90 dakika

28 Nisan 2002


<#comment>Beşiktaş’ın bu sezon İnönü Stadı’na "vedası" buruk olurken, taraftarlarını yine "hüsrana" uğrattı.
Sezon başından bu yana sahasında şeytanın bacağını kıramayan Beşiktaş, Göztepe mağlubiyeti ile birlikte toplam 23 puanı rakiplerine dağıttı.
Karşılaşmanın ilk yarısında rakibine oranla daha diri gözüken Beşiktaş, bu yarıda üst üste yakaladığı fırsatlardan sadece birini gole çevirdi. 30.dakikada Ahmet Dursun’un frikik golüyle öne geçen Beşiktaş’ın iki dakika sonra gol yemesi, savunmanın evlere şenlik olduğunun en büyük göstergesiydi. Ümit ile Erman savunmanın sırıtan isimleri olarak ön plana çıktılar. Asper’in iki golde yapacağı hiçbir şey yoktu, savunmasının "kurbanı" oldu.
Gençlerbirliği maçında taraftara kafa atan Erman oyunda kaldığı ilk 45 dakikayı yoğun protestolar içinde tamamlarken, vasatın üstün çıkamadı. İkinci yarıda değişen sadece oyuncular vardı... Oyun disiplininden uzaklaşmayan Göztepe, Beşiktaş kalesine iki kez geldi, ikisini de gole çevirdi.
Beşiktaş’ta elle tutulur, orta alanda Tayfur, Tümer ve Ahmet Dursun’du... Stavrum boş gezenleri oynarken,, Ahmet Dursun tek başına mücadele etti, yardıma koştu, nefis frikik golü attı. Tekniğini

Yazının Devamı

Sorular ve yanıtlar

26 Nisan 2002


<#comment>Günlerdir Beşiktaş’ta seçimlerde yaşanan olayları ve üye yapımındaki usülsüzlükleri tartışıyoruz. Varsa, yoksa seçimler! Biz bu toplu üye yapımlarını 30 yıldır yaşıyoruz. Benim için asla süpriz değil. Ne var ki, 14 yaşındaki bir çocuğun tüzüğe aykırı şekilde üye yapılması bardağı taşıran son damla oldu. Nitekim, muhalefetin bu çarpıcı açıklamaları, kurulları harekete geçirdi ve bu genç üye kardeşimiz apar topar çıkarıldı. Yönetim sonunda üç sayfalık bir deklerasyon yayınlayarak Arat’ı sert şekilde eleştirdi.
Eleştirilerinde haklı olabilirler. Ama deklerasyonun birinci maddesindeki "Kulübe üye yapılması tamamiyle sicil kurulunun tasarrufundadır" maddesi beni çok şaşırttı. Tamam, sicil kurulu üye yapılmasında söz sahibidir ve büyük rol oynar. Bunu biliyoruz. Peki son imzayı kim atar? Yönetim Kurulu ve o kulübün başkanı.. Bu bir...
Yine aynı deklerasyonun 10. maddesinde "Herkes kendi içinde varlığını hissettiği takımın renklerine gönül verir. Zaman zaman insanların başka bir takıma geçmeleri kadar doğal ve özgür bir seçim olamaz" açıklaması bizleri hayretler içinde bıraktı. Arat’ın videolu basın toplantısında adamın biri çıkıyor, "Ben Fenerbahçeliyim. Ama beni

