Okullar kapandı, sınavlar bitti, tatil dönemi başladı diyebiliriz. Bu yaz tatil planlarını yaparken, doğayı da işin içine katmayı unutmayın. Çünkü yaz aylarında güneş kremi kadar toprakla temas etmek de sağlıklı yaşamın bir parçası. Öyle ki bedenin de zihnin de dinlenmeye hakkı var. Yani sadece nereye gittiğiniz değil, neyle temas ettiğiniz de önemli. Doğa ile iç içe geçirdiğiniz tatil günlerinin vücudunuza olan etkisine yakından bakmaya ne dersiniz?
Daha iyi ruh sağlığı
Doğada zaman geçirmek parasempatik sinir sistemini aktive ederek stres hormonu olarak bilinen kortizol seviyelerini dengelemeye yardımcı oluyor. Sustainability dergisinde geçtiğimiz aylarda yayımlanan çalışmada, doğa temelli tatillerin bireylerin zihinsel iyilik hali üzerinde belirgin bir fark yarattığı gösteriliyor. Üniversite öğrencilerinin değerlendirildiği araştırmaya göre özellikle deniz, orman, nehir gibi doğal unsurların bir arada bulunduğu ortamlar, şehir tatillerine kıyasla daha yüksek düzeyde rahatlama, daha iyi duygu-durum ve psikolojik yenilenme sağlıyor. Tatilden sonra işe dönüş sürecinde daha az stres yaşandığı ve pozitif ruh hâlinin daha uzun sürdüğü de bulgular arasında. Bu da gösteriyor ki, birkaç günlüğüne bile olsa doğaya karışmak, sadece tatil değil aynı zamanda zihinsel bir onarım süreci olabilir. Henüz tatile çıkamayanlar için de birkaç günlüğüne bile olsa ormanda yürümek, deniz kıyısında zaman geçirmek beyin için adeta bir yeniden başlatma butonu gibi çalışıyor.
Kronik hastalık riski azalıyor
Doğa bu olumlu etkisini sadece zihinsel sağlık üzerinde göstermiyor. Environmental Research dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, doğa içinde vakit geçirmek kan basıncını ve nabzı düşürmeye yardımcı oluyor, kardiyovasküler sağlığı destekliyor. Çalışmada yeşil alanların çevresinde yaşayan bireylerde ölüm oranlarının yüzde bin 215 daha düşük olduğu gözlemlenmiş. Nature’da yayımlanan bir araştırmada ise haftada en az 120 dakika doğada zaman geçirmenin yaşam memnuniyetini ve fiziksel sağlığı yüzde 60 oranında artırdığı belirtilmiş.
Bu besinleri tüketiyor musunuz?
Tatil demek aslında bedenin neye ihtiyacı olduğunu duyabilmek demek. Doğada vakit geçirmek zihinsel ve fiziksel sağlığınızı elbette destekler, bu gücü doğal ve bitki bazlı beslenerek arttırmak ise elinizde. Karpuz-peynir ikilisi, zeytinyağlılar, yoğurtlu tarifler, bol su, maden suyu gibi küçük ama önemli alternatifler sindiriminizi rahatlatırken iyi hissetmenizi sağlar. Konu gıda seçimleri olunca size çok yeni bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. Nature Food’da yayımlanan çalışmada, 40-70 yaş aralığındaki 120 binden fazla birey 10 yıldan uzun süre boyunca izlenmiş. Çalışmada çay, çilek, bitter çikolata ve elma gibi flavonoid açısından zengin bazı yiyecekleri tüketenlerin sağlık sorunları geliştirme riskini azaltabileceği ve daha uzun yaşama potansiyeline sahip olabileceğini bulunmuş. Günde yaklaşık 500 mg flavonoid alımı, ölüm riskinin yüzde 16 daha düşük olmasıyla ve ayrıca kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet ve solunum yolu hastalığı riskinin yaklaşık yüzde 10 daha düşük olmasıyla ilişkilendirilmiş. Bu gıdaları sofranızdan eksik etmeyin...