"Baba İnönü'den Ömer İnönü'ye Mektuplar"ı (Bilgi, Mayıs, 2006) okudum hafta sonu... Kitapta İnönü'nün çoğu 2. harp yıllarında ve cumhurbaşkanı olduğu dönemde, önce İstanbul'da, sonra Amerika'da okuyan oğlu Ömer'le yazışmaları var.Paşa, "Ey benim hayatımın en kıymetli fidanı, ailemin temeli Ömerciğim" diye hitap ettiği oğluyla yazışmalarını biriktirmiş, "Bu mektuplar ilerde ömrümce okuyacağım toplu bir eser olacak" diye yazmış.Mektuplarda İnönü'nün gündelik hayatından ilginç ayrıntılar var:Ömer'in Amerika'da yaşadığı geçim sıkıntısı, Paşa'nın "yabancı gelin" endişesi, kendisine bir yıllık National Geographic dergisi aboneliği hediye edince çocuk gibi sevinmesi...Ama asıl ilginci, İnönü'nün her koşulda veliliği elden bırakmaması... Aktaracağım kimi alıntılarda da göreceğiniz gibi "Eee, dersler nasıl"dan öte bir ilgi var bu mektuplarda...Savaş yıllarında Köşk'e kimya laboratuvarı kurdurup özel kimya dersleri alan bir Cumhurbaşkanı'ndan da bu beklenirdi zaten:***"Sevgili Ömerim,İmtihan notlarını aldım. Kimyadan çok terakki var. Fizikten iki numara daha az almışsın, ama yine yüksek. Tersimi hendese (geometri) az. Ehemmiyet verirsen çabuk telafi edersin. (..) Fransız edebiyatında 17. asrı bitirmişsiniz. Kimleri ve hangi eserleri okudunuz? Bir deyişe göre Fransız edebiyatının nur devri sayılan 18. asır seni çok ilgilendirecektir." "Çok sevgili babacığım,18. asır muharrirlerinden Montesquieu ve Buffon'u gördük; daha Voltaire, Diderot, J.J. Rousseau var. Hepsi mühim şahsiyetler..."Sevgili oğlum,Ben de yoğun çalışmaya başlamak üzereyim. Güzel kitaplarım var: Edebiyat, fen siyaset... Evvela fenni-içtimai birinden başlayacağım: Almanca 'Kimya Dünyayı Zaptediyor' isimli... Sana vakit vakit malumat veririm. İngilizce cilt cilt Bernard Shaw'lar da bekliyor. Bakalım bu kış ne kadar vakit bulacağım. Goethe'nin bütün eserlerini de toptan edinmeye çalışıyorum. (..) Bu münasebetle sizin lisede okuduğunuz üç cilt kimya kitabını gözden geçireyim dedim, daha bir haftalık işim var sanıyorum."Çok sevgili Babacığım,Havalar soğudu. Mektepte kaloriferler de daha yanmıyor. Herkes paltoyla dolaşıyor. Başvekilin nutkunu ilk defa çok az sert bulmuşlardır. Şimdi Varlık Vergisi üzerinde ısrar ediyorlar ve doğru olarak tatbikini temenni ediyorlar. Dışarıdan ve mektepten işittiklerim bunlar."Sevgili oğlum Ömerim,Biz de evde serince oturuyoruz. Ben bu mektubu kütüphanede, kalın dışarı paltosu ile yazıyorum. (..) Benim kimya dersleri şimdilik hırslı bir halde. Tecrübeler devam ediyor. Memnun oluyorum. (..) Çok sevgilerle gözlerinden öperim evladım. İşim acele. Hocam geldi. Kimya laboratuvarına ineceğim."Sevgili oğlum ÖmerimSabahleyin annen ile beraber belediyeye gidip, ikinci seçmen olarak rey verdik. Sonra kendisinden öğrendim ki annen bana da rey vermiş. Teşekkür ettim. Ama daha evvel Özden ile Erdal'ı da kandırarak annene propaganda yaptırmıştım. İyi oldu."Sevgili oğlum,Dün Erdal'la fizik dersine başladık. Perşembe ve pazartesileri ders yapacağız. Çok sevindim. Erdal'ı çok sıkmadan bu tecrübeleri tekrar etmekten çok hoşlanacağım. "Sevgili babacığım,Analitik geometriden burada bitiremediğimiz eğriler bahislerine sömestr tatilinde, ben Ankara'da iken belki vakit bulabiliriz. Sizin de o zamana kadar analitik conception'unuz oldukça gelişir. ***Unutmayın ki, bütün bunlar savaşın kapıya dayandığı yıllarda, Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde yaşanıyor.Mektupları okurken, çocuklarıyla yeterince ilgilenemediği için gözyaşı döken Başbakan'ı anımsadım.Hem siyasetçi hem baba olmak zor iş gerçekten... can.dundar@e-kolay.net İkinci Dünya Savaşı'nda İsmet İnönü'nün devlet adamlığı üzerine çok şey okumuşuzdur, ama savaş yıllarında baba olarak İsmet Paşa'yı bilmezsiniz.