ÇEVRE ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, geçen hafta içinde Özel Çevre Koruma Bölgelerinde izinsiz inşaat faaliyetleriyle ruhsatsız ve plana aykırı yapılaşmaların önüne geçilmesi için valiliklere talimat gönderdi.
Söz konusu talimata göre; Çevre Koruma’da yasaların zorunlu kıldığı duyarlılığı göstermeyen valiler hakkında suç duyurusunda bulunulacak.
Yani...
Mevzuata aykırı yapılaşmaların önüne geçilmesi amacıyla aralarında İzmir, Muğla, Denizli ve Antalya’nın da bulunduğu dokuz ilin valiliklerine gönderilen talimatta,Özel Çevre Koruma Bölgeleri içerisinde yer alan mevzuata aykırı yapı ve uygulamalar için öncelikle elektrik, su ve telefon bağlantılarını kestirmeleri istendi.
Valiliklerden, işlemlerin verilen süre içinde yerine getirilmemesi durumunda suç duyurularında bulunmaları talep edildi. İmar Kanunu uyarınca acilen işlem yapılarak sonucun bakanlığa bildirilmesi de istendi.
Bunlar yapılmadığı takdirde sorumlular hakkında suç duyurularında bulunulacağı ve yasal işlem yapılacağı
İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 2004’te koltuğuna oturduğu zaman önce 90, sonra 130 milyon dolara mal olması planlanan 5.5 kilometrelik “Üçyol-Üçkuyular” hattını başlattı.
Ardından 350 milyon dolara mal edilecek 80 kilometrelik Aliağa-Menderes hattına devam etti.
25 Haziran 2007’de de 3 kilometre uzunluğundaki 30 milyon dolarlık Ege Üniversitesi-Bornova Merkez’in inşaatına girdi.
“İzmir’i demir ağlarla öreceğim” diyen Kocaoğlu, üç ayrı metroyu aynı anda götüremeyince adeta “başına çorap ördü.”
Kuşkusuz bu çorabı tek başına örmedi.
Yanlış firmalarla yapılan ihaleler...
“Kargadan kılavuzlar”ın yanlış yol göstermesi...
AKP Manisa Milletvekili Recai Berber tarafından hazırlanan ve parti grubu tarafından da desteklenen, “Sahil yörelerinde ruhsat ve imar yetkisinin belediyelerden Kültür ve Turizm Bakanlığı’na geçmesi” yönündeki yasa teklifi kıyı belediye başkanlarının sert tepkisine neden oldu.
Şayet yasa tasarısı TBMM’de kabul edilirse, kıyı belediye başkanlarının ‘kepenk indirip’ anahtarları İçişleri Bakanı’na teslim etmekten başka çareleri kalmayabilir.
Örneğin; Muğla’dan Çanakkale’ye kadar denize kıyısı olan ilçe ve beldelerden 86’sının üye olduğu bir örgüt var.
Adı; Kıyı Ege Belediyeler Birliği...
Birlik üyesi belediyelerden 71’i CHP’li, 12’si AKP’li, 2’si MHP’li biri ise DP’li...
Rakamlardan da anlaşılacağı gibi, bu yasa tasarısı eğer kabul edilirse, en fazla darbeyi CHP’li belediyeler alacak.
Yani...
CUMHURİYET’İN kazanımlarının tartışıldığı, ülkenin önemli kurum ve kuruluşlarının yıpratıldığı, insanların korkutulduğu, taviz üstüne tavizlerin koparılmaya çalışıldığı şu günlerde kıssadan hisse alınacak bir hikaye anlatmak istiyorum.
Hikayemizin ismi “Sarı Öküz...”
Ülkenin birinde bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış. Yaşarmış yaşamalarına ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazmış onları. Hemen her gün saldırırlarmış bu sürüye. Öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki, bir araya toplandılar mı kolayca defedermiş aslanları. Gerçi bir iki sıyrık alırlarmış ama, yine de boyun eğmezlermiş aslanların zorbalığına. Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı. Ancak tavşan, fare gibi küçük hayvancıklarla beslenir olmuşlar. Git gide güçten düşmüşler. Eee, aslan bu, hiç fareyle doyar mı?
