Türkiye’nin önemli iki mimarlık firması eylülde Londra’da tasarımlarıyla adlarından söz ettirecek.
Autoban, ‘Tasarımla Ütopya’ temalı, ilk kez gerçekleşecek Londra Tasarım Bienali’ne, İKSV’nin desteğiyle, dilek ağacından ilham alan ‘Dilek Makinesi’ projesiyle katılıyor.
Autoban’ın kurucuları Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar ‘Dilek Makinesi’ için kaosla sürekli mücadele etmek zorunda kalmadan daha olumlu bir geleceğe dair bir fikrin veya hayalin dile getirilememesinden yola çıktıklarını anlatıyor.
Ne zaman, nerede?
7-27 Eylül, Somerset House.
73 yıl sonra değeri anlaşıldı
Diğer proje ise Tabanlıoğlu Mimarlık’a ait.
Rio 2016’dan geriye kalan en önemli başarı Michael Phelps’e ait.
20. ve 21. altın madalyasını tam 70 dakika arayla kazandı.
Önce kelebekte, daha sonra ise serbest yüzmede.
Madalyasını almak üzere kürsüye çıktığında milli marş çalınırken bir çocukluk arkadaşı seslendi, Phelps kendini tutamadı güldü ama kimse bunu saygısızlık olarak görmedi.
Zaten öyle de değildi.
Phelps, 21 altın madalyasıyla tek başına, tam 174 ülkeden daha fazla altın madalyaya sahip.
Phelps’ten daha çok altın madalya kazanmış sadece 12 ülke var.
Ölçü, yaptığı iş
'Yeni mekânlar Beyoğlu gibi tarihi bir semtin ruhunu öldürür mü?’ diye soruyorduk eskiden.
Çok değil, bundan 7-8 yıl önce Tepebaşı’nda Ayşe Kucuroğlu Public’i ve Mithat Can Özer 11.11’i açtığında “Tünel’de vale ve korumalı mekânlar olur mu?” tartışmaları yapıyorduk.
Ondan da önce Mısır Apartmanı’nda 360 ilk açıldığında İstiklal Caddesi şoförlü arabalardan geçilmiyordu.
“Caddenin trafiğe kapalı olması bile kimseyi durduramıyor” diyorduk.
Sonra ne oldu?
360’ın açılış tantanası bitti.
Her şey çok kısa sürede normale döndü.
Bir ara Asmalımescit’te kalabalıktan yürünemiyordu.
İstanbul’un en çok konuşulan mekanlarından Aman da Bravo, Londra’nın popüler İtalyan restoranı Frescobaldi’de pop-up günlerine hazırlanıyor
Hiç beklenmedik bir kalabalığın iyi yemek ve tatlı ambiyans için Reşitpaşa’ya gitmesine neden oldu Aman da Bravo. Kısa sürede bir müdavim kitlesi oluştu. Deneyenler yemeklerini anlata anlata bitiremedi, ünü hızla yayıldı. Adı da yemekleri kadar ilgi çekti.
Melis Korkud ve şef İnanç Baykar uzun yıllar Mehmet Gürs’ün İstanbul Yiyecek İçecek adlı catering şirketinde birlikte çalıştı. Daha sonra kendi şirketlerini kurmaya karar verdiler. Adı: Prop Event. Catering’de çok başarılı olunca yemeklerini bu servisi almadan da deneyebilmek isteyenlerden neden bir restoran açmıyorsunuz talebi geldi.
İşte Aman da Bravo bu talebi karşılayabilme amacıyla açıldı. Hatta Amanda Bravo isimli bir kadın kahraman olduğu bile sanıldı. Oysa isim mekanın ortaklarından Melis Korkud’dan çıkmıştı. Uzun bir restoran yeri arayışından sonra istedikleri gibi bir yer bulamayınca, catering işlerini yürüttükleri merkezde restoranı açmaya karar verdiler. Melis bu kararlarına “Aman da bravo!” dediğinde ortağı / şef İnanç Baykar da “Tamam, ismi bulduk!” demiş. İşte adı Amanda Bravo
Birçok kültür-sanat etkinliği art arda iptal edilirken sevindirici gelişmeler de oluyor.
Önemli müzik festivalleri tatil destinasyonlarına kadar geliyor.
