Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Celal Bayarı 4e doğru uyandırdılar.Şehirden silah sesleri geliyordu. Üç tank, Köşke doğru tırmanıyordu. Çankayayı koruyan iki uçaksavardan biri, yönünü Köşke çevirmişti.Cumhurbaşkanı acilen giyindi. Olanları tahmin etmişti. Yazı masasının çekmecesinde sakladığı, üzeri nikelajlı tabancasını ceketinin cebine yerleştirdi.Pencereden bakınca çamların arasından tankları gördü.Namlularını kendisine çevirmişlerdi.Hemen balkona çıktı; Muhafız Alayı Komutanını çağırdı:"Kumandan Bey, bu tanklar niçin gelmiş? Muhafız Alayında bunlardan var mı?" diye sordu.Kumandan, "Hayır yok" cevabını verdi. Oysa vardı.Bayar, durumu öğrenmesi için Köşk kapısına bir üsteğmen yolladı.Üsteğmen az sonra döndü:"Tankların başındaki yüzbaşı, Muhafız Alay Komutanının emrine girdiklerini söylüyor" dedi.Bayar, yanındaki alay komutanına döndü.Her şeyi anladı.Kendisini korumakla görevli o albay da ihtilalcilerdendi.* * *Eli, ceketinin cebindeki Revolverdaydı. Uyanıp gelen eşiyle çocuklarını üst kata yolladı.O sırada Köşke giren bir tuğgeneral, yanındaki Harbiyelilere "15 dakikaya kadar dışarı çıkmazsak Köşkü yerle bir edin" diye bağırdı.Bütün ülkede yönetimi askerler devralmış, sıra "son kale" Çankayaya gelmişti.Cumhurbaşkanı teslim alınacak; direnirse zorlanacaktı.* * *Köşkte yaşanan bu inanılmaz sahneyi, o seher vakti Bayarın hemen yanı başında olan başyaveri Mustafa Tayyardan dinlemiştik."Demirkırat belgeseli"nin çekimlerinde... Bülent Çaplı ve ben...Tayyar, o anı hâlâ yaşar gibi anlatıyordu:* * *"Köşkün merdivenlerini çıktım. Baktım 8 - 10 kişi geliyorlar. Başlarında da bir general... Paşam ne oluyor, burası padişahlık sarayı değil dedim.Silahlı Kuvvetler idareye el koydu, dinlemedin mi radyodan? dedi ve beni iterek içeri girdi".Bayar, Köşkün giriş katındaki bilardo masasının yanında ayakta bekliyordu ihtilalcileri...Eli, hala ceketinin cebindeki tabancasındaydı.Tabancanın namlusu karşıya dönüktü.Odaya giren general, "Millet ve ordu sizi istemiyor. Buna bizi siz mecbur ettiniz, teslim olun" dedi.Bayar için karar anıydı. Tanklar Köşk önünde mevzilenmiş, silahlı askerler makamını basmıştı. Teslim olmazsa Köşkü yerle bir edeceklerini söylüyorlardı.O birkaç saniye içinde hayatının en zor kararını verdi: "Ben milli iradeyle geldim. Millet iradesi dışında hiçbir kuvvet beni buradan alamaz" dedi.Birden cebindeki Revolverı çekti. Karşısındakilerin şaşkın bakışları altında şakağına götürdü. Tetiği çekeceği sırada bir yarbay üzerine atladı. Cumhurbaşkanının eline vurup silahı yere düşürdü. Bir albay Bayarı omzundan çekip yere devirdi.Cumhurbaşkanını yaka paça kapıya götürdüler. Bir tanka bindirmek istediler. Direndi. Kırmızı bir steyşınla Harp Okulunun parmaklıkları ardına taşındı.Çok değil, 44 yıl önceydi.* * *Başyaver, anlatırken sanki aynı sahneyi yeniden yaşıyordu.O baskın, Türkiyeye, tarihinin en özgürlükçü Anayasasını getirmiş; ancak sonra Anayasa gitmiş, baskın geleneği payidar kalmıştı.Atatürkün Baş Vekili, sağ kurtulduğu o baskından çeyrek asır sonra 103 yaşında öldü.Devlet töreninde bir top arabasına yüklenen cenazesini genç subaylar çekti.Kortejin başında, desteklediği son askeri darbenin lideri olan Cumhurbaşkanı yürüyordu.Ey güzel yurdum, sen nelere kadirsin! can.dundar@e-kolay.net 44 yıl önce bugündü.