‘Her halde bize bu otlağı terk etmek düşüyor’ demiş aslanlardan birisi.
‘Evet’ diye tasdik etmiş diğerleri.
Nereye gideriz diye
İKİ yıl önceki genel ve üç ay önceki yerel seçimlerde iki kutubun öne çıktığı bir yarış yaşansa da 61 siyasi partinin olduğu ülkemizde hala siyasette bir boşluktan söz ediliyor.
Pek çok insan hala “Gönül rahatlığıyla oy verebileceğim doğru dürüst bir parti yok” diyor.
Kararsızlar hep birinci parti oluyor...
Bu nedenle sağda, solda ve merkezde yeni oluşumlar kuruluyor. Örneğin; son olarak kurulan Türkiye Partisi, örgütlenme çalışmalarına hız vermiş durumda...
Denizli, Çanakkale ve Balıkesir’de örgütlenirken, İzmir ve Manisa’da çalışmalar sürüyor.
Özellikle İzmir’de geçmişte siyasi arenada fazla görünmemiş, kısacası ‘siyaset bezirganlığı yapmamış’, o partiden bu partiye geçmemiş isimler aranıyor.Bunun için geçen hafta içinde partinin merkez yöneticileri İzmir’de kamp kurdu ve örgütlenme için isimler aldı.
Bu konuda Abdüllatif Şener’in kadim dostu, eski İzmir İl Genel Meclisi Başkanı AKP’li İsmail Yılmaz
HEMEN her toplumda aşağı yukarı birbirine benzer ‘örgütlenme’ biçimi var.
Bunlar arasında; ‘politik örgütler’, ‘inanç örgütleri’, ‘amaç örgütleri’, ‘çıkar örgütleri’, ‘sosyal ve kültürel örgütler’ ile ‘hizmet örgütleri’ sayılabilir.
Gelişmiş demokratik toplumlarda hemen her insan bu farklı örgütlenmelerin hepsine de üye oluyor.
Örneğin; bir insan kendi politik düşüncesine yakın bir partiye üye olur.
Çalışanlar ‘sendika’ larda örgütlüdür. Serbest çalışanların ‘meslek birlikleri ve odaları’ var.
Bu örgütlenme aynı zamanda bazı bağlantılı ‘ekonomik dayanışma’ örgütlerine dahil olmayı da gerekli kılar.
Mesleki olmasa da birbirine benzer düşünen, çeşitli konuları dert ve iş edinen insanların kurdukları ‘gönüllü örgütlenmeler’...
İZMİR’DE son seçimde umduğunu bulamayan, elindeki belediye başkanlıklarını da kaybeden AKP, hafta sonu yeni il yöneticilerini seçecek.
İl başkanlığı koltuğu için düne kadar 10 isim adaylık için ortaya çıkmış durumda... Örneğin; yenilginin faturasını kesinlikle kabul etmeyen mevcut il başkanı Aydın Şengül...
Eski belediye meclis üyeleri, Bülent Delican, Selim Gökdemir...
Eski il genel meclis üyesi Uğur Türkan...
Partinin Seçim Kordinasyon Merkezi’nin başkanlığını yapan İbrahim derici...
Eski vekil Fazıl Karaman...
İl başkan yardımcısı Numan Arıcı...
MERKEZ sağın köklü partisi DP ile 12 Eylül’ün ürünü ANAP’ın birleşmesi yeniden gündeme geldi.
Bu kaçıncı birleşme girişimi doğrusu sayısını ben de bilmiyorum...
Ama...
Hatırladığım kadarıyla 1994 ve 1999 seçimleri öncesinde de DYP (DP’nin ismini değiştirmeden önceki hali) ile ANAP arasında uzun süre ANAYOL’u oluşturmak için çaba sarf edildi.
Yine her iki parti de 2002’deki milletvekili seçimlerinde barajın altında kalınca genel başkanlık koltuğundaki genel başkanlar Mehmet Ağar (DYP) ve Ali Talip Özdemir (ANAP) sağda birliğe sıcak baktıklarını belirterek, ‘birleşme konusu’ yeniden masayı yatırıldı.
Her iki genel başkan da, ‘Birleşme için her türlü fedakarlığa hazırız’ dedi.
Ancak...