Ben çocuğumun "zorunlu din dersi" adı altında böyle bir ibadet eğitimi almasını istemiyorum. Çocuğuna ibadet öğretmek isteyen, onun yolunu bulur.Ancak böyle düşünenlerin aksine, "Din dersleri kaldırılsın" fikrinde de değilim. Çünkü din, çağımızın, dünyamızın ve toplumumuzun çok önemli bir gerçekliği...Modern eğitim, böyle önemli bir olguya yokmuş gibi davranamaz.O halde Hükümet Sözcüsü'nün deyişiyle çözümü "atomu parçalamaktan zor" gibi görünen bu sorun nasıl halledilecek? * * *Sünni İslam bilgileri içeren zorunlu din derslerini din özgürlüğüne aykırı bulan bir Alevi yurttaş, kızının bu derslere katılmaya zorlanamayacağı iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmuştu. Mahkemenin "Farklı inançların kendi dinlerini öğrenme hakkı ortadan kalkıyor" gerekçesiyle Türkiye aleyhine karar verebileceği bildiriliyor.Karar bu yönde çıkarsa Alevi yurttaşlar "Sünnilik eğitimi" sayılan derslere girmeme hakkı kazanacak.Peki bu, sorunu çözecek mi?* * *Hayır, belki daha da ağırlaştıracak.Çünkü "Sünniler için zorunlu, Aleviler için seçmeli" bir ders, hepten bölünmeye hizmet edecek.Milli Eğitim Bakanı'nın hoyratça önerdiği "Nüfusta din hanesine 'İslam' yazdırmasın, derse girmesin" yöntemi ise dışlanma yaratacak.Din dersi seçmeli hale getirilse bu kez de özellikle taşrada "çocuğunu derse gönderen/göndermeyen aile" ayrımı sıkıntı yaratacak.Din dersleri hepten kaldırılsa bu kez dini bütün aileler çocuklarının din eğitimi için cemaatlere başvurmaya başlayacak.Korktuğumuz mezhep-din çatışmalarına zemin hazırlayacak ihtimaller bunlar...O halde ne yapmalı?* * *Çare, bu dersi bir "ibadet pratikleri eğitimi" olmaktan çıkarıp çağdaş bir din öğretimine dönüştürmektir.Din dersi, insanlığın günümüze dek geçirdiği evrensel deneyimi sergileyen, dinler tarihini, kutsal kitapları karşılaştırmalı olarak inceleyen, dinin bölen yanlarından ziyade birleştiren, barışçıl, insancıl yanlarına vurgu yapan bir kültür dersi olmalıdır.Ders, toplumun çoğulcu yapısını gözeten bir içerikte hazırlanmalıdır. Zaman zaman gazeteler, çocukları camiye götüren din dersi öğretmenlerini eleştiriyor. Din dersinde öğrencilerin cami ziyareti bana ters gelmiyor. Sorun, çocukların "sadece camiye" götürülmesidir. Neden cemevleri de ziyaret edilmesin, kiliseler, havralar, diğer tapınaklar gezilmesin?Neden "farklı olana saygı ve hoşgörü", bir ahlaki zorunluluk olarak öğretilmesin?Nitekim Prof. Dr. Mualla Selçuk'un Din Öğretimi Genel Müdürü olduğu dönemde müfredatta bu yönde değişiklikler yapılmış ve uygulamaya konmuştu.Bu haliyle din öğretimi, Türkiye gibi çokkültürlü toplumlarda ayrışmaya değil, uyum çabalarına hizmet edecek ve hepimizi korkutan din temelli bir uygarlıklar çatışmasını engellemeyi amaçlayan bir yatırıma dönüşecektir. can.dundar@e-kolay.net Ben ilk din dersimi bir devlet okulunda aldım. En çok hatırladığım sahne, hocanın bizi tek tek tahtaya çağırıp kendi kürsüsü üzerine çıkarttığı ve namaz kıldırdığıdır.