PARTİ örgütüyle Balçova Termal Tesisleri’nde bir araya gelen Başbakan R. Tayyip Erdoğan, yeni il yönetiminin çalışmalarını izlediğini ve özellikle Büyükşehir Belediyesi’nin icraatlarına yönelik yaptıkları muhalefeti olumlu bulduğunu söylemiş.
Nasıl bulmasın...
Daha önceki il yönetimlerinin dişe dokunur tek bir çıkışı yoktu ki...
Yeni AKP İl Başkanı Ömür Kabak, Başbakan Erdoğan’a metronun yarım kaldığını, ihalenin iptal edildiğini aktarmış...
Bence, Ömür Bey’in bunları söylemisine gerek yoktu...
Başbakan, 2004 yerel seçimlerinde Ankara Çankaya’da belediye başkan adayı gösterdiği Bozoğlu’nun ihalesinin iptal edildiğini sanki bilmiyor mu?
Bozoğlu’nu İzmir’e gönderen AKP Hükümeti değil mi?
TATİL bitti, okullar açıldı, caddeler, sokaklar, okullar cıvıl cıvıl...
1 Ekim’de de TBMM, yeni dönem çalışmalarına başlayacak.
Siyaset arenası hareketlenecek.
Çünkü...
Önümüzdeki aydan itibaren yoğun bir kongre rüzgârı esecek.
Örneğin; AKP 3 Ekim, DTP 4 Ekim, MHP de 8 Kasım’da büyük kongrelerini gerçekleştirecek.
Birleşme çalışmalarını tamamlayan DP ve ANAP kongreleri de 31 Ekim veya 1 Kasım’da toplanacak.
SONBAHAR, ‘hazan mevsimi’ olarak bilinir.
Bu mevsimde, hemen herkesi bir hüzün kaplar...
Ağaçlar başını eğer, yapraklarını döker...
Kimi zaman rüzgarla, kimi zaman ise yağmurla birlikte yolculuklara çıkar sararan yapraklar...
Hava üşümeye, üşütmeye başlar...
Doğa kendini kışa hazırlar...
Bu nedenle ilkbahar ve yaz aylarındaki gibi doğa; rengarenk, cıvıl cıvıl değildir...
İZMİR’İN işgalden kurtuluş yıldönümü olan 9 Eylül, aynı zamanda CHP’nin de kurulduğu gün.
Geçen hafta içinde İzmir’in kurtuluşunun 87’nci, CHP’nin kuruluşunun ise 86’ncı yıldönümü kutlandı.
Partisinin kuruluşunun yıldönümünde konuşan CHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol, “Yaşanan son gelişmeler göstermiştir ki, milli birlik ve beraberliğimiz tehlikededir. Bu günlere kolay gelinmedi. Bu cumhuriyet, Sevr Antlaşması yırtılarak kuruldu. Lozan Antlaşması ile ulusal birlik ve bütünlüğümüz garanti altına alındı. Modern Türkiye’nin temelleri atıldı. Bugün Lozan’ın bile tartışıldığını üzülerek görüyoruz. Sevr, yeniden harekete geçirilmek isteniyor” diyerek özellikle ‘demokrasi açılımı’ adı altında yapılmak istenenlere dikkat çekti.
Anadol, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Hükümet ABD ve AB’den talimat alıyor” dediği için namussuzlukla suçladığı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi destekleyen türde açıklama yaptı ve şöyle dedi:
“ABD Başkanı Obama’nın TBMM kürsüsünden verdiği talimatlar bir bir yerine getiriliyor. Önce açılım mevzusu çıktı, sırada Ermenistan sınır kapılarının açılması var. Daha sonra ise Ruhban Okulu gündeme gelecek. Bunun sonu yok. Türkiye’nin tek umudu
CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz yıl bu aylarda AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli hakkında şu iddiayı ortaya atmıştı:
“İstanbul Silivri’de bir arazinin imar planının değiştirilerek, ticaret alanına dönüşmesine, Şaban Dişli, 1 milyon dolar karşılığında aracılık etmiştir. Şaban Dişli’nin, imar planı değişikliği karşılığında 1 milyon dolar para alacağı, protokol ile belgelenmiştir.”
