Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"70 sente muhtaç olduğumuz" 24 Ocak döneminde Avrupa, Türkiye'nin yardım talebini "Sizde düşünce özgürlüğü yok" diye reddediyormuş. O dönemin Orhan Pamuk'unun adı, İsmail Beşikçi...Kürt sorununa ilişkin yaptığı çalışmalar yüzünden mahkûm olmuş Mülkiyeli bir sosyoloji doçenti...1980 Şubat'ında Başbakanlık Müsteşarı Turgut Özal, Hasan Celal Güzel'i aramış:"Hasan, herkes İsmail Beşikçi'den bahsediyor. Bu meseleyi halledemez miyiz" demiş.Uğraşmış Güzel:"Beşikçi'nin tahliyesi için elimizden geleni yaptık, fakat başarılı olamadık" deyip ekliyor:"Bürokrasi galip geldi".Yıllar sonra 28 Şubat döneminde Beşikçi'yi cezaevinde ziyarete gitmiş Hasan Celal Güzel... Ziyarete izin vermeyen savcı, Güzel'e şöyle demiş: "Sayın Bakanım, sizin gibi vatansever bir devlet adamı, bu komünisti nasıl ziyaret eder?"* * *25 yıl sonra dün Orhan Pamuk davasında da aynısı oldu:Siyasi irade ses çıkarmayınca, Türkiye'nin demokratikleşme sürecine ayak direyen "bürokrasi galip geldi".Mahkeme neresinden bakarsanız utanç vericidir.Düşüncelerinden dolayı bir yazarın yargılanması... Yargının topu bakanlığa atması...Bakanlığın suçu basına atıp işi oyalaması...Mahkeme salonunun tahrikçilerle dolması... Pamuk'un yanında kendi toprağının yazarlarından çok, Avrupalı siyasetçilerin olması...* * *Bu kadar medyatik bir davada bunlar oluyor.Bir de kıyıda köşede kalmış olanları düşünün.1980'de "mesele halledilemediği için" Beşikçi 17 yılını hapiste geçirdi.32 kitabı hâlâ yasak...Beşikçi'nin yayımcısı Ünsal Öztürk de 1,5 yıl hapis yattı.Yayımladığı 36 kitap mahkûm edildi.Siz düşünceyi suç sayan 8. madde kaldırıldı sanıyorsunuz değil mi?Kalktı, ama hiçbir şey değişmedi.Öztürk'ün "Yasa kalktı. Toplatılan kitaplarımı serbest bırakın" başvurusuna Adalet Bakanlığı ve Yargıtay da destek verdi, ama Savcı "Kitaplar bırakılırsa kaos ortamı oluşur" diye görüş bildirince 3 hafta önce 11. Ağır Ceza, kitaplar üzerindeki yasağın sürmesine karar verdi.DGM'ler kaldırılmış, yasalar değiştirilmişti, ama eski hâkimler şimdi Ağır Ceza Reisi cübbesi içinde benzer yasaları uygulamayı sürdürüyordu.Bu kandırmacanın bedeli şu:Önceki ay, Öztürk, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açtığı 37 davanın tümünü kazandı.Şimdi Türkiye, Öztürk'e 52 milyar lira tazminat ödeyecek.* * *Evet, Pamuk, Beşikçi, Öztürk değil, Türkiye yargılanıyor. Mahkûm oluyor. Gururlanacağı yazarlarını taşa tutuyor. Çıktığı yoldan geri çevrilmeye çalışılıyor. Başbakan seyrediyor.İş hepten sokağa dökülmeden ya da Avrupa'nın sopası beklenmeden işi yokuşa süren Adalet Bakanı'nı çağırıp, "Bu meseleyi halledemez miyiz?" diye soracak bir dirayetli siyasetçi yok mu? can.dundar@e-kolay.net Radikal'de Hasan Celal Güzel yazdı.