Yazının Devamı

90 dakika

21 Nisan 2002


<#comment>İlhan Mansız ve Ali Eren’in yanı sıra Ahmet Dursun’un sakatlığı nedeniyle yedeğe çekilmesi Beşiktaş’ın tüm oyun sistemini allak - bullak etti.
Daum, zorunlu olarak "kronik" yedeklerden Ümit ve Erman’ı ilk on birde sahaya sürdü. Savunmadaki bu değişiklik, hem Ronaldo’yu, hem de kaleci Asper’i sıkıntıya soktu.
Orta alanda Baya ve Ahmet Yıldırım’ın kötü oluşunun yanı sıra bu alanda kaptırılan tüm toplar Beşiktaş kalesine tehlike olarak geri döndü. Asper, Cafer’in iki net pozisyonunu kurtarırken, farkı önleyen isim olarak ön plana çıktı.
Beşiktaş, forvette ilk yarıda etkili olabildi. Tümer’in topu rakiplere kaptırışı, ofansif gücünü zayıflattı. Sertan rakip savunmayla tek başına boğuştu, pozisyon üretti, yakaladı, atamadı. Asper, Ronaldo ve biraz da Sertan, yüreklerini ortaya koydular, oyun disiplinden kopmadılar, ayakta kaldılar.
Erdoğan Arıca ile büyük bir çıkış yakalayan Gençlerbirliği, kolektif futboluyla ön plana çıkarken, fark yakalayacağı maçta tek puanla yetinmek zorunda kaldı.
Henüz 6. dakikada ilk sinyal geldi. Soldan gelen kornere El Saka’nın vurduğu kafa direkten döndü. Ahmet Hassan önünde bulduğu topu 2 metreden İbrahim’e

Yazının Devamı

Ders almalıyız

18 Nisan 2002


<#comment>Adı üstünde, hazırlık maçı... Bu tür maçlarda, Dünya Kupası elemelerinde devlere kafa tutan Ay - Yıldızlı ekibimizden aynı grafiği göremiyoruz, görmemiz de çok zor. Bunun da temelinde özel maçlara motive olamayışımız yatıyor !
Avusturya ile Ali Sami Yen Stadı’nda tarihi bir maç oynadık. 5 - 0’lık farklı skorun yanı sıra Ay - Yıldızlı futbolcuların doksan dakikalık muhteşem mücadelesi hala hafızalarımızda.
Neyse; bir hazırlık maçını zorla da olsa kazandık.
Şili, yeni isimlerden oluşan bir ekip, dört futbolcusu Avrupa’da top koşturuyor, çoğu yeni fotoğraflar.
Şili’yle ikinci kez bir özel maçta karşı karşıya geldik. Şili, Roda Stadı’ndaki maçta oyun disiplininden kopmayan ve sürekli galibiyet kovalayan bir ekip görünümündeydi.
Biz ne yaptık ? Şimdi kalkıp, bu özel maçta bize Dünya Kupası finalleri mutluluğunu yaşatan Ay - Yıldızlı ekibi eleştirmeye elimiz varmıyor doğrusu.

Yazının Devamı

Tahrik ve Ali Eren!

15 Nisan 2002


<#comment>Profesyonel futbolcu, doksan dakika sahada kalandır... Profesyonel futbolcu rakip tahriklere kapılmayandır... Profesyonel futbolcu, hırsını rakibe, ya da hakeme değil, sahaya yansıtandır... Ali Eren kardeşimiz şimdi otursun, ellerini kafasının arasına koysun, düşünsün, "Ben ne yaptım?" diye...
Sadece Ali Eren mi? İlhan Mansız’a ne demeli? Sezon başından bu yana hep kendisini uyardık, aman eline diline sahip ol, hırsını sadece sahaya yansıt dedik. O yine bildiğini okudu... İlhan Mansız’ı, izlerken Pascal Nouma’yı hatırlıyoruz... O da yetenekli bir oyuncuydu... Ne var ki, agresifliği hep Kartal’ın başına bela oldu...
Gelelim 35.dakikaya. Hava topunda Serhat, Ali Eren’in çenesine dokundu veya vurdu. Ali Eren sinirlendi, tahrike kapıldı, yerdeki Serhat’a, o da diziyle vurdu. Fotoğrafın detayları bu... Peki, Ali Eren atılmalı mıydı ? Bunu sabaha kadar tartışırız... Üçüncü hakem Evren Dölek, Muhittin Boşat’ı yakan isimdi. Dölek’e sormak gerekir, Ali Eren’in pozisyonunu süzerken, Serhat’ın dirseğini görmedin mi? Boşat, ikinci yarının sonlarına doğru oyun kontrolünü elinden kaçırdı, her iki takım oyuncularının kavgalarına "seyirci" kaldı. Olan Beşiktaş’a oldu,