Bu iddia üzerine yapılan araştırmada, somut gerçeklere de ulaşılıyordu.
Silivri’de, ana yol kenarındaki 19 dönümlük arazinin imar planı yok.
Uyanık bir emlakçı, 2006’nın mayıs ayında, Şaban Dişli’nin eski bir ortağını da yanına alıp, bu araziyi sahibinden satın alıyor. İmarsız arazinin satış fiyatı 3 milyon 450 bin dolar.
Bu olayın ardından, arazi için ‘Ticaret alanı imar planı’ çıkartma girişimleri başlıyor.
İddiaya göre, devreye AKP’nin genel başkan yardımcısı Şaban Dişli giriyor.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hafta sonu İzmir’e geldi.
Daha uçaktan inip ayağının tozuyla parti otobüsüne binecekti ki; Karşıyaka Belediyesi’ne ait Kent A.Ş.’den çıkarılan işçilerin protestolu ‘Hoşgeldin’i ile karşılandı.
Baykal’ı karşılayan işçiler, “AKP böldü, CHP öldürdü”, “Cevat ile Çalışkan, peşkeşe alışkın”, “İstanbul’a değil Karşıyaka’ya”, “Belediye başkanı, emekçinin düşmanı”, “Yiğitler burada, korkak Cevat nerede” diye slogan attı.
İşçilerin protestosuna sessiz kalan Baykal, parti otobüsüne bindi. Bu sırada parti otobüsündeki teyibin ses düğmesi sonuna kadar açılıp ve hopörlörden çıkan sesle işçilerin sloganları bastırılmak istendi.
Baykal’ın ve partili belediye başkanlarının sorunlarına duyarsız kalmasına oldukça sert tepki gösteren işçilerden biri pet şişe fırlattı. Şişe, otobüsün açık penceresinden partilileri selamlayan Baykal’ın göğsüne isabet edince ortalık karıştı.
İşçilerin havaalanının VİP kapısına kadar gelmesine göz yuman polis, bu kez “orantısız güç” kullanarak, biber gazı sıkmak zorunda kaldı.
Oysa...
MEMURLARIN Başkent’teki ‘göstermelik toplu görüşme ortaoyunu’ süredursun ‘grev ve toplu sözleşmeli sendikal haklarının’ tanınmasını isteyen Balıkesir’in Edremit İlçesi’ndeki bir grup kamu çalışanı ilginç bir eylem yaptı.
İzmir’in Konak Belediyesi’nde 1997 yılında dönemin belediye başkanı Ahmet Sarışın’ın çöp toplama işinde kullandığı eşeklerle sözleşme yaptığını anımsatan Edremitli memurlar, Ankara’ya şöyle seslendi:
“12 yıldan bu yana Türkiye’de devlet kurumlarında çalışan eşeklerin bile; toplu sözleşme, ikramiye ve grev hakkı var. Ama memurun hakkı yok. Memur bu haklardan mahrum. Bu haklar memura ne zaman verilecek? Bu ülkede eşeklerimize verilen hakları, memurlarımıza çok mu göreceksiniz? Gelin, artık bu ülkede eşeklerimize sağlanan bu hakları, memurlarımıza da verin.”
Çaresiz kalan Edremitli memurlar, seslerini böyle duyurmaya çalıştı.
En düşük memur maaşının bin 500 TL olmasını isteyen KESK üyeleri ise AKP il binalarının önünü kararttı, ‘siyah çelenk’ koydu. İğneden ipliğe hemen her şeye zam yapılan ülkede, memurlar, işçiler ve emekliler ise adeta günlük bir simit parası ücret artışıyla kandırılmaya çalışılıyor.
Ama... Ne yazık ki; ülke gündemi ‘açılım’ adı altında ABD
PİYASALARDA yaprak kımıldamıyor.
‘Kriz varsa, çare de var’ denildi.
Ama...
Çare olarak gösterilen para, ne işçide, ne memurda, ne de emekli de var.
Bu nedenle çiftçi, esnaf ve sanayici malını satamıyor.
Çarklar dönmüyor.
Mevcut tablo hiç iyimser değil.