Ertesi gün Fatih Altaylı, "İyi de 'Biz' dediğin kim" diye sormuştu:"Biz Galatasaraylılar, spiker her 'Biz' dediğinde top Milan'a geçti zannediyoruz".Dün, bu tavrını "düzeltti"."Fener gol atsın diye dua ettim" diye yazdı. Avrupa'nın Türkiye'ye karşı takındığı tavır onda "rövanşist" duygular doğurmuştu.* * *Günümüzün kimlik karmaşasına harika bir örnek bu...Aslında "biz"den önce, "siz" problemlidir Türkçede...İnsanlar kime "siz", kime "sen" diye hitap edeceğini bilemez, genellikle kıyafetine, yaşına, konumuna göre karar verir. Toplumdaki otorite ilişkilerinin, güç dengelerinin bir yansımasıdır "siz":Kaymakam tebaasına "sen" der mesela; taban da birbirine "sen" diye hitap eder, ama taban, kaymakama "siz" demek durumundadır.İngilizce gibi bazı dillerde, hitapta "sen"-"siz" farkı yoktur.İsveç'te, 1960'larda dilden "sen"-"siz" farkının kaldırılması için kampanya açıldığını biliyor muydunuz?* * *"Kazanacağız" diyen spiker tartışmasının bamteli şu:"Biz" şemsiyesi, artık hepimizi kapsamaya yetmiyor.Birkaç nedenle:Şemsiye yıprandı, ufaldı; buna karşın zamanında o şemsiyenin kenarında kalıp ya da altına alınmayıp ıslananlar "onlar"laştı, gidip kendi "biz"lerini oluşturdu.Ulus devletin zayıflamasıyla 20 yıl önce herkesi heyecanlandıran "milli takım ruhu" köreldi. "Biz"i bir arada tutan ortak değerler aşındı."Biz", çeşitlenen insan tipolojisini, genişleyen fikir yelpazesini kucaklayacak şekilde yenileneceğine herkese tek tip kıyafet giydirme inadını sürdürdükçe günden güne daralan bir takım elbise haline geldi.* * *Ondan sonradır ki, kapsamlı üst kimliklerin yerini işlevsel alt kimlikler, türlü çeşit rozetler almaya başladı:Galatasaraylılık, Rotaryenlik, kolejlilik, Nakşibendilik, çevrecilik, vs. çoğu insanda daha güçlü bir aidiyet duygusu yaratıyor.Takım maçlarının, milli maçtan fazla seyirci toplaması ondan...Nükleer santral karşıtlığı, hemşerilikten daha sağlam bir bağ oluşturuyor. Hemşerilik iradi olmayan bir gerçeklik çünkü; karşıtlık, bilinçli bir seçim...Öyle olduğu için de bazen kapı komşunuzla paylaşamadığınız değerleri, internette tanıştığınız Uruguaylı bir gençte buluyorsunuz.Giderek yaygınlaşan "internet cemaatleri" bunun kanıtı...Dünya küçüldükçe dünün "onlar"ları, hızla "biz"leşiyor; "Biz"imkiler, yabancılaşıp "onlar" oluyor.* * *Önce fiziki, sonra zihni sınırları yıkan, "bayrak tanımaz" sermayenin gücü ve baskısı oldu. Ama sınırların yıkılması, yerel yeteneği de evrensele taşıdı. "Biz"im gibi konuşmayan edebiyatçımıza dünyanın kol kanat germesi bunun örneğidir.Tabii Başbakan'ın "bizim" medyayı cezalandırmak için "yabancı" medyayı davet eder hale gelmesi de...Fatih Altaylı örneğine dönersek:Şimdi Avrupa'nın Haçlı kafası, "biz"i bu evrensel yönelime ayak uydurmaktan alıkoyuyor ve dışa kapatıp yeniden "onlara karşı biz" ortak parantezine hapsediyor.Dünyayı "medeniyetler çatışması"na götüren zihniyet budur işte...Ben, pazartesi böyle bir hata yapmayacaklarına inanıyorum. can.dundar@e-kolay.net Fenerbahçe'nin Milan'la oynadığı Şampiyonlar Ligi maçını anlatan spiker sürekli "Kazanacağız" diyordu ya...