Çok iyi haber alan, kulağı delik bir tanıdığım, Ergenekon operasyonunda 13’üncü dalganın 12’nciden de gürültülü olacağını söylemişti geçen ay...
“Bu kez dalga sizin kayalıklarda patlayacak” demişti; herhalde medyayı kastederek...
Son dalganın üzerinden 1.5 ay geçti, ses yok.
* * *
Ergenekon dalgalarının seyrine bakıldığında bunun uzun bir aralık olduğu söylenebilir.
İlk dalgadan başlayarak bugüne kadar gelen küçük ve büyük dalgaları inceleyince “dip sular”ın belli bir mantıkla dalga ürettiği anlaşılıyor.
İlk dalga gündemi vurduğunda tarih 12 Haziran 2007 idi.
O operasyonda el bombaları ele geçirilmiş, bazı küçük rütbeli emekli askerler gözaltına alınmıştı.
2. dalga 2 hafta sonra geldi ve 2 ay sürdü.
O ilk operasyonlardan itibaren dalgaların ritmi de ortaya çıkmaya başladı.
12 dalganın med-cezir seyrine baktığımızda dalgalar arasındaki bekleme süresinin “bir kısa-bir uzun ara” şeklinde tezahür ettiğini görüyoruz.
“Bir küçük-bir büyük dalga” yani...
Taktiksel anlatımla:
“Vur/ biraz dur/sonra daha güçlü vur!”
* * *
Açalım:
1. dalga ile 2. dalga arasında sadece 2 hafta vardı.
Oysa 2. ile 3. arasında 5 ay beklendi.
Sonra kısa aralıklı iki dalga, 4 ve 5 birer ay arayla geldi.
6. için 3,5 ay beklendi. Çünkü Eruygur-Tolon-Aygün-Balbay tutuklamalarını getiren dalgaydı o...
3 haftalık kısa bir aradan sonra 7. dalga geldi.
8. dalga için 2 ay beklendi.
9. dalga ise ondan 5 gün sonra geldi.
Sıra uzun aralıktaydı:
3,5 aylık bir bekleyişin ardından Tuncer Kılınç, Kemal Yavuz, İbrahim Şahin, Bedrettin Dalan’lı 10. dalga geldi.
Yine tezi destekleyen 2 haftalık kısa bir ara ve 11. dalga...
2.5 aylık bir bekleyişin ardından 12. büyük dalgada rektörler hedeflendi.
Sonra?..
“Teamül”ün aksine “artçı dalga” gelmedi.
* * *
“Savcıların elinde bir ritim çizelgesi var, ona göre dalga yolluyorlar” demek istemiyorum.
Ama, aslında hangi kıyıları vuracaklarını en baştan bildiklerini, harekete geçmek için zemini kolladıklarını, “büyük dalgalar”ı zamana yaydıklarını düşünüyorum.
Her büyük dalgadan kısa bir süre sonra, muhtemelen tutuklananların verdiği ifadelerle “artçı sarsıntı” mahiyetinde küçük dalgalar geliyor.
Ardından yeni bir büyük dalga için hazırlık başlıyor.
Bu süreçte, yapılan operasyonun yol açtığı veya yapılacak olanın yol açacağı “dalgakıran etkisi” de gözetiliyor herhalde...
“Son büyük dalga” olan 12.’ye Türkan Saylan’ın dahil edilmesinin, “dalgakıran”ı büyüten, ciddi bir “hesap hatası” olduğunu tahmin ediyorum.
Acaba o yüzden mi, baştan beri süren ritim bozuldu ve bu dalganın üzerinden 1.5 ay geçtiği halde artçısı gelmedi?
Yoksa bu gecikmenin nedeni, yazının başında söz ettiğim kehanetin doğru olması mı?
Yani 13. dalganın yüksek kayalıkları hedef alması mı?
Yakında anlarız.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025