Taraflar adeta bir ölüm - kalım mücadelesi veriyor.Batı tarafındaki kalede "Değişimciler" var.Karşı kalede ise "Statükocular"...Bu çekişmeli derbi, karşılıklı goller ve tehlikeli faullerle sona yaklaşıyor.***Başkentin bürokrasi koridorlarında gezenler bu çekişmenin nasıl kıyasıya sürdüğünü gözleyebiliyor.Yan yana binalarda sırt sırta çalışan her iki takıma mensup bürokratlar, birbirine tuzaklar kurarak, birinin yaptığını diğeri bozarak ve karşı tarafta derin yaralar açarak hedefe varmaya çalışıyor.Gelin maçın son bir haftasından enstantaneler izleyelim:***Hafta ortası "Değişimciler"in en büyük umudu 10 yıldır hapis yatan DEP milletvekillerinin tahliyesiydi. DGMnin tahliye kararı, AB yolunu tıkayan en büyük engellerden birini kaldıracaktı. Mahkeme heyeti, aylardır gelip giden heyetlerden yılmıştı. Lakin, bu engel aşılırsa, peşinden sıra DGMlere gelecekti. Yani DGMnin, nihayette kendi varlığına son verecek bir süreci tetiklemesi bekleniyordu.Tabii olmadı.Mahkeme, 15 yıl hapis kararında direndi.Dahası, sanıklar duruşmaya kelepçeli getirilerek bir güç gösterisi yapıldı.Kapıda bekleyen Avrupalı parlamenterler DGMleri "faşist" diye niteleyip "Türkiye demokratikleşmezse ABye giremez" dedi.İstenen de buydu."Değişimciler" haftaya 1 - 0 yenik başladı.***Beraberlik golü, 3 gün sonra Kıbrıstan geldi.Referandumda Denktaş çöktü.AB yolundaki büyük bir taş, yerinden kalktı.Durum eşitlendi.Cesaretlenen "Değişim" takımı hemen yeni uyum paketini sahaya sürdü.Bilin bakalım bu "son paket"te ne var:Madde 1: DGMlerin kaldırılması...İki: YÖKteki Genelkurmay temsilcisinin çıkarılması...Üç: Askeri harcamaların denetimi için Sayıştay kanununun değiştirilmesi. Bunlarla Kopenhag siyasi kriterleri kağıt üzerinde yerine getirilmiş oluyor.İş, uygulamaya kalıyor.***İşte maçın kızışacağı yer, bu uygulama alanı...Burada alttan alta, cehennem kazanları kaynıyor.Mecliste CHP, reform paketine desteği, dokunulmazlıkların kaldırılması koşuluna bağlayarak "Değişim"e ayak direyen tarafa savruldu.Asker, maçta taraf olmaktan cayıp "hakem" rolüne girince statükocular bozuldu. Genelkurmay Başkanını hedef alan yazılar sıklaştı.Asıl önemlisi, statükocu bürokrasi direnişe geçti.Reformları uygulamayarak, en azılı sanıkları "yanlışlıkla"salarak, karakolda işkence yaparak, Kürtçe kurslarına saçma bahanelerle engel olarak, Kürtçe yayınları yönetmeliklerle boğarak süreci engellemeye çalışıyor.Çünkü biliyor ki, Kıbrıs çözülürse, Güneydoğu huzura ererse, Egede, Ermenistan hududunda barış rüzgarları eserse, Türkiyede artık göz korkutmaya dayalı baskıcı bir siyaseti dayatmak mümkün olmayacaktır.***Maçın en heyecanlı ve en kritik devresine giriyoruz.Faullere ve sahaya müdahale eden "yabancı"lara kart gösterirsek..."Hakem"i taraf hale getirmezsek...CHPyi değişime ikna edersek...Nafile korkuları yenersek...Kendimize güvenirsek... Türkiye bu maçı kazanır. can.dundar@e-kolay.net Ankarada bir süredir oynanan final maçı, en heyecanlı devresine girdi.
Özay Şendir
Gerçek savaş mı yoksa danışıklı savaş mı?
23 Haziran 2025
Tunca Bengin
Nobel Barış Ödülü adayı ‘savaş’ dedi
23 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yabancı parayla ücret olur mu?
23 Haziran 2025
Didem Özel Tümer
İran’da zorla rejim değişikliği mümkün mü?
23 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bundan sonra neler olacak?
23 Haziran 2025