Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul-Paris hattını çoktan fethetti. Şimdi, Bergdorf Goodman’a kabul edilen koleksiyonuyla New York’u fethetmeye hazırlanıyor. Moda tasarımcısı Arzu Kaprol bu sezon bizzat “Amerikan rüyası”nı yaşıyor

Sırada Oscar var

Moda markaları için uluslararası olmanın yolu böyle trend belirleyici mağazalardan geçiyor.

Geçen hafta yeni tanıştığım biri teknesini anlatıyordu: “Hollanda tasarımı bize uymuyor tabii, değişiklikler yapmak zorunda kaldım.” “Peki o zaman niye Türk tasarımı almadınız, çok iyi Türk markaları da var” deyiverdim. Sanki çok tuhaf bir şey söylemişim gibi şaşırdı.
Türkiye’de aynı durum tasarımın her aşamasında geçerli. Tekne tasarımından moda tasarımına gereksiz bir yabancı marka merakımız var. Türk moda tasarımcılarının işi daha da zor. Dünyanın en güçlü ve en köklü markaları ile rekabet etmeleri gerekiyor, üstelik de büyük mağazalar
bu markalara indirim üstüne indirim uygularken.
İşte bu yüzden bir Türk markasının Amerika’nın en önemli lüks mağazası Bergdorf Goodman’a girmesi çok önemli bir gelişme. Çünkü ne yaparsak yapalım, ne kadar “dünyaca ünlü” dersek diyelim aslında biliyoruz ki uluslararası olmanın yolu böyle trend belirleyici mağazalardan geçiyor.

Artık Bergdorf Goodman’da
Arzu Kaprol tasarımları geçen hafta itibariyle New York’ta Bergdorf Goodman mağazasında satılmaya başlandı. Bergdorf Goodman’ın markaları yoktan var etmek gibi bir hüneri var. Michael Kors’u keşfettiklerinde daha ortada bir koleksiyon bile yokmuş, yine de ona bir şans vermişler. Şu anda Michael Kors 7 milyar dolar değerinde bir şirket. Aynı şekilde bir dönemin efsane moda tasarımcısı Halston’ı da Bergdorf Goodman keşfetmiş, başta şapka yaptırmışlar sadece, sonra “Sex and the City”de izlediğimiz dikişsiz, uçuşan elbiseler gelmiş. Tam artık Halston efsane oldu derken, tasarımcının ucuz mağaza zinciri JC Penney’ye koleksiyon hazırlaması Bergdorf Goodman’dan atılmasına neden olmuş. Bergdorf’tan atılmak da o dönem moda tarihinden silinmek demek. İşte o yüzden Arzu Kaprol markası için bu çok önemli bir adım. Bunu
kutlamak için Arzu Kaprol ile Kuruçeşme’deki ofisinde
bir araya geldik.

Paris’in en ünlü caddesinde ofis açtı
Tam üç yıl önce Arzu Kaprol’ün Paris Moda Haftası’ndaki ilk sunumuna katılmıştım. Arzu son derece sakin görünüyordu, Jean Paul Gaultier’nin CEO’sundan
Paris Moda Federasyonu’nun üyelerine kadar birçok kişi onu destekliyordu. Bizde ise sonrasında sunumda yer alan Tuğçe Kazaz fotoğraflarından başka çok bir şey göremedik.
Arzu boşuna temkinli değildi. Paris’te başarmanın ne kadar zor olduğunu biliyordu. 12 yıllık bir tasarımcı için Paris’te sıfırdan başlamak da kolay değildi tabii. Aradan
üç yıl geçti. Arzu Kaprol markasının Aymarka ile işbirliği medeni bir şekilde
sona erdi. Arzu, Paris
Moda Haftası’nın resmi takviminde defile yaptı. Sonunda Paris’in en ünlü caddelerinden St. Honore’de
bir ofis açtı, tam da meşhur Goyard’ın üstünde. Haftanın bir gününü Paris’teki ofisinde geçiriyor. Haute couture’de her tekniğe bir isim veren moda başkentinde şimdi “Arzu Kaprol plisi” diye de bir teknik var.

Üç elbiseyle onları ikna etti
Gerisi biraz şans ve tesadüflerle geldi. Bir gün New York’ta bir görüşmeye üç elbisesini götürdü, çok beğenen aracı “Bergdorf Goodman’ı aramalıyım” dedi, telefon edildi, “1 saat içinde burada olursanız görüşebiliriz” cevabı alındı.
1 saat sonra elinde sadece üç elbiseyle Bergdof’taydı ve işte sonra Paris’teki showroom’unda Bergdorf’çuları ağırlıyordu. Akabinde Bergdorf Goodman’da bir trunk show yaptı. Şimdi ise mağazada çalışanlardan sık sık cep telefonuna mesaj geliyor,
her konuda bilgi veriyorlar. Boşuna Arzu “Amerikan rüyasının varlığına
inandım bu süreçte, insana ne kadar değer veriyorlar şaşırdım” demiyor.

Haberin Devamı

11 mağazalı zincir

Haberin Devamı

Arzu’nun tek şikayeti Türk moda tasarımlarına yeterince değer verilmemesi ve tasarımların çok pahalı sanılması. “Müşterileri mağazaya sokmakta güçlük çekiyoruz” diyor. Ürünleri yurt dışında Türkiye’de olduğundan daha çok satıyor. Hong Kong’da Harvey Nichols’dan Londra’da Harrods’a kadar birçok noktada satılıyor. Türkiye’de ise tam dokuz mağazası var, iki yeni mağaza da yakında açılacak. Tasarım olan her şey gibi fiyatları çok ucuz değil tabii. Ama modaya meraklılara bir müjdeyle bitirelim, Galata mağazasında sık sık indirimli satışlar oluyor. Hiç ummadığınız fiyatlara Arzu Kaprol tasarımları almak mümkün.

Haberin Devamı

Kırmızı halıya yakışır

Arzu’yla birlikte koleksiyonu inceliyoruz. Şaşırmamak mümkün değil, müthiş bir gelişme var. İncecik deri etekler, ceketler o kadar yumuşak ki okşamak istiyorsunuz. “Türk moda tasarımcıları olarak çok şanslıyız Türkiye’de böyle bir üretim yapılabildiği için” diyor. Zaten üretimin her aşamasında bulunmuş. Usta terziler olan annesi ve anneannesinin yanında yetişmiş. Daha sonra da Network fabrikasından Zeytinburnu’ndaki deri fabrikalarına kadar her yerde çalışmış. Piton detaylı gece elbiselerinin karşısında şöyle bir durup saygıyla eğilmek istiyorum. Daha geçen hafta magazin sayfalarında herkesin görüp “Bu ne kadar güzel bir elbise” dediği siyah pitonlu elbisenin altın rengi karşımda. Dokunmaya kıyamıyorum. “Oscar’lara yakışır artık” diyorum. Arzu gülüyor, “Kutlama yaparken ofiste ‘Sırada Oscar var’ yazılı bir pasta kestik” diyor. Bu elbiseyi çok yakında kırmızı halıda görürsek hiç şaşırmam.
Tasarımlarının içi de ilginç. Astarları saadet düğümü süslüyor. Saadet düğümü Osmanlı’da para elden ele dolaşırken mutluluğun ve bereketin artması için sikkelerin üstünde kullanılmış
bir sembol. Ayrıca tasarımcının parmak izi de taş baskıyla astarlarda yer alıyor.