Bu “sarılma” umut veriyor

5 Kasım 2017

Toplumda yok sayılan evsiz insanları hayata geri kazandırmayı hedefleyen Hayata Sarıl Derneği, Beyoğlu’nda bir lokanta açtı. Hayata Sarıl Lokantası hepimizin desteğini fazlasıyla hak ediyor.

Onun hikayesini ilk önce Yedi konferansı sayesinde dinledim. Gaziantepli, gurbetçi bir ailenin kızı. Aile içi şiddet ve tacize uğradı, yetiştirme yurdunda büyüdü. İlk kocası tarafından geneleve satıldı. Bir müşterisi evlenme teklif edince genelev hayatı bitti. Altı senelik evliliği son bulunca aylarca sokakta yaşadı. Tüm bu zorlukların ardından, sokakta yaşayan kişilere destek olmak için Şefkat-Der gönüllüsü oldu, “Evsizlere Çorba” projesini başlatıp Taksim civarındaki evsizlere her gün çorba dağıttı. Evsizler için farkındalık yaratma amacıyla bir araya gelen gönüllü hareketi Çorbada Tuzun Olsun’un kurucularından, herkesin “Ayşe Abla” dediği Ayşe Tükrükçü...

Ayşe Tükrükçü’nün asıl hayali toplumda yok sayılan insanlar için bir rehabilitasyon merkezi açmak. Bunun ilk adımı olarak da Dilara Moran ile bir araya gelip Hayata Sarıl Derneği’ni kuruyorlar. Hayata Sarıl Derneği’ne fon yaratmak ve bunu yaparken de evsiz insanlara psikolojik destek, mesleki eğitim, iş ve yaşam imkanı sunacak bir lokanta

Yazının Devamı

‘Herkes yaptığı işi daha iyi yapsın!’

4 Kasım 2017

Kale’nin ‘Tasarım Konuşuyor’ buluşması için Soho House’dayız.

Gökhan Avcıoğlu’ndan Can Yalman’a mimar ve tasarımcıların çoğunlukta olduğu bir izleyici kitlesiyle.

Sahnede endüstriyel tasarımcı Ayşe Birsel, Bee Goddess’ın kurucusu Ece Şirin, Dice Kayek’in ortağı Ayşe Ege, Mudo’nun kurucusu Mustafa Taviloğlu var.

Mimar Melkan Gürsel moderatörlüğünde bütün konuşmacılar tasarımla ilişkilerini anlatıyor.

Ayşe Birsel nasıl tasarımcı olmaya karar verdiğiyle başlıyor, şimdi aynı zamanda ortağı olan eşi Bibi Seck’le nasıl bir otomobil tasarımı sırasında tanıştığından söz ediyor.

Ayşe Ege, Dice Kayek’in Jameel ödülünü nasıl kazandığından bahsediyor.

Ece Şirin, kurumsal hayattan kendi markasını yaratma sürecine nasıl geçtiğini anlatıyor.

Mücevherin maddi değerinden çok tasarımın önemini vurguluyor.

Yazının Devamı

AKM meselesi sonunda çözülüyor

2 Kasım 2017

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün “İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi’nin olduğu yeri yıkıyoruz. Oraya daha büyüğünü çok çok farklı, modern bir mimariyle yapacağız, inşallah pazartesi günü İstanbul’da lansmanını yapacağım. 2019’un sonuna kadar inşallah orada biz bir opera binasını İstanbul’umuza kazandırmış olacağız” dedi.

Tesadüfen Bebek’te mimar Murat Tabanlıoğlu’yla karşılaşıyorum.

Son günlerde eminim kendisini görüp de AKM meselesini sormayan yok.

Nedeni belli, AKM, sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin en önemli simge yapılarından biri.

Sadece Hayati Tabanlıoğlu imzalı bir yapı olmasıyla değil, aynı zamanda Türkiye’nin kültür-sanata bakışının da bir göstergesi olmasıyla da ayrı bir önem taşıyor.

Nasıl bugünün çocukları TV dizilerinin kahramanlarını ezbere sayabiliyorsa, biz de çocukken İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin dansçılarını sayabiliyorduk.

AKM sayesinde izlemediğimiz bale, opera, tiyatro, sergi, klasik müzik konseri kalmamıştı.

Yazının Devamı

Kutlamaların hakkını verdik

31 Ekim 2017

Baştan söyleyeyim, benim için hafta sonu tek bir bayram vardı, Cumhuriyet Bayramı.

Her geçen gün daha da çok değerini anladığımız ve daha da çok kutlamak istediğimiz bir bayram, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı.

Neyse ki bu yıl daha önceki yıllar gibi olmadı, istemeden de olsa 29 Ekim’i bile herhangi bir uzun hafta sonu tatili kadar sıradanlaştırdığımız yıllardan değildi.

Pazar günü tamamen tesadüfen kendimi Işık Okullarının İstinye Park’taki 29 Ekim kutlamasında buldum ve çocuklar da konser de harikaydı.

Bu yıl şimdiye kadar hiç görmediğimiz harika Mustafa Kemal Atatürk fotoğraflarını da görme şansımız oldu, her zamanki gibi Atatürk’ü özlemle andık.