Yazının Devamı

90 dakika

8 Nisan 2002


<#comment>Beşiktaş korkarak geldiği Malatyaspor deplasmanından Tümer’in tek golüyle üç altın puan çıkardı, zirvedeki umudunu sürdürdü.
Kupa maçında eleştirilerin boy hedefini oluşturan Erman, yine ilk on birde sahaya sürüldü. Daum, Erman’ı defansta oynatırken, Ahmet Yıldırım’ı alışık olmadığımız orta beşlinin sol tarafına sürdü. Yıldırım, maç süresince mükemmel oynadı, yerini hiç yadırgamadı.
Daum’un diğer bir sürprizi ise haftalardır tribüne gönderdiği, burnunu yedek kulübeden çıkartmadığı Khlestov’a yeniden sarılmasıydı.
İlhan Mansız’ın yokluğu, Daum’un ofanstaki oyun planlarını alt - üst etti. Alman hoca bu boşluğu Stavrum ile doldurmayı hedefledi. Stavrum sırıtmadı, sürekli toplar indirdi, ama çok yalnız kaldı. Ahmet Dursun oyunda kaldığı süre içinde iyi mücadele etti, koridorlar açtı.
Malatyaspor, ikinci yarıda daha iyi oynadı. Düşme potasından çıkma yolunda yakaladığı fırsatları kullanamadı. Özellikle Mithat’ın kaçırdığı pozisyon affedilir gibi değildi.
* * *

Yazının Devamı

90 dakika

8 Nisan 2002




Beşiktaş korkarak geldiği Malatyaspor deplasmanından Tümer’in tek golüyle üç altın puan çıkardı, zirvedeki umudunu sürdürdü.
Kupa maçında eleştirilerin boy hedefini oluşturan Erman, yine ilk on birde sahaya sürüldü. Daum, Erman’ı defansta oynatırken, Ahmet Yıldırım’ı alışık olmadığımız orta beşlinin sol tarafına sürdü. Yıldırım, maç süresince mükemmel oynadı, yerini hiç yadırgamadı.
Daum’un diğer bir sürprizi ise haftalardır tribüne gönderdiği, burnunu yedek kulübeden çıkartmadığı Khlestov’a yeniden sarılmasıydı.
İlhan Mansız’ın yokluğu, Daum’un ofanstaki oyun planlarını alt - üst etti. Alman hoca bu boşluğu Stavrum ile doldurmayı hedefledi. Stavrum sırıtmadı, sürekli toplar indirdi, ama çok yalnız kaldı. Ahmet Dursun oyunda kaldığı süre içinde iyi mücadele etti, koridorlar açtı.

Yazının Devamı

90 Dakika

4 Nisan 2002


<#comment>Beşiktaş kantarda "ağır" basan taraftı... Ama bırakın finali bir kenara, futbolda önceden "tahmin" yapmak kadar yanlış bir şey olamaz.
Kocaelispor, ofansif futboldan çok, savunma ağırlıklı bir taktikle mücadele etti. Hikmet Karaman, Beşiktaş’ın orta alandaki etkili oyuncularından Baya, Tümer ve Tayfur’a "kilit" vururken, alan savunmasını tercih etti. Karaman’ın bu taktiği doğruydu... Beşiktaş, Kocaelispor "kilidini" açmak ve gole gidebilmek için her türlü varyasyonu denedi. Göbek bindirmelerinde zorlandı, kanatlardan rakip kaleye yüklendi. Nitekim, ilk yarıda kanatlardan pozisyon üretti, yakaladığı fırsatları iki kez Tümer, İlhan Mansız ve Baya ile harcadı.
Oyunu kontrol altında tutan Kocaelispor ilk yarının uzatma dakikalarında golü buldu. Bu dakikada Nuri sağdan hareketlenen Yordanov’u kaçırdı, Yordanov ortaladı, Cihan penaltı noktası üzerinden fileleri gördü: 0-1
Hani futbolda bir laf vardır "Atamayana atarlar"...
Şimdi Kartal’ın harcadıklarına bakalım..
Dakika 21: Kaptan Tayfur, ceza alanında kolay buluştuğu topu kontrol edemedi ve büyük fırsatı kaçırdı.

Yazının Devamı