Aslında amaç, bu festivalleri uluslararası alanda büyütmek, böylece turizme de katkıda bulunmak. Bu yıl malum, ama ileride tatil bölgeleri de deniz, güneş ve kumun yanı sıra bu festivallerle de anılacak hale gelebilir. Müzikle ilgili birçok konuda olduğu gibi yine öncü: Pozitifçiler.
Kapadokya’da düzenledikleri ve daha iki yılda çok yol kat ettikleri müzik, çağdaş sanat, gastronomi ve doğa festivali Cappadox’tan sonra şimdi sırada D Marin Uluslararası Klasik Müzik Festivali var.
20-27 Ağustos tarihlerinde.
Amaç, uluslararası ajandaya girmek
Doğuş Grubu’nun kurduğu festival bu yıl 12. yılını kutluyor. Geçen yıl itibarıyla organizasyon Pozitif’e emanet edildi.
Bu yıl festival 6 günden 8 güne çıkarıldı.
Steve Jobs’ın sık sık kullandığı bir örnekti: “Picasso’nun bir sözü vardır: İyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar çalar. Büyük fikirleri çalmak konusunda hiçbir zaman utanmadık.”
Şimdi benzer bir açıklama Instagram’ın kurucusu ve CEO’su Kevin Systrom’dan geliyor, “Paylaşılan fotoğraf ve videoların 24 saatte kendi kendini yok etme formatı rakiplerimizin buluşudur, biz de Instagram olarak bu format üzerinde uzun zamandır çalışıyoruz”.
Instagram’ın Snapchat’ten esinlendiği yeni özelliği ‘Hikâyeler’den söz ediyor.
24 saatlik hikâyeler
Instagram uygulamanızı güncellediğinizde ‘Hikâyeler’, en üstte bir bar olarak görünüyor.
Hikâyesini izlemek istediğiniz kişinin profil fotoğrafının üzerine tıklamanız yeterli.
Paylaşım yapmak istediğinizde sunulan seçenekler yine Snapchat’i hatırlatıyor.
Tek bir fotoğraf ya da video paylaşabileceğiniz gibi birbiri ardına eklenmiş farklı içerikleri de tek seferde ‘Hikâyeler’de yayınlayabiliyorsunuz.
“Herkes kendi evini korur” başlıklı bir ilan dikkat çekiyordu bu hafta sonu Financial Times’da.
Türkiye bayrağının yanındaki başlık, bizden başka, kimseye bir şey ifade etmiyordu.
Pekâlâ bir güvenlik firması ilanı da olabilirdi.
Alttaki metni okumaya çağırmıyordu.
Zaten okusanız bile tam olarak ne anlatmak istediğini anlamak mümkün değildi.
Biz kendimizi doğru anlatamadığımız sürece, başkalarının da anlamasını beklemek gerçekçi bir yaklaşım değil.
Boşa harcanan bir bütçe sadece.
Amerika’nın en orijinal yeni restoranı ilan edildi New York Times tarafından, San Francisco Museum of Modern Art’ta (Modern Sanat Müzesi) yeni açılan In Situ adlı restoran. Hem de hiç orijinal olmayan yemekleriyle. Hatta diğer iyi müze restoranlarının yapamadığını yaptı, bir sanat enstalasyonuna benzetildi ve “Gastronomi de bir sanat mı?” tartışmalarına da neden oldu. Peki ama In Situ’nun özelliği ne?
In Situ’nun şefi Corey Lee, dünyanın dört bir yanından en iyi şeflerin imzası haline gelen birer yemeklerini seçerek bir menü oluşturmuş. Malum, artık Zagat rehberleri ya da Michelin yıldızlarından çok daha önemli hale geldi “Dünyanın En İyi 100 Restoranı” listesi. Bu listeye girmeyi başaran restoranların şeflerinden destek almış Lee. Türkiye’den tek bir isim var listede şimdilik, Mehmet Gürs’ün Mikla’sı. Geçen yılki 96. sıradan sonra bu yıl 40 basamak atlayarak 56. sıraya yükseldi. Mikla’dan seçilen yemek ise sumaklı ve füme yoğurtlu kuzu etli mantı.
Katalog gibi bir menü
Başka hangi şeflerin yemekleri var menüde? Dünyanın en iyi restoranı seçilen Osteria Francescana’nın şefi Massimo Bottura, Momofuku’nun şefi David Chang, The French Laundry’nin şefi Thomas Keller, Daniel’in şefi