığı ama asıl önemli olan konunun hiç konuşulmadığı bir kavgaya dönüşüyor.

Cihan, iş yerindeki güvendiği bir arkadaşının söz verdiği yardımı yapmadığı için kırgın hissediyor. Ancak kırgın hissettiği arkadaşına bu duruma ifade etmek yerine, bu arkadaşına mesafe koyuyor, hatta hiç konuşmuyor. Diğer tarafta bu duruma maruz kalan kişi ise, hak etmediği bir şeye maruz kaldığını düşündüğü için, o da bu durumu düzeltmek için hiçbir adım atmıyor. Cihan da bu durumu görünce, uzaklaşarak ne kadar haklı olduğunu kendi kendine söylüyor.

Haberin Devamı

Sağlıklı iletişime zarar veren üç büyük hata

Bu bahsettiğim iki hikâyenin belki aynısını, belki de bir benzerini çok büyük ihtimalle yaşamışsındır diye tahmin ediyorum. Bizim ülkemizde iletişim çoğu zaman şans işi. Hepimiz bir şeylere kırılırız, ama kırıldığımız şeyleri ifade etmek, sorunu çözmeye çalışmak yerine dolaylı yoldan tepki gösteririz. Tepki gösterdiğimiz kişi neye tepki gösterdiğimizi anlamaz, o da bize tepki gösterir. Bu iş böyle uzar gider. Halbuki çevremizdeki insanlarla sağlıklı iletişim kurmak o kadar da zor bir şey değil. Birazcık kendi hatalarımızın farkına varabilirsek, bence birçok konuyu düzeltmek mümkün olacaktır. İletişim kurarken sık yaptığımız hatalardan bahsetmek istiyorum.

İlk olarak, açık iletişim yerine imalı sözler ve tavırlı davranışlar kullanmak iletişime en çok zarar veren şeylerden biridir. Eğer böyle davranıyorsan, muhtemelen kendini, “Ben kendim açıkladıktan sonra, karşı taraf hatasını anlamış ne işe yarar?” diye savunacaksın. İşte tam burada gurur devreye giriyor. Ben söylersem kendimi daha aşağı konumlandıracakmışım gibi hissiyat. Aslında durum tam tersidir, incindiğim şeyi karşı tarafa net bir şekilde ifade ettiğim zaman ona hatasını düzeltme fırsatı veriyorum. Ama tavır yaparsam, karşı taraf bir şeyler anlıyor ama kesinlikle benim anlamasını istediğim şey olmuyor. Yani yanlış anlıyor. Karşı tarafın beni üzen davranışını net bir şekilde ifade etmek, karşı taraf kabul etmese bile her zaman işe yarar.

Haberin Devamı

İnsanlar yaşadıkları zorlukları yakın gördükleri insanlarla paylaşmak isterler. Senin karşına biri böyle bir şekilde geldiği zaman ne yapıyorsun? Bu konuda yapılan en büyük hata, daha karşı taraf sözünü bitirmeden ona öneriler vermek, ben sana demiştim demek, onu suçlamak şeklinde cevaplar verildiği zaman aradaki iletişim ciddi anlamda hasar alacaktır. İnsanlar bizden öğüt istemedikçe kimseye öğüt vermemeliyiz. Bir yandan karşı tarafın hatalarını da görüyor olsak, herkes kendi hayatının mücadelesini veriyor. Benim için kolay olan, karşı taraf için kolay olmayabilir. Bu sebeple, suçlamak ve öğüt vermek yerine dinlemek ve yanındayım mesajı vermek ilişkimizi güçlendirecektir.

Çoğu iletişim eğitiminde etkili konuşmanın yöntemlerinden bahsederler. Ancak modern insan hep konuşmak, hep kendini anlatmak istiyor. Sadece benden ve benim hayatımdan konuşalım beklentisi de iletişime zarar verecektir. Kaliteli iletişim için, tenis oynuyormuş gibi düşünebiliriz. Top bir bende olacak bir de karşı tarafta. Biraz benden bahsedeceğiz, biraz da karşı tarafı merak edeceğiz. Onu tüm dikkatimizle dinleyeceğiz, o zaman ortaya çok güzel bir ilişki çıkacaktır. Ama hep ben konuşayım dediğim zaman, çevremdeki insanlarla kurduğum ilişkiler yüzeysel kalacaktır.

Haberin Devamı

Kendine iyi davran, görüşmek üzere...