Çağlayan Bilgen

Çağlayan Bilgen

caglayan.bilgen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YEREL yönetimler ikinci yıllarını doldurdu.
Kentlerin olduğu kadar insan ve toplum yaşamında da önemli kurumlar; belediyeler.
Yaşamın tam göbeğinde. İnsanların yanı başında.
Bu yüzden de yerel yöneticilerin başarıları kentlerin gelişimi açısından da önemli.
İzmir’de de belediye başkanları ikinci yıllarını çeşitli toplantılarla anlattılar.
Başarılı olanları da var, idare edenleri de... Hatta halktan ‘kırmızı kart’ yeme durumunda olanlar da...
Başarılı belediye başkanlarından biri de Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan.
Kentteki yenileşmeden tarihe sahip çıkmaya, kadın ve çocuk dostu belediye açılımından turizm ve müzecilikte İzmir’e taşıdığı önemli atılımlara... Yenilenen parklar, çoğalan yeşil alanlar, sadece insanlar için değil, sevimli dostlarımız hayvanlar için de verilen çağdaş hizmetler... Üretime sokulan, yaşamın içine çekilen kadınlar... Modern semt merkezleri... Daha bir çok başarı...
Ancak...
Başkan Tartan’ın bu başarısının arkasında son günlerde gündeme getirilen bir ‘taşeron işçi eylemi’ gündemde.
İşçiler Konak Belediyesi çalışanı mı?
Değil.
Bu eylemin muhatabı Konak Belediyesi mi?
Hayır.
Çünkü...
İşçilerin Konak Belediyesi ile ilgisi yok.
Üstelik birçoğu işçi de değil.
Başkan Tartan, memura sendika hakkı, kendi işçisine Türkiye çapında en yüksek artışı ve sosyal güvenceyi verdi mi?
Verdi.
O zaman DİSK’in, Türk- İş’in de sendikacılık sisteminin çağdaş ve rasyonel gelişimi anlamında bu konuda bir tavır sergilemesi gerekmez mi?
Evet.
Başkan’ın arkasında durması hem sendikal sistemin gelişimi, hem de halkın güveni anlamında önemli.
Çünkü...
Başkan önümüzdeki yıl ihaleyi belediye şirketinin kazanması halinde o işçilere sosyal güvence vereceğini de söylüyor.
O zaman...
Başarılı bir performans sergileyen Tartan’ın taşeron eylemleri sonrasında kamuoyundaki itibarı yıpratılmaya çalışılıyor. Ancak halk gerçeğin farkında.
Demokrat, ilerici kimliği bilinen Tartan’a karşı bazı grupların yaptıkları katkılar da ‘aymazlık’ olarak niteleniyor.
Ve...
İnsanın aklına ister istemez şu soru takılıyor:
“Hakan Tartan CHP’nin Konak’taki yüzde 37’lik oyunu yüzde 60’a çıkararak önemli bir başarı elde etti. Kısa sürede sevildi, halktan destek gördü. Yerel yönetimlerde güven veren bir çizgi tutturdu. Buna rağmen göz göre göre, ilgisi olmayan bir konuda Tartan’ın neden üstüne gidiliyor? Bu işin arkasında kimler var ve bu kişiler neden rahatsız oldu? Yani ilahlar kurban mı istiyor meydan boş kalsın diye? Seçim öncesinde bulanık suda balık mı avlanmak isteniyor?”
Evet, bu sorular ve kuşkular bir süredir dillerde. Başarılı ve sevilen Başkan’ın ‘kaybetmediği’ ortada...
Halk onu anlıyor ve destekliyor. Kaybedenler mi? Onlar ‘bildik isimler’...

İzmir’i ‘göçmen kuşlar’ bastı!

BİZİM gazetenin ‘Haftalık’ ekibi CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede “İzmir’de ithal aday olmayacak” açıklamasını manşete taşımıştık.
O gün, yazı işleri toplantısında “Şuraya yazıyorum, İzmir’de her iki bölgede de mutlaka ithal adaylar olacak” demiştim.
Haftalık ekibindeki gazeteci ağbeyim Hamdi Türkmen, “Yok canım, koskoca genel başkan yalan mı söyleyecek? İthal aday olmayacak dediyse koymazlar” demişti.
Daha sonra CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de yine Haftalık ekibine benzer şekilde sözler verdi.
Yani...
Kimsenin ‘paraşütle’ listelere inmeyeceği söylendi.
Ancak...
Açıklanan listelerin üçte biri ‘göçmen kuş’ çıktı.
Görünen o ki; CHP, yine İzmirlilerin önüne karışık bir ‘tabldot yemek’ koydu ‘yerseniz’ diye..
Umarım, midemize oturmaz.

İzmir’in ‘var’ları ve ‘yok’ları...

BUGÜNLERDE İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı bir “İmaj” kampanyası var.
Gazetelerde ve reklam panolarında şunlar yazıyor:
İzmir’de gelecek var...
İzmir’de özgürlük var...
İzmir’de patansiyel var...
İzmir’de hoşgörü var...
İzmir’de enerji var...
İzmir’de güleryüz var...
İzmir’de yaratıcılık var...
İzmir’de hayat var...
Tamam...
Bunların hepsi doğru...
Peki...
Olmayanlar nedir biliyor musunuz?
İsterseniz onları da ben sıralayayım.
İzmir’de birlik yok...
İzmir’de beraberlik yok...
İzmir’de dayanışma yok...
İzmir’de işbirliği yok...
İzmir’de paylaşım yok...
İzmir’de gayret yok...
İzmir’de çalışma yok...
İzmir’de sermaye yok...
İzmir’de yatırım yok...
İzmir’de sevgi yok...
İzmir’de saygı yok...
İzmir’de sanat yok...
İzmir’de kültür yok...
İzmir’de turizm yok...
İzmir’de ticaret yok...
İzmir’de lider yok...
İzmir’de politikacı yok...
İzmir’de devletin desteği yok...
Kuşkusuz, ‘yok’ların sayısı, ‘var’lardan fazla olunca İzmir, kuyudan bir türlü çıkamıyor.
Ne dersiniz?