Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çoğu gençti...Aşırı sağcı Le Pen'in parti karargâhında kutlama yapanlar da...Bastille Meydanı'nda AB karşıtı komünist sloganlar atanlar da...Sendika ve çiftçi birliklerinin "Hayır" bildirilerini dağıtanlar da...Alınan sonuçta, bu tuhaf koalisyonu oluşturan gençlerin katkısı büyük...Büyük olasılıkla yarın Hollanda gençliği de "Hayır" diyecek.Türk kampüslerinde de durum aynı:"AB" dendi mi, herkes ayağa kalkıyor.* * *Oysa 10 yıl önce Avrupa gençlerinin 3'te 1'i kendini Fransız, İngiliz, Alman değil, "Avrupalı" olarak görüyordu."Avrupalılık"; "çok kültürlülük", katılımcı demokrasi", "sivil toplum", "çevre duyarlılığı" vb. anlamına gelen bir üst kimlikti.10 yılda 1 milyonu aşkın öğrenci Avrupa ülkeleri arasında değiş tokuş edildi. Bu klonlanmış teknokratlar ordusu 10 yıl içinde AB'nin dizginlerini teslim alacaktı.Avrupa entegrasyonuna aşırı sağ ve sol karşı çıkıyordu.Şimdi ise kitlesel bir tepki var. Neden?* * *İlk nedeni ekonomik:Fransa'da işsizlik oranı yüzde 10. Bu oran, gençler arasında yüzde 20'yi buluyor. Genişleyen AB, iş olanaklarının hepten daralması anlamına geliyor.İkinci neden siyasi:Görüldü ki, AB, yukarıdaki tanımın aksine "katılımcı demokrasi" getirmiyor, Brüksel'in merkezi kararını seçmene danışmadan dayatıyor. Ve nihayet kültürel gerekçe:Atlantik esintileri taşıyan anayasaya verilen "Hayır" oylarının arkasında Avrupa'nın derinleşen "kimlik krizi" de var.* * *Fransa (da Türkiye gibi) nicedir kendi kendine "Biz kimiz" sorusunu soruyor. Çünkü globalleşmenin gölgesindeki Avrupa entegrasyonu yerel kültürü tahrip eden, tek kültürü dikte eden bir etki yapıyor.Yıkılan sınır duvarları, "ortak değerlerin Avrupa'sı"ndan çok, küresel devler için genişletilmiş bir pazar yeri yaratıyor. O pazarda, global şirketlerin çıkarları ulusal kimliklerle çatışıyor.Bir örnek verelim:"Cafe", Fransa'nın simgelerinden biri... Ancak son 20 yılda Fransa'da bağımsız işletmecilere ait bar ve cafelerin 4'te 3'ü kapandı. Yerine Starbucks gibi Amerikan orijinli küresel zincirler açıldı.Cafeleri yaşatmak için hükümetin lüks tüketimden aldığı yüzde 20'lik KDV'yi düşürmesi lazım, ama buna Brüksel karşı çıkıyor.Bir de Hollywood'un Fransız sinemasını geriletmesini düşünün; McDonald's'ın koca Fransız mutfağını yok etmesini, MTV'nin Avrupa'da her gencin odasına girmesini,Disney'in Paris'e bayrak dikmesini,Fransızların "Hayır"ı, bu küresel kültürel taarruza ve AB'nin korunma ambargosuna da bir "Hayır"dır.* * *"Karar Türkiye'yi hiç etkilemez, hatta iyi oldu" diyenler, sadece dış tepkiye bakıp Türk kamuoyunu görmezden geliyor.Oysa bunlar iç kamuoyunda da etki yaratacak gelişmeler...Türkiye, içine düştüğü benlik krizi ve "küresel-yerel" çatışmasının, girmeye çalıştığı kulüpte de yaşandığını gördü.Avrupa'yı yarın yönetecek gençler, Birliğe sırtını dönüyor.Yani kapıyı çaldığımızda içeridekiler taşınmış olabilir.Avrupa bundan böyle halkını yok sayarak Brüksel kararlarıyla hareket etmeyecekse Türk hükümeti de kendini sadece AB liderlerine değil, Batı kamuoyuna ve tabii kendi halkına da anlatmak zorunda kalacak.Bunun AB sürecine bir etkisi olmayacağını kim iddia edebilir? can.dundar@e-kolay.net Fransa'da referandum sonucu açıklandığında sevinç çığlığı atanlara dikkat ettiniz mi?