Doğuş Grubu’nun (d.ream) yeni mekanı Floripa, Rumelihisarı’nda Mama’nın yerine açıldı. Hayır, Londra’daki Floripa’nın şubesi değil ama nereden esinlenildiği belli
Doğuş Grubu’nun yeni mekanı Floripa bu hafta sessiz sedasız açıldı. Rumelihisarı’nda Mama’nın yerinde, iskelenin tam karşısında.
Akdeniz restoranı diyorlar.
Ama adından da anlaşıldığı gibi Akdeniz’den çok Brezilya havasında. Floripa, Brezilya’da ipanema çiçeğiyle ünlü bir adanın takma adı. Restoran-bar, Brezilya’dan olduğu gibi Küba’dan da izler taşıyor. Zaten duvarda da
Che Guevera fotoğrafı var. Londra’nın Karaköy’ü gibi olan bohem bölgesi Shoreditch’ta aynı ad ve neredeyse bire bir aynı dekor ve logosuyla bir Floripa var. Yine Londra’dan bir mekan mı ithal ettik diye düşünmeden edemiyorum. D.ream ve İstanbul Doors Group bünyesinde bu kadar yabancı marka varken ve iki grubun da bir ayağı Londra’dayken hiç şaşırmam. Sonunda öğreniyorum, bizim Floripa’nın Londra Floripa’yla hiçbir ilgisi olmadığını söylüyorlar. Zaten Londra’daki Floripa’nın menüsü de Brezilya mutfağı ağırlıklı, bizdeki gibi dekoru Brezilyalı kendisi Akdenizli değil.
Burada uzun kahvaltılar edilir
Bizim Floripa’nın Londra’dakine karşı bir avantajı da var, Boğaz manzarası. Boğaz’a nazır açık havada oturmak da, içeride güzel dekorla Boğaz’da olduğunuzu unutmak da mümkün. Bar ve açık mutfak detayları da dikkat çekici.
Menüde yok yok. Grubun diğer markası Kitchenette’i aratmıyor ama o kadar zengin değil. Pizzalardan makarnalara, salatalardan ana yemeklere uzun bir liste var. Ama ilk bakışta dikkati çeken füme Cunda ahtapot oluyor. İstanbul’a ne kadar yabancı restoran gelirse gelsin deniz kenarında otururken Cunda’dan gelen bir deniz ürünü daha cazip geliyor. Artık her menüde olduğu gibi burada da köy tavuğunun altı çizilmiş. Kuzu ve dana kaburgadan ördeğe her zevke uygun bir şey var. Atıştırmalıklar menüsü de dikkat çekiyor. Ama favorim kahvaltı menüsü oluyor. Burada uzun kahvaltılar edilir, Hisar’daki salaş kahvaltı mekanlarına da, konum itibariyle Emirgan’daki La Boom’a da rakip olur.
Bu arada Floripa’yı ilk gününde deniyorum. Servis görevlileri çok hevesli hatta fazla ilgili. Sürekli biri gelip “Beğendiniz mi?” ya da “Her şey yolunda mı?” diye soruyor, masadaki sohbet bölünüyor. Hesap geldiğinde şaşırıyorum, Anjelique yazılı bir kılıfta geliyor, biraz önce çakmak istendiğinde de Billionaire çakmağı gelmişti masaya. Diğer markaların da reklamını yapıyorlar diyoruz ama belli ki daha yetişmemiş her şey. Açılış diye hesapta yüzde 50 indirim yapılmış. İlk gün bütün müşterilere böyle bir jest yapmışlar.
Floripa tutarsa, diğer Mama’ların kaderini de etkiler. Ama şimdilik bir şey söylemek için çok erken.
Yaşasın, saltanat bitiyor
Karnınız aç, Zorlu Center’da güzel bir yerde yemek yemek istiyorsunuz. Nereye gitseniz, ya yemek yok ya yer yok ya da “ara saatlerde servis veremiyoruz” cevabı. Zorlu Center’da ara bir saatte karnınız acıkırsa açık alandaki restoranlarda yemek yeme şansınız yok. Bin bir beklentiyle açılan Tom’s Kitchen’a girdiğinizde karşınızda mutfak ekibi tam kadro oturup sosyalleşiyor oluyor. “Akşama kadar kapalıyız, akşam da rezervasyonlarımız dolu” cevabını alıyorsunuz. Bunun üzerine Morini’ye atıyorsunuz kendinizi. Malum Morini’de
40 kişilik müşteriye servis verilmesi planlandığı için mutfak yemek çıkaramıyor ara saatlerde. Beymen Brasserie’yi mumla arıyorsunuz
aç kalınca. Bari Morini’de bir şey içeyim diye oturursanız bu sefer de müşteriden çok çalışan olmasına rağmen yine iyi bir servis alamıyorsunuz. Çünkü çalışanların bünyeleri ara saatlerde mutfak kapalı rehaveti içinde, çalışmayı reddediyor. Tamam, hiç değilse Morini’de yedikleriniz lezzetli ama Beymen gibi müthiş bir artısı varken ve bu fiyatlara daha iyi olmalı.
Jamie’s Italian aralarında en makul fiyatlı kaldığı için yer bulmak kolay olmuyor ama en azından her saatte yemek bulunabiliyor. Parle’de ise yüksek fiyatlara rağmen serviste sık sık aksaklık oluyor.
Evet, ilk heves hepimiz gittik denedik ama şimdi durum değişiyor. Açık alanda erken davranan yeme-içme mekanlarının saltanatı bitiyor. 16 Aralık itibariyle Eataly açılıyor. İtalya’daki ve New York’taki Eataly’leri aratmayacağını umuyorum. 11’inde Eataly’nin kurucusu Oscar Farinetti ve Şule Zorlu Cümbüş ile birlikte gezip göreceğiz. Eataly
ve daha sonra Lucca’nın sahibi Cem Mirap’ın yeni yerinin açılışıyla birlikte Zorlu Center’da yeme-içme dengeleri değişecek ve taşlar sonunda yerine oturacak.