Bir dağda mucize yarattı

11 Şubat 2018

Hiç tahmin edemeyeceğiniz bir yerde, sadece bir kişinin çabasıyla neler yapılabildiğini görmek, umutla dolmak ve ilham almak için Aslıhan Lodi’nin Hüsamettin Koçan ile gerçekleştirdiği nehir söyleşi “Bir Dağda Mucize Yaratan Ressam”ı okumalısınız.

Son zamanlarda en heyecanla beklediğim kitap, Aslıhan Lodi’nin kaleminden “Bir Dağda Mucize Yaratan Ressam: Hüsamettin Koçan”.Aslıhan Lodi’nin Ali Nesin ile gerçekleştirdiği nehir söyleşi “Matematik Köyü’nün Delisi”ni okuyanlar hatırlayacak, Lodi bu kitap projesine “Herkese biraz olsun umut vermek için, en çok da iyiliği, üretimi ve paylaşımı dolaşıma sokmak için” başladı. “Ülkemizin koşullarındaki türlü imkansızlık ve zorluklara rağmen kendini mesleğine, öğrencilerine ve ülkesine adayan büyük hocalarla” konuştu. “Bireysel mücadelenin her geçen gün daha da yüceltildiği günümüzde inanıyorum ki benim kadar sizlere de ilham verecek, şaşırmanızı ve güzelliklere yeniden inanmanızı sağlayacak” diye düşünerek başladı çalışmaya...

Müzeyle ödül kazandı

“Bir Dağda Mucize Yaratan Ressam” da “Matematik Köyünün Delisi” gibi ilham ve umut veriyor. Neyse ki sadece kendini düşünmek/kurtarmak yerine başkaları için bir şeyler yapanlar da var aramızda.

Yazının Devamı

GAZETECİLİK ÖLDÜ DİYENLERE

10 Şubat 2018

Geçen yıl tam da bu zamanlarda Wallpaper dergisi genel yayın yönetmeni Tony Chambers ve Wallpaper ve Monocle dergilerinin yaratıcısı Tyler Brule ile peş peşe birer röportaj yapmıştım.

İkisinin de yazılı basının geleceğiyle ilgili söyleyecekleri her gazeteci için olduğu gibi benim için de çok önemliydi.

“Dergicilik de yayıncılık da düşünüldüğünden daha uzun süreli olacak.

Yazılı basın öldü deniliyordu beş yıl önce ama hâlâ yaşıyor ve yaşayacak.

Önemli olan, hem basılı yayını hem dijitali farklı içeriklerle zenginleştirmek.

İçeriğin internette ücretsiz verilmesi iyi değil ama bazı gazeteler bu trendi başlattı ve ne yazık ki hepimiz uymak zorunda kaldık.

Ama artık yeni jenerasyon kalite için para ödeyecek.

Bu kadar çöp bilgi içinde, okurlar da kendileri için bir başkasının daha bilinçli seçim yapması için para ödemeye hevesli.

Yazının Devamı

Roket hızında Elon Musk

8 Şubat 2018

“Hepimiz birer video oyunu karakteriyiz. Başkalarının kontrol ettiği bir simülasyonda yaşıyoruz, öyle olmaması sadece milyarda bir ihtimal...” dedi Elon Musk.

Paypal, Space X ve Tesla Motors’un kurucusu haklıydı, sanal ve gerçek dünyalar her geçen gün daha da birbirine karışıyor.

Gerçi Musk’ın fikirlerini ilk duyanlar hep gerçekleşmeyecek hayaller sandı, oysa o fikirleri hızla hayata geçirdi.

Hatta onun için ABD’de ‘seri girişimci’ yerine ‘paralel girişimci’ denilmesine bile neden oldu.

Aynı anda farklı endüstrilerde yaptığı işler nedeniyle ve tabii girdiği her endüstride bir devrim yarattığı için.

