Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ünlü sinema yönetmeni Herzog bir filminde, ata topraklarından koparılmış, asimile edilmiş Avustralya yerlilerini anlatır. Artık hepsi tarihlerini unutmuş, dillerinden kopmuş, düzene uymuşlardır. Eski dillerini, sadece kabilenin ihtiyar yerlisi bilir, ama kimse Onunla iletişim kuramaz.Derken, bir şirket, yerlilerin yaşadıkları topraklarda uranyum bulur. İşletmek ister. Toprağın asıl sahiplerinin yerliler olduğunu bir tek o ihtiyar bilmektedir. Lakin artık Onun dilinden anlayan kimse kalmamıştır. Yerliler mahkemeye gider ve kaybeder.Son topraklarını da terk etme zamanı gelmiştir.Şirket, yerlilerin nakli için yeşil bir C-130 uçağı tahsis eder. Mahkemeyi kaybeden yerliler şirkete, "Terk ettiğimiz topraklar karşılığında sizden bir tek şey istiyoruz" der:"...bu yeşil uçağı..."Şirket bu talebi kabul eder.Yerliler, yeşil uçağa doluşup çok uzak bir yere doğru yola çıkarlar... ...rahatça düş görebilecekleri kadar uzak bir yere... * * *Ölüme uçan yeşil karıncalar gibi değilse de, soğuktan kaçıp her daim bahara uçan kuşlar gibi sıcak kıtalara doğru kanat açıyorum ben de..."Siz bu satırları okuduğunuz sıralarda ben çok uzaklarda olacağım."Ve gelecek salıya döndüğümde, gördüğüm düşleri sizinle paylaşacağım.O zamana dek, hoşça kalın! can.dundar@e-kolay.net Avustralyanın ünlü yeşil karıncaları, oba çok kalabalıklaştığında, yaşadıkları yeri terk edip uzak bir diyara, ölüme giderlermiş. Yerliler onların ölüme yürüyüşlerini "Düş görmeye gidiyorlar" diye yorumlarmış.