Bebek’te bir apartmanın bahçe katındayız.
Avlu Bebek’te Sırmasa’nın hazırladığı mimozalarla süslü nefis bir sofrada oturuyoruz.
Masterchef’in jürisi şef Somer Sivrioğlu, Avustralya’daki restoranı Efendy ve Anason’a dönmeden bir gece önce İstanbul’da ilk kez özel bir yemek yapıyor. Anason’un menüsündeki spesiyalitelerini tatma şansımız oluyor, somon pastırmadan pırasa beğendiye, kadayıflı karidesten Turkish mess adını verdiği Eton Mess’in Türk dokunuşlu sakızlı ve fıstıklı versiyonuna...
Bu sırada Somer Sivrioğlu’nun annesi Ülkü Hanım’la da tanışıyorum, menüdeki fava sadece anne tarifi değil, Ülkü Hanım tarafından yapılmış.
“Ben normalde böyle yapmıyorum, ama şef böyle yapacaksın dedi diye böyle yaptım” diyor.
Sonra da başlıyor anlatmaya, “Somer portakal bile soyamazdı, master için Avustralya’ya gitti, azmetti, çok çalıştı, şef oldu. Azmin sonu” diyor gülerek.
Tam o sırada Somer Sivrioğlu katılıyor aramıza. Masterchef’in 2. sezonu için İstanbul’a geri gelecek.
“Bu akşamki yemek Masterchef’ten daha zorlu şartlardaydı, Hell’s Kitchen gibiydi” diyor gülerek, profesyonel olmayan, küçük bir mutfakta hazırlıkları yaptıkları için.
- Bu yıl kırmızı halı da ödül töreni de her zamankinden daha sönük geçti. Hatta dijital çağda Hollywood kültürünün düşüşte olması nedeniyle Oscarların da Oscar modasının da eskisi gibi bir gücünün ve etkisinin kalmadığı konuşuldu uzun uzun.
- Şıklık ve fitlik eskisi gibi ön planda değildi. Görüntüye önem vermek değil artık önemli olan. Çünkü tek tip kusursuz insan modeli artık revaçta değil. Farklılıklarıyla öne çıkanların zamanı şimdi.
- Trump ne kadar Meksika sınırına duvar örse de Meksikalı sinemacılar Hollywood’da kazanmaya devam ediyor. Bkz. Roma’nın yönetmeni Alfonso Cuaron.
- En iyi film ödülünü kazanan ‘Green Book’ ırkçılığı, Rami Malek’e en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandıran ‘Bohemian Rhapsody’ ise eşcinselliği basitleştirdiği için eleştirildi ama eleştiriler ödülleri kazanmalarını engelleyemedi.
- Sunucusuz bir Akademi Ödül Töreni eksikti. Her ne kadar dış sesle anonslar çözülse de ve ödül verenler kısa konuşmalar yapsa da bir sunucunun yerini dolduramadı.
- Gecenin en şık isimleri Lady Gaga ve Irina Shayk’tı. Herkesin gözleri Bradley Cooper yüzünden bu iki ismin üzerindeydi zaten. Lady Gaga, sadece Audrey Hepburn ile özdeşleşmiş 30 milyon dolarlık Tiffany kolyeyle değil,
Şimdiye kadar birçok restoran rehberi ve listesi yayımlandı.
Hepsinde başrolde olağan şüpheliler vardı, yıldız şeflerin fine dining restoranları.
Hatta çoğu, gittiğiniz zaman tadım menülerine çok da bayılmadığınız ama yine de dünyanın en iyileri arasında yer aldığı için imkân varsa denemek istediğiniz restoranlar.
Bu hafta ise yeme-içme endüstrisini değiştirecek bir oluşumun ilk adımı atıldı.
World Restaurant Awards (Dünya Restoran Ödülleri), 50 Best’in yaratıcısı ve ‘Where Chefs Eat’ kitaplarının yazarı Joe Warwick ve ‘Gelinaz!’ projesinin yaratıcısı Andrea Petrini tarafından başlatıldı.
Aralarında Jale Erentok Yau’nun da olduğu tam 100 kişilik dev bir jürisi var.
Ödüllerin amacı diğerleri gibi Avrupa merkezli, erkek egemen ve yüksek fiyatlı restoranların başrolde olmadığı farklı bir sistem ve farkındalık yaratmaktı.
Pazartesi akşamı Paris’te ilki gerçekleştirilen ödül töreninde olağan şüpheliler ilk kez kazanamadı.
Chanel ve Fendi gibi çok güçlü bir Fransız ve İtalyan markasını yıllarca yönetti ama en büyük başarısı bu değildi.
En büyük başarısı kendisiydi, kendi kendini ikonlaştırmayı başardı, hatta bununla zaman zaman dalga da geçti, “Kendi kendimin karikatürüyüm, bir maskeyle yaşıyorum, Venedik Karnavalı benim için sürekli devam ediyor” diye anlatıyordu.
Balmain, Jean Patou, Chloé, Charles Jourdan, Krizia, Valentino gibi birçok markaya tasarımlar yaptıktan sonra daha genç yaşlarda beyaz saçla kendine bir imaj çizdi.
Sonra tasarımlarını çok beğendiği Hedi Slimane’in kıyafetlerini giyebilmek için bir yılda tam 42 kilo verdi.
Onu özel yapan sadece kreatifliği değildi, aynı zamanda zamanın ruhunu da son derece iyi okumasıydı.