Aslında her şey Zip2 ile başladı, babasından 28 bin dolar borç alarak erkek kardeşi Kimbal ile kurduğu online rehber hizmeti kısa sürede beğenildi, yatırımcılar yüzünden şirketten ayrılmak zorunda kaldı, ama Compaq’a satıştan tam 22 milyon dolar kazandı.

Daha sonra PayPal ile tanındı, teknik anlaşmazlıklar nedeniyle balayında olduğunda şirketten uzaklaştırıldığını öğrendi.

PayPal’ın satışından 165 milyon dolar kazandı.

Yazının Devamı

Bravo Rüya!

6 Şubat 2018

2018’in en iyi restoranları listelerinden biri önümde.

Esquire dergisinin Ortadoğu edisyonu seçmiş en iyileri.

Bir numarada tanıdık bir isim var: Rüya.

Rüya, Umut Özkanca’nın Borsa Restaurant’larının kurucusu olan babası Rasim Özkanca’dan edindiği bilgi ve birikimi, kendi işletme ve aşçılık eğitimiyle harmanlayıp, Zuma’nın şefi Colin Clague’yi de transfer edip Anadolu mutfağını dünyaya tanıtmak için kurduğu restoran.

İstanbul’da Masa ve Parle gibi başarılı markalar yarattıktan sonra Rüya’yı İstanbul yerine Dubai’de yaratmaya karar veriyor Umut Özkanca.

Anadolu mutfağını fine dining seviyesinde yeniden yorumlayarak ve harika bir menü yaratarak.

Boşuna Esquire dergisi Rüya için “Özgün, yaratıcı, yenilikçi, ve çok lezzetli” demiyor.

Yazının Devamı

Karaköy’de hayata sarılacaklar

4 Şubat 2018

İstanbul’da beni son zamanlarda en mutlu eden fikir Hayata Sarıl Derneği ve lokantası. Ünlü şeflerin burada ihtiyaç sahiplerine yemek ve yardım yaratmak için mutfağa girmesinden sonra şimdi de Hayata Sarıl ekibi Vault Karaköy, The House Hotel’de.

Dört yıl önce tam da bu zamanlarda ilk açıldığında İstanbul’un en çok konuşulan otel ve restoranıydı Vault Karaköy, The House Hotel. Karaköy, Bankalar Caddesi’nde şehrin en güzel iki tarihi binası eski Sümerbank ve Cemaat Han’da. Neo-rönesans mimarinin izlerini taşıyan 1863 tarihli Credit General Ottoman binası, bildiğimiz adıyla eski Sümerbank binası ve eskiden Neve Şalom’a ait olan Cemaat Han, Ulusoy Grubu tarafından 2010 yılında satın alındı. İki binayı Ağa Han ödüllü mimar Han Tümertekin aslına sadık kalarak restore etti. Sonra işin içine iç mimar Sinan Kafadar ve Metex Group girdi. Finalde de Vault Karaköy, The House Hotel ortaya çıktı. Otel resepsiyonu, duvarlarda asılı çerçeveli bonolarla bezeli bir banka veznesi gibi tasarlandı. Lobide kuyruklu piyano, restoran ve yuvarlak biçimde tasarlanmış, bir banka hazine odası kapısının tüm özelliklerini yansıtan bar alanı var. Girişteki Kasa adlı lokantanın barı da var, şarap kavı ise dev

Yazının Devamı

YOKSA SİZ HÂLÂ TELEFONDA KONUŞUYOR MUSUNUZ?

3 Şubat 2018

İstanbul’a yeni taşınan Kanadalı bir arkadaşım, işi için temasa geçmesi gereken müşterileri telefonla arıyor, telefonda derdini tatlı tatlı anlatmaya çalışıyor.

Bunu bana söylediğinde ilk tepkim, “Nasıl yani, siz hâlâ telefonda konuşuyor musunuz?” oldu.

