Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İşsizdi.Bir gün tesisat teknikerliği işi buldu."Nerede?" diye sordu."Sibiryada" dediler.Rusyanın en doğusunda, buzlar üzerine kurulmuş Anadirde ihale alan bir Türk firmasında çalışacaktı. Isı -40 dereceydi. Kış 9 ay sürüyor, 3 ay gece olmuyordu.Sivaslıydı Hakan... Bekârdı. 30 yaşındaydı. Para kazanıp bir hayat kurması gerekiyordu. Kabul etti.***Anadirde çalışma koşulları çok ağırdı. Rus işçiler haftada 6 gün, günde 8 saat çalışarak 1000 dolar alırken, Türk işçiler o para için haftada 7 gün, günde 14 saat çalışmak zorundaydı. Ayda sadece 1 gün izin vardı.Yılmadı, çalıştı Hakan... Tekniker olarak işçilerden daha fazla kazanıyor, ayda 1500 dolar biriktirebiliyordu. Ama Sibiryada, soğukta oksijensizlikten ciğerler büyüyor, ciddi sağlık sorunları baş gösteriyordu.2 yılın sonunda Türkiyeye döndü. Sivasta iş kurmak istiyordu. Olmadı. Biriktirdiği paranın bir kısmı hasta olan annesiyle babasının tedavisine gitti. O da İstanbula yerleşmeye karar verdi. Orada bir ev alacak, iş bulacak ve aile kuracaktı.***Lakin biriktirdiği para, İstanbulda ev almaya da yetmedi. İş de yoktu. Yine bir gurbet işi bulabildi Hakan...Afganistandaki Amerikan askeri kampında iş alan bir Türk şirketi eleman arıyordu. Bavulu toplayıp bu kez Afgan yollarına düştü.Kutuplardan çöllere savrulmuştu. Heratta kuruluydu şantiye... Koşullar felaketti. Çalışanlar sobasız hangarlarda yerde yatıyordu. Yetersiz besleniyor, üşüyorlardı. Ayda 700 dolar içindi bunca eziyet... 3 ayın sonunda tedavi için izin aldı Hakan... En ucuz havayolu şirketinden Türkiyeye kestirdi biletini...Uçağı geçen hafta Herattan havalandı. Kâbile yaklaşırken 104 yolcusuyla düştü.Hakanın cesedi Kâbilin doğusundaki bir karlı dağda bulundu.***Okuyup "Vah vah" deyip geçtiğimiz haberlerin arkasında yürek burkan insan hikâyeleri gizli...Sadece insan hikâyeleri de değil;"Döviz geliyor" diye gurbette işçilerinin denetimsiz, sefil şartlarda çalışmasına göz yuman bir ülkenin,...ucuz işçilik sayesinde ihale alıp hiç gidip görmediği coğrafyalarda çalışanlarını köle gibi çalıştıran şirket patronlarının,...ucuza daha çok adam taşıyabilmek için bakım harcamalarından kısan "uçan tabutlar"ın,...bu uçak firmalarını ve işçileri perişan eden şirketleri uyarmayan elçiliklerin,...kendi canları pahasına kazanılmış başarı haberlerinde hiç adları geçmeyip ancak kazada can verdiklerinde haber olabilen, kurtulduğunda ise kazandığını sağlık harcamalarına döken "Allaha emanet" yüz binlerce işçinin, mühendisin, teknisyenin,...ve Anadoluda onları bekleyen acılı yüreklerin de hikâyesi bu...Bu ülkenin çocukları, yaban elde karın tokluğuna çalışan işçi, ırkçılarca linç edilmiş gurbetçi, savaş bölgesinde katledilmiş kamyoncu, dönüş uçağında ikinci sınıf yolcu olmaktan ne zaman kurtulacak? can.dundar@e-kolay.net Hakan Özkahya, inşaat teknikeriydi.