49 yaşında Chanel’in kreatif direktörü olduğunda eskimiş ve güncelliğini yitirmiş bir markayı alıp 10 milyar dolarlık, hiç eskimeyecek bir marka haline getirdi.
Bunun için de önce CC logosunu yarattı.
Tom Ford’dan Riccardo Tisci’ye birçok tasarımcının köklü bir markanın nasıl yeniden yükselebileceği konusunda önünü açtı.
Nasıl başardıysak, Netflix ve sinema salonları tartışmasını Über ve sarı taksi savaşı boyutuna taşıdık.
Her şey sinema salonlarındaki patlamış mısır krizi ve sonrasında gelen hadsiz açıklamalarla başladı.
Gişede başarılı olan filmlerin yönetmenleri, yapımcıları filmlerimizi vizyona sokmayacağız dedi, hemen akabinde Kültür ve Turizm Bakanlığı duruma yeni bir yasa tasarısıyla el koydu.
Ancak yasa temmuzda yürürlüğe girecek.
Bu durumda BKM bir seçim yaptı, Yılmaz Erdoğan’ın ‘Organize İşler Sazan Sarmalı’ filmi sinemalarda vizyona girdikten hemen sonra, 3. haftasında Netflix’te de yayınlanmaya başladı ve tabii yer yerinden oynadı.
Filmi ilk iki haftasında sinemada bilet alıp izleyenler için elbette hoş değildi bu karar, ama burada kandırılmışlık hissi yaratan filmin Netfllix’te yayınlanması değil, vizyonda 3. haftasında Netflix’te yayınlanmaya başlamasıydı.
Oysa film pekâlâ sinemalarla aynı anda Netflix’te de yayınlanabilirdi.
Bu yılın En İyi Film başta olmak üzere birçok dalda Oscar adaylarından olan Roma da aynı anda hem Netflix’te hem de sinemalarda vizyondaydı.
Dünyanın en yeni yeme-içme ödülleri, World Restaurant Awards, yarın Paris’te sahiplerini bulacak. Bakalım ödüllerin ilk yılında listeye hangi restoranlar ve şefler girecek?
En iyiler listeleri hâlâ hayatımızı kolaylaştırmaya devam ediyor. Yeni açılan restoranları tek tek keşfe çıkamayacağımıza göre, bu listeleri baz alıp içlerinden beğendiklerinizi denemek hâlâ geçerli bir yöntem. Her ne kadar çoğu zaman bu listelerin hazırlanışını eleştirsek de. Şimdi bu listelere bir yenisi daha eklendi: World Restaurant Awards (Dünya Restoran Ödülleri).
Üstelik bu ödülleri yaratanlar çok değerli isimler. Dünya Restoran Ödülleri’nin bu kadar iddialı olmasının en büyük nedeni organizasyonunu “Taste” etkinlikleriyle de dikkat çeken dev firma IMG’nin yapması ve tabii arkasında Restaurant dergisinde çalışırken “En İyi 50 Restoran” listesini başlatan ve “Where Chefs Eat” kitaplarının da yazarı Joe Warwick ve dünyanın önde gelen şeflerini bir araya getiren platform Gelinaz’ın kurucusu Andrea Petrini’nin olması.
Dünya Restoran Ödülleri’ni diğer ödüllerden farklı kılan özelliklerinden biri dünyada ilk defa bir restoran ödül töreni TV’de canlı yayınlanacak, Oscar’lar gibi kırmızı halılı bir gece
Hayatımızı algoritmalar yönlendirirken, yapay zekânın sadece konuşulanları yazabileceği, başka dillere tercüme edebileceği günler de yavaş yavaş geri kalıyor.
Artık yapay zekâ duyduğunu yazıya dökmek ve tercüme yapmanın çok daha ilerisinde.
Son çarpıcı örnek Kaliforniya’da bir laboratuvardan geldi.
Sadece kısa notlar vererek, yapay zekâya bir makale yazdırdılar.
Üstelik kazanılması imkânsız bir bakış açısıyla.
Konu: Yeniden çevrime sokmak, geri dönüşüm neden dünya için kötü.
Laboratuvarın başındaki mühendis David Luan makalenin çok iyi yazıldığını ve mantıklı sebeplerle desteklendiğini söylüyor, hatta SAT sınavlarında bu makaleyle yüksek bir not bile alınabilir diyor.
Şimdiye kadar yapay zekânın insan duygularını öğrenemediği için bir konuşma diyaloğunu sürdürmekte güçlük çektiği biliniyordu.
Karşımda 74 yaşında müthiş bir adam var: Sir Ranulph Fiennes.
Dünyanın yaşayan en büyük kâşifi.
Aynı zamanda yazar ve şair.
20’li yaşlarında dünyayı keşfe başlamış, tırmanmadığı dağ, girmediği delik kalmamış.
65 yaşında Everest’e tırmanıp Guiness Rekorlar kitabına girmiş.
Antarktika’yı yürüyerek tamamlamış, beş parmağı birden donduğu için kendisi testereyle kesmek zorunda kalmış.
Duble kalp ameliyatı geçirmiş, hemen akabinde art arda 7 günde 7 ayrı kıtada 7 ayrı maratona katılmış, kalp hastaları yararına bağış toplamış.
24 yaşındayken harika bir Mısır keşfi yapmış, şimdi tam 50 yıl sonra Mısır keşfini bu kez kuzeni aktör, Hollywood yıldızı Joseph Fiennes ile birlikte yapıyor.