Biz her işimizi Whatsapp’tan, Telegram’dan hallediyoruz, ne SMS kaldı, ne email’lere tahammülümüz kaldı, ne de kimse kimseye telefon açıp halini hatırını soruyor.

Hayat artık çok hızlı, giriş, gelişme, sonuç yok konuşmalarda, mesajlaşmalarda, direkt sadede geliniyor.

Zaten cümleyi biraz uzatacak olursanız karşınızdaki başlıyor, konsantrasyon sorunu olduğunu anlatmaya.

Kanadalı arkadaşım şaşırıyor, “Evet, biz de mesajlaşıyoruz ama telefonda da konuşuyoruz. Daha samimi değil mi?” diyor telefonda konuşma.

“Karşılıklı konuşmalar yanlış anlamaları ortadan kaldırıyor bence” diye ekliyor.

İkna olmaya meyilliyim, ama telefon çaldıkça, artık 24 saat sesi kapalı, titreşimde olduğu için bir kez daha şükrediyorum.

Yazının Devamı

48 saatte 5 milyon dolar

1 Şubat 2018

Elon Musk, Tesla ve SpaceX ile hepimizi kendisine bağlamayı başardı.

Tabii, Anıtkabir’den paylaştığı fotoğrafın da kalbimizde ayrı bir yeri var.

69 yaşındaki annesi Maye’in geç gelen süper modelliğinden erkek kardeşi Kimbal’ın Nextdoor Eatery ve The Kitchen ile gıda konusundaki sosyal yardım çalışmalarına, kız kardeşi Tosca’nın Netflix’e rakip Passionflix’ine Musk ailesinin her bireyini tek tek izlemekteyiz.

Geçen hafta sonu bütün aile Elon Musk’ın son şirketi The Boring Company’nin yeni ürünü alev silahını tanıttı.

İlk bakışta tehlikeli diyenler oldu. Oysa The Boring Company logolu 20 dolarlık şapkaları satışa çıkararak 1 milyon dolar kazanmıştı Elon Musk. Şimdi ise “Çok gereksiz, eğlenmeyi sevmiyorsanız sakın almayın” dediği alev silahlarıyla 48 saatte 5 milyon dolar kazandı. Hatta bu yazı yazılırken 500 dolara 15 bin adet ürün satmış ve kazancı 7.5 milyon dolara fırlamıştı bile!

Elektrikli otomobillerden, roketlerden sonra Elon Musk da sonunda kolayı buldu.

Artık çok değerli bir markası var, ne yapsa satış rekoru kırıyor.

Şapka, alev silahı derken yavaş yavaş promosyon ürünlerine doğru ilerliyor.

Yazının Devamı

SERTAB'IN YAPTIĞINI BİR ERKEK YAPABİLİR MİYDİ?

30 Ocak 2018

Londra’da Omeara’da çok da kalabalık olmayan bir rock konserindeyiz.

Sahnede harika bir ses var, ama orkestranın gümbür gümbür sesi o harika sesi bile bastırıyor.

Kendisi de durumdan hiç şikayetçi gibi değil, gitar çalan eşi Emre Kula’ya hayranlıkla bakıyor.

Bis yapacaklarını bile, eşine bakıp “Patron o, o derse yaparız!” diye duyuruyor.

Telomerler ne kadar işe yarasa da artık yaş konusu görüntüde ne kadar önemsizleşse de Sertab Erener hayranları şaşırıyor, O2 Indigo’daki kendi konserinden bir gece önce Oceans of Noise adlı genç bir rock grubuna Sertab’ın solistlik yapmasına...

Kendi güzel Türkçe şarkıları yerine İngilizce şarkılar söylemesine...

‘Kırık Kalpler Albümü’ndeki ‘Olsun’ şarkısı bile Amerikalı bir yapımcının yazdığı sözlerle ‘All Soon’ oluvermiş.

Konseri izlerken ister istemez, ben bu filmi daha önce izlemiştim diye geçiriyorum içimden.

Yazının Devamı