Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Evet!Başta Rahşan Hanım olmak üzere doktoru, koruması herkes onu bu "intihar"dan vazgeçirmeye çalışmış.Nafile!Olacakları bile bile gitti.Böyle bir finali seçti.* * *Ecevit'i bilenler, onu bir kere kafasına koyduğu şeyden vazgeçirmenin zorluğunu da bilirler.3 Haziran 1977'de Başbakan Demirel kendisine bir mektup yazıp "Taksim mitinginizde size suikast düzenlenecek" dediğinde de "Eşim ve ben orada olacağız" cevabını vermiş ve arkasına takılan kitlelerle Taksim tarihinin en büyük mitinglerinden birini gerçekleştirmişti.12 Eylül'de herkesin sustuğu dönemde konuşmuş, yargılanmış, 2 kez hapsedilmiş, 120 soruşturmayla dışarı çıktığında "Yine konuşacak mısınız?" sorusuna şu yanıtı vermişti:"Herkes baskıya boyun eğseydi, insanlık hâlâ dünyanın düz olduğunu sanıyor olurdu."* * *Kişisel bir meydan okuma mı bu?Kısmen..."Genel Başkan"ı "lider" yapan iksire katılmış bir cesaret tozu...Ama aynı zamanda onun tarihten devraldığı bir miras...Çünkü oturduğu koltuk Atatürk'ün koltuğu...O Atatürk ki, Hatay sorunu kızıştığında, doktorların "Günün 23 saati yataktan kalkmamalısınız" dediği zamanda, -ve yine kavurucu bir mayıs sıcağında- trenle Mersin'e gitmiş, hâlâ ölmediğini dünyaya göstermek için kızgın güneş altında, ayakta 40 dakika geçit törenini izlemiş, bu geziden 6 ay sonra vefat etmişti.Çünkü o koltuk İsmet İnönü'nün koltuğu...O İnönü ki 22 Şubat 1962'de Talat Aydemir ve ihtilalci askerleri Ankara'yı teslim aldığında, herkes Meclis'i boşaltırken "Gider Meclis'e tek başıma otururum. Gelsinler beni vursunlar" demiş ve kararlılığıyla ihtilalcileri dize getirmişti.Ecevit, bu geleneğin (son) temsilcisidir.* * *Lider, bir huzur döşeğinde halefine el vererek dünyayla vedalaşmayı yediremez kendine...Büyük İskender gibi içki içme yarışında ya da Atilla gibi gerdek yatağında can vermek istemez.Dünyaya gelişi kendi kararı değildir; ama gidiş kararını kendisi vermelidir.Bütün seçimlerini kendisi yaptıktan sonra ölüm seçimini Azrail'e bırakmaz.Biyografisinin son sayfasını kendisi yazmak ister.Üstüne yürür ecelin...Bu intiharsa, yine kendi kararı olacaktır.Bazen gümüş bir yüzüğün gizli haznesindeki zehri onunla yudumlayarak,bazen kıyamet ateşi altındaki bir siperden ansızın karşıya fırlayarak,bazen beyni içten içe kanarken bir yoldaş cenazesi için ayağa kalkarak...Ölümsüzlüğünün sırrı, biraz da bu ölüm kararında saklıdır. can.dundar@e-kolay.net Ecevit'in o gün Mustafa Yücel Özbilgin'in cenazesine katılması bir intihar sayılabilir mi?