Tarihler karışmadı

Yazının Devamı

“Büyük bir kitleye ulaşmak harika”

29 Ekim 2017

Bir izdiham yaşanıyor H&M’in özel tasarımcılarla işbirliği yaptığı koleksiyonların lansmanında. Sanırsınız bedava yiyecek dağıtılıyor, sanırsınız alışveriş canavarlarının başka giyecek bir şeyleri yok. Sırf bu manzaranın üzerine bir sosyoloji tezi bile yazılır. Moda ve lüks demokratikleştiğini iddia ettikçe, tüketim çılgınlığı arttıkça, alışverişkolikler de vahşileşiyor. H&M’in bu yıl işbirliği yapmak için seçtiği moda tasarımcısı: Erdem Moralıoğlu. Erdem markasıyla tanıdığımız Erdem Moralıoğlu, üç yıl önce British Fashion Council (İngiliz Moda Konseyi) tarafından “Yılın En İyi Kadın Giyim Tasarımcısı” seçildi. Kanada’da doğmuş; annesi İngiliz, babası Türk... Londra’yı modanın kavşağı olarak gördüğü için orada yaşamayı tercih etmiş ama Türk köklerinden de kopmamış. Zaten bütün şöhretine rağmen hâlâ Londra’da Türk mahallesi olarak bilinen Hackney’de yaşıyor. Londra’daki olimpiyatlarda seçilen 9 İngiliz moda tasarımcısı arasında yer aldı. Modada yapılan iş beğenilirse, iyi bir çevre edinilirse ve süreklilik sağlanabilirse marka yükseliyor. Erdem de bunun iyi bir örneği. Samantha Cameron’dan Kate Middleton’a birçok ünlü ismi giydiriyor.

“Birçok kişi ilk Erdem tasarımını alacak”

Ann-SofI

Yazının Devamı

Tasarım ödüllerinden bildiriyorum

28 Ekim 2017

Londra’da International Property Awards ödül törenindeyiz Sanayi 313’ün kurucusu mimar Enis Karavil’le birlikte.

Enis Karavil’in ödülünü kutlarken Türkiye’den birçok inşaat firmasının ve mimarlık ofisinin de farklı alanlarda ödül aldığına şahit oluyorum.

Dünyanın birçok ülkesinden başvuru yapılıyor, ama en çok ödül alanın Türkiye’den çıkmış olması şaşırtmıyor aslında.

Ülkede ne kadar çok inşaat, AVM, otel, rezidans projesi yapıldığı düşünülürse.

Onur ödülü: Sebastian Conran

Ertesi gün International Design Awards’dayım VitrA’nın davetlisi olarak.

Yanımda VitrA’ya tasarım yapan Sebastian Conran oturuyor.

Meşhur Conran Shop’ların ve Habitat’ın yaratıcısı Terence Conran’ın büyük oğlu, uzun süredir Conran Design’ın başında.

Yazının Devamı

Sadece kendine hitap eden mi sanat?

26 Ekim 2017

Güne Marka Konferansı için İstanbul’a gelecek olan Frieze’in kurucusu Matthew Slotover’la bir görüşmeyle başlıyorum.

Ayşegül Yürekli Şengör’le soruyoruz, Matthew Slotover’a, kişisel sanat koleksiyonuna kattığı eserleri neye göre seçtiğini.

“Bir stratejim yok” diyor dünyanın en önemli sanat fuarının kurucusu Matthew Slotover, “Neyi beğeniyorsam onu topluyorum”.

Fransız filozof Jean Baudrillard’ın dediği gibi, “Ne topluyorsan, o sensin.”

‘Sığ bir yaklaşımdan öteye gidemez’

Biz bunları konuşurken İstanbul Bienali’yle eş zamanlı olarak düzenlenen, Abdülmecid Efendi Köşkü’ndeki Ömer Koç Koleksiyonu seçkisinden oluşan ‘Kapı Çalana Açılır’ başlıklı sergiye çirkin bir saldırı yapıldığı haberi geliyor.

Bu saldırıdan sonra Koç Holding son derece yerinde bir açıklama yapıyor, hepimizin hislerine tercüman oluyor.

Yazının Devamı

X Factor’da İstanbul başrolde

24 Ekim 2017

'Dün akşam çocuklarımla X Factor’ı seyretmek hem coğrafya hem tarih dersi gibiydi” dedi İrlandalı bir arkadaşım.

İngiltere’de yayınlanan ve herkesi TV başına kilitleyen yarışmadan söz ediyordu.

Şaşırdığımı görünce hemen ekledi, “X Factor İstanbul’daydı, arkada köprü, camii manzarası vardı, ben de çocuklara köprünün Asya’yla Avrupa’yı birbirine bağladığını ve İstanbul’un hangi medeniyetlere ev sahipliği yaptığını anlattım.”

Parayla yapılamayacak bir tanıtım

Çok değil, daha 4-5 hafta önce Çırağan Palace Kempinski’de bir arkadaşımla otururken tamamen tesadüfen X Factor çekimlerine olay yerinde canlı tanıklık etmiştik.

O zaman otel yetkilileri yarışma henüz açıklanmasını istemediği için çekimlerin Çırağan’da yapıldığı hakkında bir şey yazmamam için kibarca uyarmıştı, ben de otelin bu tutumuna son derece saygı duymuştum.

Harika bir reklam malzemesi olabilecek bir bilgiyi müşterilerini korumak adına paylaşmamayı tercih ettikleri için.

Tabii bunda halkla ilişkiler direktörü Neslihan Şen’in etkisi çoktu.

Yazının Devamı