Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tam 240 dakika (yani 4 saat) belgeseller ve eğitici filmler izleyeceğiz.Program, muhtemelen Alacahöyük kazılarının öyküsüyle başlayacak.Sonra türküler ve oyun havaları çalınacak. Arada "Ormanı yakma", "Yere tükürme" konulu eğitim spotları yayımlanacak. Ardından "Türk çömlek sanatı" belgeseli...Kanal kendini toplumsal hizmete mi adıyor?Hayır. atv cezalı...Mayısta yayımlanan 240 dakikalık "Akademi Türkiye" programı gizli reklam yasağını çiğnediği için, kanal - karartılmayacak ama - yasa gereği, aynı süreyle RTÜKün hazırlattığı "topluma faydalı" programları yayımlamak zorunda kalacak.***Kanal D de "Reklamlar arasında en az 20 dakika bulunmalıdır" hükmünü çiğnediği için cezalı...Hepimizi çıldırtan, birbirine bitişik reklam kuşakları yüzünden o da 57 dakika belgesel yayımlayacak.Herhalde yasa hazırlanırken birileri dedi ki:"Bunlar belgesel ve eğitim filmi yerine magazin ve reklam yayımlıyorlar. Ekran karartmak yetmez. Daha ağır bir ceza verelim".Ve ceza bulunmuş:"Belgesel yayınlasınlar".Cezalandırılan sadece kanal değil tabii... seyirci de cezalı:"Bu gece 4 saat belgesel seyredilecek. Sey - ret!"***Halkını belgeselle döven başka bir devlet var mıdır acaba?Veya "Cezalısın, belgesel yayımlayacaksın" diye kanal terbiye eden bir başka yasa?..Bu yolla belgesel sevdirilebilir mi?Çocukken yaramazlık yaptığımızda kapıcı hepimizi kömürlüğe kilitlemekle tehdit ederdi. Bazen yapardı da... Bu cezadan korkardık, ama hiçbirimiz büyüyünce birer "kömürlüksever" olmadık. Tersine, bazılarımız hala bodrum katlarına inmekten korkuyor.***Şimdi devamsız öğrencileri, kaytardığı dersler kadar belgesel izlemeye mecbur etsek,Bölücülükten hapse düşenlere mahkumiyetleri boyunca cumhuriyet belgeseli seyrettirsek,Ormanda ateş yakanları bir odaya tıkıp "orman yangınları"nı anlatan eğitim filmi göstersek,Onları "ıslah" edebilir miyiz?Belgeseli sevdirebilir miyiz?***Tepeden inmeci zihniyetin - muhtemelen de iyi niyetli - bir girişimi de olsa bir belgeselci olarak ben, yaptığım işin bir cezaya, bir ezaya dönüştürülmesine isyan ediyorum.Sıkıcı bir ders olmaktan çıkarıp sevdirmeye çalıştığımız belgeselin, 12 Eylülün "döverek İstiklal Marşı okutma" türü bir baskı politikasının kurbanları arasına yerleştirilmesini içime sindiremiyorum. En çok izlenen saatte ekranda belgesel görebilmek için bir dizinin içinde küfredilmesini ya da bir filmde uluorta sevişilmesini beklemek kanıma dokunuyor.Bu yolla belgesel sevdirilmez, olsa olsa hepten soğutulur insanlar...Sevdirmenin yolu, projelere destek vermek, genç belgeselciler yetiştirmek, belgesel yayımlayan kanalları teşvik etmek, belgesele yatırım yapanlara vergi kolaylıkları getirmek, belgesel gösterecek sinema salonları açmaktır. Bunları yapmayıp belgeseli "RTÜKün sopası"na dönüştürürseniz, ...korkarım yolda bizi gören çocuklar "Belgeselci geliyor" diye kaçışır yakında... can.dundar@e-kolay.net Yakında atvde belgesel şöleni var.