19luk genç, Santiagoda adı kötüye çıkmış bir kabareye gitti.Salon, muhabbet tellalları ve kabadayılarla doluydu.Birden tango kesildi. İki serseri sahneye atlayıp tekme tokat birbirine girişti.19luk delikanlı - nasıl bir cesaretle bilinmez - sahneye fırlayıp kavgacılara bağırdı:"Pis serseriler! Buraya sizi seyretmeye değil, dans etmeye geldik".Bıçaklı serserilerden biri gencin üstüne yürüdü. Bizim sıska ilk yumrukla gerileyip kapıya yapıştı. Şimdi celladının önünde yapayalnızdı. İşte o anda adamın vahşi hayvan gibi açılmış gözlerinin rengi değişti. Avına dikkatle bakıp sordu:"- Siz Pablo Neruda değil misiniz?""- Ta kendisi" dedi genç adam...Serseri, başını önüne eğdi:"Ne boyu devrilesice herifim ben... Deli gibi hayran olduğum şairle dövüşüyorum".Kadın satıcısıydı. "Bizler aşağılık herifleriz, ama sizin mısralarınızı ezbere biliriz" dedi ve okumaya başladı:"Dizlerine oturmuş bir çocuk derinliklerinden bizi süzüyor / benim kadar hüzünlü..."* * *Ne sahne!..Neruda belki bunları yaşadığından "Benim hayatım, bütün hayatlardan oluşmuş bir hayattır" diye özetleyecekti yaşamını..."Yaşadığımı İtiraf Ediyorum" (Milliyet, 1998), bir şairden çok bir siyasal eylemcinin anıları gibiydi."Istırap çektim ve savaştım. Sevdim ve şarkılar söyledim. Dünya bölünürken yendim ve yenildim. Ekmeğin ve kanın tadına vardım. Şiirim için yaşadım ve şiirimle savaşlar verdim. Başka ne arzular bir şair?.."* * *1934te İspanya İç Savaşında Franco faşizmine karşı Lorcanın, Albertinin "oğulları ölen analar"ın safındaydı."Ben de sizler gibiyim analar/ benim kalbim de yas dolu, ölüm dolu / gülüşlerinizi öldüren kanla / serpilip gelişmiş / bir orman gibidir kalbim..."1945te Şili Komünist Partisinden senatördü.1950de sürgün...1969da Halk Cephesinin başkan adayı...Salvador Allende de aday olunca onu desteklemek için çekildi. Allende seçilince Parise büyükelçi olarak atandı.1971de Nobel Edebiyat Ödülünü aldı. O yıl kanser teşhisi kondu, ama kendisine söylenmedi bu...12 Temmuz 1974, 70. doğum yıldönümüydü. Allende, görkemli bir yaş günü partisi için aylar öncesinden hazırlık başlatmıştı. Ancak 11 Eylül 1973 sabahı, darbeci askerlerce sarayında kıstırıldı.Neruda o sabah her zamanki gibi saat 7de radyosunu açtı. Allendenin son konuşmasını dinledi. Kendi evlerinin de sarıldığını fark etti. Az sonra, dostunun elde silah direnirken öldürüldüğünü de radyodan öğrenecekti. * * *O günlerde, anılarıyla uğraşıyordu. Hasta haliyle sekreterine şu satırları yazdırdı:"Bu satırları çabuk çabuk yazdırıyorum. Hava bombardımanından sonra tanklar saldırıya geçti. Yoldaşım Allende onları çalışma odasında bekliyordu. O anda yüce yüreğinden başka kimsesi yoktu. Cesedi bir yerlerde gizlice gömüldü. O ünlülerin ünlüsü insan, makineli tüfeklerin kurşunlarıyla delik deşik edilmişti; Şiliye bir kez daha ihanet etmiş Şili kurşunlarıyla..."Anılarının son satırlarıydı bunlar...Bir hafta sonra ateşi yükselince Santiago hastanesine kaldırıldı. "Onu katlediyorlar... onu katlediyorlar" diye sayıklıyordu.23 Eylül gecesi uykudayken ölüme kayıverdi.* * *Geçen ay 100. doğum yıldönümüydü. Bazıları hiç ölmüyor; değil mi? can.dundar@e-kolay.net 1923 yılıydı.
Özay Şendir
Gerçek savaş mı yoksa danışıklı savaş mı?
23 Haziran 2025
Tunca Bengin
Nobel Barış Ödülü adayı ‘savaş’ dedi
23 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yabancı parayla ücret olur mu?
23 Haziran 2025
Didem Özel Tümer
İran’da zorla rejim değişikliği mümkün mü?
23 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bundan sonra neler olacak?
23 Haziran 2025